22 Ağustos 2011 Pazartesi

Bölücü terör nasıl bitirilir? Cevabı Org. Balanlı verdi

Herkes soruyor, bölücü terör nasıl bitirilir, Kürt sorunu nasıl çözülecek?
Cevabı, 15 Ağustos günü Yüksek Askeri Şura Üyesi Org. Bilgin Balanlı verdi:
“Bu sisteme savaş açıyorum.”
Orgeneral, sisteme niçin savaş açtığını açık bir dille belirtiyor.
Çünkü bu sistem, “TSK’ya karşı alçakça savaş yürütmektedir”.

Org. Balanlı, savaşı sistemin başlattığını ve yürüttüğünü söylüyor.
Bu savaşı kabul ettiğini ilan eden ilk görevli generaldir.
Bir dönüm noktasıdır.
Mehmetçik de Sakarya’da savaşı kabul edince, “makûs talih” dönmüştür.

Bu bildirinin Silivri cephesinde ilan edilmesinin hemen ertesinde, sistem,
Türk askerini her iki cephede eşgüdüm halinde vurmaya devam etmiştir: 
Kuzey Irak cephesinde ve Beşiktaş cephesinde.
Mahkemeler general tutukluyor, PKK asker vuruyor.



Ankara’daki generalini sisteme teslim eden genelkurmay,
           Çukurca’daki askerini sistemin terörüne karşı koruyamıyor.
Bundan sonra da koruyamaz.

 
Çünkü Mustafa Kemal Paşa’nın da önemle vurguladığı gibi,
                                    iç cephe çökerse,
           öncelik, bu cephenin yeniden oluşturulmasındadır.
Org. Balanlı’nın “sisteme savaş açmasının” nedeni de,
                   iç cephenin yeniden kurulması içindir. 
       Savaş, iç cephede toparlanan güçle kazanılacaktır.

Sistemin içinde çözüm yok!
 İç cephenin diğer adı, sistemdir! 
               Bu sistemin içinde çözüm yoktur. 

Çünkü: 
1.
Irak’ı ve Türkiye’yi bölen haritaları NATO toplantılarında duvara asan ABD,
                        Türkiye kalesini içerden de ele geçirmiş,
         memurlarını BOP Eşbaşkanı sıfatıyla Türkiye’nin tepesine oturtmuş,
                                onlarla “2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşma” yapmış
     ve bu hizmet sözleşmesini 8 yıldır uygulamaktadır (2 Nisan 2003’ten bugüne).
2.
Sistemin BOP Eşbaşkanlığı, milli devleti ve Cumhuriyeti yıkmış,
                            devletin bütün imkânlarını 
         Türk Ordusunu yenilgiye uğratmak için seferber etmiştir. 
    Türkiye’ye ve Türk Ordusuna karşı topyekûn savaş yürütmektedir.3.
Bu koşullarda asker, yalnız Çukurca yolundaki mayına basmıyor; 
                                    Beşiktaş yollarına döşenen mayınlara da basıyor. 
Beşiktaş cephesindeki general ve subay zayiatının, 
             dünya savaş tarihinde ikinci bir örneği ve benzeri yoktur. 
4.
Sistem, şimdi de TSK’yi komşularımıza karşı cepheye sürme tertipleri içindedir. 
                      Türk Ordusu, Türkiye’nin dostlarıyla savaşa zorlanıyor.
                                            Asıl büyük mayın bu cephededir. 
5.
Sistem, sıcak para komisyoncularının, borsa vurguncularının, hortumcuların ve tarikat rantçılarının sistemidir.
Ülke kaynakları, iç barış ve bölgeler arası denge için kullanılamıyor; iktidar mafyasının ve tarikatların cebine akıtılıyor.
6.
Sistem, toprak ağalığından ve şeyhlikten kurtulmak isteyen Kürt köylüsünü ve yoksulunu eziyor; bütün halkı işsizliğe ve yoksulluğa itiyor.
7.
Sistem, elindeki bütün kültür ve propaganda araçlarıyla vatansızlığı aşılıyor;
               etnik bölünme, tarikatçılık, çıkarcılık, bireycilik moda!
Bu satırların yazıldığı sırada televizyonlarda el çırparak 
                    cümleten göbek atılırken,
        altyazılarda 11 askerin öldürüldüğü haberleri geçiyor. 
             Türk Ordusu, sistemin ideoloji ve kültürüyle de kuşatılmıştır.
++++++++++++

Bu koşullarda, BOP Eşbaşkanlığı şehitlerle ve milletle alay edercesine, “Ramazan münasebetiyle dükkânın kapalı” olduğunu ilan etmiştir.Bu sistem içinde çözüm yok, ne Ramazan’da, ne Şaban’da, ne de Recep’te!
Bu sistem devam ederse, çok yakında bölünme bile bir çare olarak gündeme gelecek, fakat toplum iç çatışmalarda çırpınacak ve kaosa yuvarlanacaktır. Eğer iç cephe kurtarılmaz ve kurulmazsa, Türkiye’yi bekleyen budur!
O nedenle açık oturumlara katılan ulemanın gevezelikleri ve gazete manşetlerinde “çözüm formülü” diye açıklananlar, geçersizdir. Türkiye, neredeyse 30 yıldır bu yalancı “çözümlerle” çözümsüzlüğe batırılmıştır.
Sistemin ağası olan ABD ve kâhyası BOP Eşbaşkanlığı,
                TSK’yı her cephede etkisiz kılmak yanında, 
şimdi iyice yorup mecalsiz bırakacak formülleri sahneye koymaktadır.
Kandil’in gece yarısı bombalanması gibi harekâtlar,
   milletin biriken gazını boşaltır, ama en sonunda halkı 
“Bu iş silahla olmuyor” noktasına götürmeye hizmet eder. 
Bu da iç cephedeki düşmanın bir oyunudur.
Bu planı kim yaparsa yapsın, iç cephe yeniden kurulmadan gerçekleştirilecek bütün uygulamalar, TSK’yi yeniden iç cephe ile karşı karşıya getirecektir.

++++++++++++

Devrimin denklemi kuruluyor
Ancak sistem, kendi mezar kazıcılarını da üretmektedir.
Yaklaşan büyük ekonomik sarsıntıların ayağa kaldıracağı emekçiler, devletsiz kalan millet, Cumhuriyetsiz kalan halk, iftar çadırlarında onurunu yitiren yoksullar yanında sistemin ezdiği asker de, artık sistemle cephe cepheye gelmiştir.
Türkiye, ABD ve İsrail şiddetiyle bölünmeye, bir devrimle cevap verecektir.
O devrim, Kürdünü kucaklayacaktır.
Buna rağmen ABD ve İsrail’in kucağında kalmakta ısrar edenlere de,
                      devletin ve milletin yaptırım gücü kararlılıkla uygulanacaktır.
Kürt halkımızla birleşilecek, ABD emperyalizmiyle işbirliğinde diretenler etkisiz kılınacaktır.

 Bugün bu millete, bu vatana, bu Cumhuriyete bağlı olan Türk ve Kürdüyle her yurttaşın parolası tarih tarafından belirlenmiştir:
 “Bu sisteme savaş açıyorum!”
 Bu parola, her emekçinin, her yurtseverin kapısını çalacaktır.


+++++++++++++++++++++++++
İşçi Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek'in 19 Ağustos 2011 günlü Aydınlık köşe yazısıdır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder