Kılıçdaroğlu Bay Kemal, Seyit Rıza
için yaptığı toplantıya Atatürk düşmanı sahte solcu sözümona
Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP)
üyelerini de çağırmıştı.
Atatürkçü örgütlerin çağırılmadığı "Gençlik soruyor,
Kılıçdaroğlu yanıtlıyor" adlı bu toplantıda SDP ve diğer sahte sol guruplar, Bay
Kemal'e Seyit Rıza desteği vermişlerdi.
Bay Kemal, Cuma günü de "Anadilde eğitim" desteği almak
için, PKK kuyrukçusu EMEP (Emek
Partisi) Genel Başkanı Selma Gürkan ve PKK / BDP desteği ile
Milletvekili seçilen EMEP Eski Genel Başkanı Levent
Tüzel ile görüştü.
Kürt sorunu, açlık grevleri konuşuldu.
EMEP tarafı, Bay Kemal'e: "CHP, solundaki partilerle
Türkiye'nin temel problemlerinin çözümünde yol ittifakı yapabilir" önerisi
getirdi.
Yani ki, tercümesi: "Özerklik ve anadilde eğitim gibi
bölücü uygulamalar için sol partiler CHP'yi destekliyor" mesajını
iletti.
Bay Kemal, bölücü planlarına karşı koyan CHP içindeki
ulusalcıları, Atatürk düşmanı PKK kuyrukçusu bu sahte solculara şöyle şikayet
etti:
"CHP'de bazı kanatlar özellikle Kürt sorununun çözümü
konusunda adım atmamızı zaman zaman engellemek istiyorlar. Ancak insan hakları
ve evrensel hukuk kuralları çerçevesinde anadilde savunma, tecrit gibi konularda
tavrımızı ortaya koyduk. Anadilde eğitim de demokratik zeminde
tartışılabilir"
(Hürriyet gazetesinden Okan Konuralp'ın
haberi)
Atatürk düşmanları yüzlerine "sol" maskesi takmışlar, tozu
dumana katıyorlar.
Bay Kemal bir yandan bunlarla işbirliği yaparken, diğer
yandan da "Perinçek Apo'nun önünde diz çöktü, çiçek verdi, eskiden Maocu idi"
safsataları ile maskeleme yapıyor..
SDP ve EMEP böyle de, ÖDP farklı mı?
Özgürlük ve Demokrasi Partisi
(ÖDP) adındaki bu sahte sol partinin Birgün adlı gazetesinde
"Sol, Kemal'i tartışıyor" başlığı ile bir dizi yayımlanıyor.
Tartışanlar hep Atatürk düşmanı sahte solcular.
Doğu Perinçek, 24 kasım günlü Aydınlık köşe yazısında
diyor ki:
"Diziye verilen isim her şeyi anlatıyor. Dizi, amacını
daha başından ilan etmiş oluyor.
Bırakalım büyük bir devrimciyi, herhangi bir
insandan kamuoyu önünde babamızın oğlu gibi adı ile söz etmek, halkımızın
terbiyesinde yoktur"
"Sol", Fransız İhtilalinden beri devrimcilik anlamına
geldiğine göre, sol gelenekte Atatürk her zaman özel bir saygı ile
anılır.
Doğu Perinçek, Frankfurt Kütüphanesi'nde bulunan Komünist
Enternasyonal belgelerini taradı. Türkiye ile ilgili bölümleri 1970'li yıllarda
5 cilt halinde yayımladı.
(Komintern Belgelerinde Türkiye Dizisi, 5 cilt, Kaynak
Yayınları)
Perinçek, 1977 yılında da, Lenin, Stalin, Dimitrov, Mao,
Ho Şi Minh gibi devrim yapmış önderlerin Türkiye ve Kemalist Devrim hakkında
yazdıklarını derleyerek yayımladı
(Lenin Stalin Mao'nun Türkiye yazıları, Kaynak
Yayınları)
"Bütün bu yazılarda Atatürk'e karşı saygısızlık görmedim,
hep derin saygı gördüm" diyor Perinçek.
Dünya solunun Atatürk'e saygısı böyle. Gelelim Türkiye
soluna.
Şefik Hüsnü'lerden başlayarak Nazım Hikmet, Reşat Fuat
Baraner, Hikmet Kıvılcımlı, Mehmet Ali Aybar, Mihri Belli, 68 kuşağı
devrimcileri, Denizler, Mahirler hep Atatürk'ü saygın bir konumda
görmüşlerdir.
1954 Budapeşte Radyosu konuşmasında Nazım Hikmet
"Kemalizme ihanet ettiniz" diyor. 4 defa "Türk Milleti" diyor. Sol
budur.
Emperyalist - kapitalist merkezler ise tam tersine Atatürk
Düşmanlığı yapmışlardır.
Kurtuluş savaşı sırasında Lenin Atatürk'e yardım ederken,
emperyalistler Atatürk'e haydut, eşkıya diyorlardı.
1945'lerde ise ABD emperyalizmi Türkiye'ye
girerken "Kemalizmi yıkmazsak Türkiye komünizme gider" saptaması
yapıyorlardı.
1990 sonrasında AB şefleri açıkça "Kemalizm'in sonu geldi"
"Bu adamın resmi niye burada asılı" demeye başladılar.
Şimdi kendilerini sözümona "solcu, sosyalist, komünist"
ilan eden bazı zıpçıktılar Amerika'da, Avrupa'da imal edilen bu cereyana
kapılarak Atatürk'ü sözümona küçültme gayretleri içine
girmişlerdir.
Kendilerini "Leninist, komünist" ilan ederler, ama Lenin
ve diğer sosyalizm şeflerinin söylediklerinin tam tersini
söylerler.
Hatta bunlardan TKP-ML lideri Kaypakkaya Atatürk'ü
"İngiliz ajanı", "Kompradorların adamı" ilan edivermişti. Sen istediğin kadar
"Ama Lenin Atatürk'ün yurtsever, ulusalcı olduğunu söylüyordu, diğer sosyalist
önderler de aynısını söylüyor" de istediğin kadar. Arkadaş dinlemiyor ki. Devrim
yapmış, güçlü istihbarat örgütleri kurmuş sosyalist önderler meğerse hep
yanılmışlar da, bizim yeni yetmeler gerçeği görmüşler. ABD ve AB sayesinde
tabii. (!)
Atatürk'e karşı tavır meselesi ÖDP'nin, TKP'nin, EMEP'in,
kendisine sol adını veren diğer tüm örgütlerin önündedir.
"Kemal" diyerek Atatürk'ü küçültmeye çalışmak, sol adına,
sosyalizm adına yapılıyorsa bundan ancak utanç duyulur.
Pernçek diyor ki:
"Her hata düzeltilebilir, ancak yığınakta yapılan hata
düzeltilemez.
Bir ülkede yapılmış olan bir devrime karşı cephe tutmak, o
ülkede ilerde yapılacak olan devrime de cephe tutmak demektir.
Kemalist Devrim'e karşı tavır almak, cephe tutmak, büyük
sermayenin ve Ortaçağ gericiliğinin safına düşmektir.
Veya 29 Ekimlerde Cumhuriyetin ayağa kalkışını balkondan
seyretmektir.
Balkondan seyretmek, en sonunda devrime karşı çıkmaya,
karşıdevrimle birleşmeye götürür."
"Balkondan seyredenler" konusunu ayrıca
yazarım.
Atatürkçülük 1930lara dönmek ve o dönemin milliyetçiliği demek değildir. Örneğin emperyalizmi veya kapitalizmin milliyeti yoktur.onlarca yıldır kürt sorununu çözememişsiniz. Haa, şiddet yoluyla susturabilirsiniz. Ama daha sonra sorun tekrar ortaya çıkar. Zaten bu şiddet yoluyla çözme denemeleri yüzünden kapitalist ülkeler içişlerimize karışıyorlar. Mesele sorunu yabancı güçleri karıştırtmadan aramızda çözmektir. Bunun vebalinin büyük bir kısmı AKP ise öbür kısmı da şiddetle, operasyonlarla hallolmadığı aşikar. AKP'den önce "bin operasyon yaptık" diye böbürlenenler Belki o anda başarılı olabilirler. Diyelim ki AKP iktidar olmadı aynı iktidarlar görevi sürdürüyor olsunlar, yine sorun devam etmeyecek mi? Sonsuza kadar olağanüstü hal sürecek mi? Bunun demokrasiyle bağdaşır tarafı var mı? Suskunluk sizce barış mıdır? Demokrasilerde susturulmuş toplum olur mu? M. Kemal insan değil midir? İnsanların hataları olmaz mı Atatürk'ü eleştirmek Atatürk düşmanlığımıdır? Yoksa Atatürk bir dogma mıdır? Hiç mi yanlış yapmamıştır? Ben Atatürk'ün toplumumuza verdiği kazanımların tümünün baş destekçisiyim. Kürtlere anadilde eğitim hakkı vermekle ayrı bir Kürdistan devleti kurmak aynı mıdır? Ama demokrasi ve hukukun tüm kurallarını çalıştırırsak pekala barış içinde bir ülkede yaşayabiliriz. Çünkü anadilde eğitim bir insan hakkıdır.
YanıtlaSilNot: Bahsettiğiniz partilerden birinin adını bile yanlış yazıyorsunuz. "Özgürlük ve Demokrasi Partisi" oysa gerçek adı "Özgürlük ve Dayanışma Partisi"
"Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz"
Atatürk dile önem veren bir liderdir. Balkanların kaybının oralardaki dillerin resmi dil haline getirilmesiyle ivme kazanan ayrılıkçı isyanların eseri olduğunu söylemiştir.
YanıtlaSilSonradan iki veya çok sayıda resmi dile sahip olan devletler, önce federe sonra konfedere sonra da ayrı devletler haline gelirler.