28 Haziran 2011 Salı

Bölünmeye razı olarak huzur ve barışa kavuşamazsınız

Gerçeği gizlemenin hiçbir yararı yok.
Gelen bilgiler, Türkiye halkının büyük bölümünün bölünmeye razı edildiği, Kürdümüzün de bölücü örgütün denetimi altına düştüğü yönündedir.
TSK bölünmeyi kabul etmiş gözüküyor 
Eylemine baktığınız zaman, komuta kademesinin bölünmeyi kabul ettiği ortadadır.
Türkiye, Suriye, Irak ve İran'ı bölerek Büyük Kürdistan kurmayı en öncelikli hedef edinen Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)'un Eşbaşkanını "siyasi irade" olarak kabul ederseniz, bölünmeyi de kabul etmiş olursunuz.
Açıktır ki, TSK komutanları, en azından kendi görev dönemlerinde sorumluluk üstlenmekten korkmakta, daha önceki komutanlar gibi Fenerbahçe Orduevi Lojmanlarına yerleştikten sonra huzura kavuşma beklentisiyle “görev” yapmaktadırlar.
TSK, sorumluluğu siyasi iktidarın, yani BOP Eşbaşkanlığı'nın sırtına yıkarak bölünme sürecine teslim olmuştur.
Yeni CHP ve MHP
 Yeni CHP, herkesin gördüğü gibi, ABD-İsrail planlarına dahil oldu.
MHP ise, Atlantik sistemiyle köklü bağları nedeniyle ve Kürde bakışı şaşı olduğu için, bölünme karşısında yalnızca bağırabilmektedir.
Bölücüler ve onların çekim alanında çırpınan bazı sosyalist partiler 
PKK/BDP, ikiyüzlülük içindedir. "Bölünmek istemiyoruz" kandırmacaları eşliğinde, nerdeyse 40 yıldır, etnik ayrılıkları derinleştiren bir siyaset izliyorlar.
Türkiye’ye karşı silahlı mücadelede ısrarın sonucu da ABD ve İsrail'in emrine girmeye mecbur kalmaktır.
Bölücülerin çekim alanında çırpınan, onlarla blok kurup seçimlere giren sosyalistler de BOP kapsamında eriyip gitmektedirler.
Kalıyor bir tek İşçi Partisi.
Ne yazık ki bugün Türkiye’de bölünme sürecine tutarlı olarak cepheden karşı koyan, yalnız İşçi Partisi var! 
Bölünme kolay mı? 
Bölünme, herkese kolay geldiği için ilk tercih haline gelmiştir.
Türkiye halkı, ‘Bu çatışma ve kargaşalık ortamı biter, herkes işine gücüne bakar, en azından barış ve huzura kavuşuruz’ diye düşünüyor.
Güneydoğu’da yaşayan Kürdümüz de, her ne kadar anketçilere birlikten vazgeçmem diyorsa da, ayrılmayı 30 yıllık bir şiddet döneminden kurtuluş olarak düşünmeye başlamıştır.
Türkiyemizin büyük kentlerinde ve diğer bölgelerinde yaşayan Kürdümüz ise, sürecin ciddiyetinin farkında değildir veya yaklaşan çatışma ortamında bir sığınak arayışı içindedir.
Uyaralım! Huzur ve barışa kavuşamazsınız. 
Türk milletini, milletimizin bir parçası olan Kürdümüzü, askerimizi uyaralım:
Bölünmeye razı olmanın sonucu, beklendiği gibi huzur ve barış olmayacaktır.
Zor oyunu bozar 
E. Tümg. Alaettin Parmaksız diyor ki:
 “Zor, oyunu bozar. Şu anda Türkiye’nin bileğini bükmek için zor kullanılıyor.
Bu oyunu ancak daha büyük bir zorlama bozar.
Buna Türkiye devleti sahiptir, yeter ki bu gücü kullanacak irade oluşsun.”
(Türk Ordusunda General Olmak, Kaynak Yayınları, s.409)

ABD zorunu caydıracak üç denklem

1. Buradaki "zor", Türkiye’nin ABD’ye karşı caydırıcı bir irade ve güç göstermesidir.
2. Bu irade bir Milli Hükümetle ortaya konunca, Kürdümüzün anlamlı bir kesimini gönüllü birliğe ikna etmek mümkün olur.
3. Ve elbette bölünmeye karşı Türkiye + İran + Suriye + Irak birliğini oluşturmak şarttır.

Yani özetle:

 1. Türkiye’de
     ABD zoruna boyun eğmeyecek bir Milli Hükümet 
                          her çözümün başı ve tek çaresidir.  
 2. Türk + Kürt
 3.  Türkiye + İran + Suriye + Irak

 Bu üç formülü yalnız İşçi Partisi milletimizin önüne koyuyor.
 Öyleyse İşçi Partisi’ni büyütmekten başka çaremiz yoktur.
 Zor mu?
 Zor olmayan bir iş var mı Türkiye’nin önünde?
++++++++++++++++
Doğu Perinçek'in 27 Haziran 2011 günlü Aydınlık köşe yazısından derlenmiştir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder