Ali Serdar Bolat 7 Ağustos 2011
Libya'nın başkenti Trablusgarp batıda, Kaddafi'nin denetiminde.
Bingazi ise doğuda, NATO'cu teröristlerin elinde idi. Ama isyancılar Bingazi'de kontrolü kaybetti.
İşte olayın gelişim süreci:
Bir ay kadar önce NATO uçakları, isyancıları, yani NATO'cu teröristleri yanlışlıkla (!) bombaladı.
Kafalar karıştı. Sonradan işin içinde Rusya'nın olduğu anlaşıldı.
Rusya, isyancılardan bir kesimini Kaddafi ile barış görüşmesi yapmaya ikna etmişti.
NATO uçaklarının yanlışlıkla (!) bombaladığı isyancı gurubu bunlardı.
Sonra, isyancıların bir bölümünün Kaddafi ile müzakerekere başladığı yönünde söylentiler çıktı.
Bu söylentilerle birlikte, NATO'cu isyancıların kurmuş olduğu "Ulusal Geçiş Konseyi" birbirine düştü.
General Abdülfettah Yunus'un öldürülmesi ile isyancılar arasındaki hatlar koptu, NATO teröristleri çarşafa dolaştı.
Yunus, eskiden Kaddafi'nin İçişleri Bakanı ve Güvenlik Bakanı olarak 40 yıl görev yapmıştı..
Dolayısıyla, isyancılar arasında en birikimli kişi o idi. Askeri konulara vakıftı.
Onun için, Şubat ayında isyancılara katıldığında, anında isyancıların askeri komutanlığına getirilmişti.
İsyancılar, 28 Temmuz gecesi, Yunus'u cepheden çektiklerini bildirdiler. İki saat sonra da, öldüğünü açıkladılar.
İsyancılar, Yunus'un Kaddafi ile gizli görüşmeler yaptığına dair söylentiler olduğunu, bu konuda sorgulanmak üzere Brega'daki komiteye çağırıldığını söylediler.
İsyancıların üst düzey bir yetkilisi, Yunus'un Bingazi'de gözaltına alındığını açıkladı.
Bu durumda, Yunus'un ya gözaltına alındığı sırada, ya Brega'ya getirilirken yolda, ya da Brega'da sorgulandıktan sonra öldürüldüğü anlaşılıyor.
Yunus ile birlikte gözaltına alınan iki albay da Yunus ile birlikte öldürüldü. (Birinin tuğgeneral olduğu da söyleniyor)
"Ulusal Geçiş Konseyi" Başkanı Mustafa Abdülcelil, Yunus'un ölümü ile ilgili ayrıntıları açıklamadı.
Şüpheler isyancıların başı Abdülcelil üzerinde yoğunlaştı.
İsyancıların başının böyle bir cinayet işlemesi, isyancılar arasındaki güvensiz ortamı derinleştirebilirdi.
İsyancıların Petrol ve Maliye Bakanı Ali Tarhuni, Yunus'u isyancılar arasındaki İslamcı bir gurup olan "Ubeyde ibn Cerrah Tugayı"nın öldürdüğünü söyleyerek Abdülcelil'i aklamaya çalıştı.
Fakat önceden, sorgulanmak üzere Brega'ya çağırıldığını, Yunus'un Bingazi'de gözaltına alındığını söylemişlerdi.
Gözaltında iken, Yunus'u İslamcı bir gurup nasıl öldürebilirdi? Açıklamaları çelişkilerle doluydu.
İsrail'in DEBKAfile sitesi, Yunus'un ölüm emrini Abdülcelil'in verdiğini, Yunus ve iki albayın Bingazi'nin 20 km. doğusunda bir yerde başlarından vurulduklarını yazdı.
Siteye göre, Abdülcelil şu sebeplerle Yunus'u öldürttü:
Kaddafi ile barış görüşmeleri başlamadan önce, Libya'nin birçok büyük aşiretinde saygınlığı ve gücü olan Yunus'u devreden çıkarmak istedi.
Abdülcelil, isyancılara destek veren aşiretler arasında bile bir güç sahibi değildi.
Müzakerelerin bir aşamasında devre dışı bırakılabilirdi.
Yunus, 40 yıl emrinde çalışmış olduğu Kaddafi ile anlaşabilir, Ulusal Geçiş Konseyi'ni devre dışı bırakarak ülkenin yönetimini Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam ile paylaşabilirdi.
İşte Abdülcelil bu senaryodan korkmuştu.
İsrail sitesi işte böyle diyordu ama, barış görüşmelerinin başlayacağını nereden çıkarmıştı?
Çünkü NATO'nun tüm bombalama, lojistik ve istihbarat yardımlarına rağmen isyancıların Kaddafi kuvvetlerini yenemeyecekleri anlaşılmıştı.
Kaddafi 3 hafta önce, aşiretleri silahlandırmıştı.
Yüzbinlerce silah dağıtılan aşiretler, Bingazi'yi isyancılardan geri almaya yemin etmişlerdi.
Libya Aşiretleri Yüksek Konseyi üyeleri Trablusgarp'ta toplanarak Kaddafi'ye bağlılıklarını bildirmişlerdi.
Yayımladıkları bildiride: "NATO'cu isyancılara karşı mücadele edeceğiz, sahip olduğumuz her türlü aracı kullanarak saldırgan NATO Haçlılarına ve onların Libyalı uşaklarına karşı koyacağız." deniyor.
Bu durumları gören Haçlı saldırganlar, Kaddafi'nin Libya'dan ayrılması şartını geri çekmişler, yönetimden ayrılması kaydıyla Libya'da kalabileceğini açıklamışlardı.
NATO, Amerika, Avrupa böylece bir adım geri atmış oldu.
Obama, can düşmanı Chavez'e başvurarak Kaddafi'yi yönetimden ayrılmaya ikna etmesini rica etti.
Böylece Amerika, dünya kamuoyu önünde prestijini sarsacak bir adım atmak zorunda kaldı.
İşte bütün bu olgular, barış görüşmelerinin başlamak zorunda olduğunu işaret ediyordu.
İsyancılar Bingazi'de kontrolü kaybetti
++++++++++++++++++++++++++++++++
Afrika asıllı Fransız gazeteci Alen Jül, isyancıların "Ulusal Geçiş Konseyi"nin artık Bingazi'yi kontrol edemediğini açıkladığı yazısında şunları yazdı:
"Öldürülen General Yunus taraftarları Bingazi'de kontrolü ele geçirdi ve çarşamba gününden bu yana sokağa çıkma yasağı ilan ettiler.
NATO helikopterleri Bingazi üzerinde uçuyor. Abdülcelil'in nerede saklandığı belli değil.
Yunus taraftarlarının sözcüsü: "Bingazi'nin ele geçirilmesi ile Libya'nın doğusu işgalcilerden temizleniyor" dedi."
Seyfülislam Kaddafi: "İsyancılar içindeki Batı karşıtları ile anlaştık, NATO'cuların hepsi ya kaçacak, ya öldürülecek" dedi.
Seyfülislam, New York Times gazetesine yaptığı açıklamada:"Doğu kesimindeki isyancılar içindeki İslamcı liderlerden Ali Sallabi ile görüşmeler yapıyoruz." dedi
Ali Sallabi de aynı gazeteye yaptığı açıklamada Seyfülislam Kaddafi ile görüştüklerini doğruladı.
Üç gün mühlet
+++++++++++++
General Yunus'un 3 oğlu, isyancıların "Ulusal Geçiş Konseyi"ne üç gün süre verdiler.
"Bu süre içinde cinayet aydınlatılmazsa silahlar konuşacak" tehdidinde bulundular.
Bingazi'yi kontrol altında tutan Yunus taraftarları, Ulusal Geçiş Konseyi üyelerine "Yurdışına çıkmayın" ültimatomu verdiler.
Libya'nın doğusunda Kaddafi'ye desteğin arttığına belirten Alen Jül: "Batı'nın uykuları kaçmaya başladı" diye tazdı.
Sarkozi'nin paçaları tutuştu
+++++++++++++++++++++++
Durumdan çok rahatsız olan Sarkozi, Obama ve İngiltere Başbakanı Cameron ile görüştükten sonra Abdülcelil'i arayarak "Afrika Birliği'ne yanaşarak anlaşmaya çalış" talimatı verdi.
Böylece Haçlılar bir adım daha geri atmış oldular.
Afrika Birliği'nin hazırladığı şu planı Haçlılar şiddetle red ediyorlardı:
"Ateşkes ilan edilsin, ateşkesin kontrolü için bağımsız bir komisyon oluşturulsun, hükümet ve isyancılardan oluşan bir geçiş hükümeti kurulsun, anayasa hazırlansın, referandum yapılsın"
Süngüsü düşen Haçlılar "Kaddafi gitsin, Libya hükümetini tanımıyoruz" yaygaralarından çark etmek zorunda kalmışlardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder