Dünyanın en büyük askeri gücü olan ABD'nin Genelkurmay Başkanı Mark Milley, Suriye'de ABD + PKK / PYD / YPG / SDG işgali altında olan bölgeyi ziyaret etti ve PYD'nin silahlı kolu olan YPG'yi denetledi.
ABD Genelkurmay Başkanı, Suriye'deki terör örgütünün silahlı güçlerini teftiş ediyor ve savaşa hazırlık durumunu denetliyor. Kime karşı? Suriye ve Türkiye'ye karşı.
Suriye'de El-Tanf, Menbic ve Fırat'ın doğusundaki ABD üslerinde toplam 900 ABD askeri var.
Ve ABD, yaklaşık 100.000 kişilik PKK denetimindeki silahlı bir gücü eğitiyor, silahlandırıyor ve işgal bölgesinde bir PKK devletçiği kurulması yönünde hazırlık yapıyor.
 |
Nitekim:
Suriye Dışişleri Bakanlığı:
"Bu ziyaret yasa dışı ve ülkemizin toprak bütünlüğüne yönelik alçakça bir ihlal"
Türkiye Dışişleri Bakanlığı:
ABD Büyükelçisi Jeff Flake Bakanlığa çağırıldı ve bu ziyaret ile ilgili açıklama istendi.
+++
ABD Türkiye'ye meydan okurken bize sergilenen kasaba tiyatrosu:
Televizyonları, gazeteleri, kulisleri, twitter fenomenleri ile..
Türkiye halkını:
"İttifaklara, masalara, anketlere, stadyumlara" boğdular.
Oysa bu arada:
ABD Genelkurmay Başkanı Suriye'nin kuzeyinde PKK/PYD unsurlarını ziyaret etti.
Suriye'nin egemenliğini hedef alan bu hamle, aynı zamanda Türkiye'nin de güvenliğine meydan okumaydı.
Ancak:
AK Parti Hükümeti Dışişleri Bakanlığı sustu.
Hükümet basını ziyareti üç satırlık haberlerle geçiştirdi.
Türkiye'yi yönetmeye aday olan Millet İttifakı'nın muhtemel adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin "bütün renklerini" toplamaya ve "sofrayı" büyük ihtimal HDP yönüne büyütmeye çalışıyordu.
Milliyetçi bilinen, masadan kalkan / itilen Meral Akşener cephesi de, dünyadan habersizliğini / ABD'ye sessizliğini sergiledi.
Daha da milliyetçi geçinen Ümit Özdağ / Muharrem İnce vs.. de Kayseri'de maç izliyor, Mansur Yavaş'ın ofisinin önünde eylem yapıp yapmamayı, yedek aday olup olmamayı tartışıyordu. Oysa Suriye ve mülteciler Özdağ'ın ana teması idi..
Tüm bu siyasi çevreler, Türkiye'nin önündeki çetin zorluklara kayıtsızlıklarını / tepkisizliklerini / hazırsızlıklarını açık bir şekilde sergilediler.
Yunus Soner arkadaşımızın bu yazısından bir gün sonra 6 Mart'ta Türkiye zayıf da olsa tepkisini gösterdi. ABD Büyükelçisi Dışişleri'ne çağırıldı.
Arkadaşımız muhalefeti ABD'nin bu meydan okumasına karşı hazırlıksız olmakla suçluyor. Ama muhalefet ABD ile birlikte, ABD'nin bu meydan okumasını destekliyor. Boşuna mı Biden muhalefeti diyoruz? ABD kazanacak ki, Erdoğan devrilsin, bunlar başa geçsin. Boşuna mı ABD'ye, İngiltere'ye gidip destek dileniyorlar? Biden boşuna mı "Muhalefeti destekleyip Erdoğan'ı devireceğiz" diyor?
Soner arkadaşımızda bir tutarsızlık görüyorum.
+++
+++
ABD Dışişleri Bakanlığı (US Department of State) "Ülkelerin 2021 Terör Raporları" çalışmasını yayınladı.
Raporun Türkiye bölümünde PKK için yazılanlar:
"Türkiye'nin özellikle PKK'ya yaptığı operasyonlarda sivil kayıplar yaşanıyor"
"Basında, Türkiye'nin Kuzey Irak'ta PKK’ya karşı düzenlediği hava saldırılarının, aralarında çocukların da bulunduğu sivil kayıplara yol açtığı yönünde haberler yer almıştır.”
"Türkiye, ABD'nin DEAŞ’a (IŞİD) karşı mücadelede ortağı olan Suriye Demokratik Güçleri'ni (SDG) PKK terör örgütünün bir kolu olarak görmekte ve bu durum ABD ile arasında önemli bir sürtüşme noktası olmaya devam etmektedir."
+++
Türkiye'deki NATO'cular nasıl "HDP başka, PKK başka" diyorlarsa, ABD de aynı şekilde "PYD başka, PKK başka", "YPG başka, PKK başka", "SDG başka, PKK başka" demektedir.
Oysa Türkiye'de HDP, DBP, TİP; Suriye'de PYD, YPG, SDG ve İran'da PJAK doğrudan PKK (daha doğrusu ABD) denetiminde olan örgütlerdir.
FETÖ için yazılanlar:
“2016'daki darbe girişiminin ardından Türkiye Hükümeti kendi kendini sürgün eden din adamı ve siyasi figür Fethullah Gülen'in hareketini Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) olarak tanımlamıştır. FETÖ (Gülen hareketi) Amerika Birleşik Devletleri'nde belirlenmiş bir terör örgütü değildir.”
“Türkiye, ABD'nin Türkiye Misyonu'nda yerel olarak çalışan personel de dahil olmak üzere, Türk vatandaşlarını ve Türkiye'de ikamet eden yabancı vatandaşları, Gülen veya terörizmle bağlantılı oldukları iddiasıyla, genellikle yetersiz kanıtlara dayanarak gözaltına almaya ve tutuklamaya devam etmektedir.”
"15 Temmuz darbe girişiminden bu yana 60 binden fazla polis ve asker ile 125 binden fazla memurun ve yargı çalışanlarının üçte birinden fazlası görevden alındı; 90 binden fazla vatandaş tutuklandı; bin 500 sivil toplum kuruluşu kapatıldı"
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç:
"Rapor, ülkemizin terör örgütleriyle mücadelesini kasıtlı bir şekilde çarpıtmaktadır."
"PKK terör örgütünün uzantısı olan sözde “SDG”nin ABD’nin DEAŞ’la mücadeledeki ortağı olarak zikredilmesi, 'bir terör örgütüyle mücadelede bir diğer terör örgütünün kullanılmasının yanlışlığının ABD makamlarınca halen idrak edilemediğini' göstermektedir."
Biz de Dışişlerimizde şu tutarsızlığı görüyoruz:
Dişişlerimiz şunu halâ anlamamış: ABD, DEAŞ (IŞİD)'e karşı PKK (SDG)'yi kullanmıyor. IŞİD'e karşı mücadele bahanesiyle Suriye topraklarını işgal edip PKK'ya devrediyor. ABD yanlışlık falan yapmıyor.
Eğer ABD'nin amacı IŞİD ile mücadele etmek olsaydı, Türkiye'nin "ABD ordusu IŞİD ile mücadeleyi TSK ile birlikte yapsın" önerisini reddetmezdi. ABD Türkiye'nin bu önerisine şu yanıtı vermişti. "Biz IŞİD ile mücadeleyi TSK ile birlikte değil, PYD (PKK) ile birlikte yürüteceğiz"
Niçin? Çünkü TSK bölgeye girerse ABD orada nasıl PKK devletçiği kuracak?
Dışişlerimiz bunu bilmiyor mu, biliyor da söylemiyor mu?
Biz bildiğimize göre devlet nasıl bilmez?
Tanju Bilgiç şöyle diyor:
"ABD’yi müttefiklik ruhuna uygun şekilde ülkemizle dayanışma göstermeye, terörizmle mücadelede ilkeli, tutarlı, kararlı ve etkili bir yaklaşım sergilemeye çağırıyoruz."
Dışişlerimiz ABD'nin terörle mücadele etmediğini, tam aksine hem ülkemizi hem de Suriye'yi bölmek amacıyla PKK terörünü desteklediğini bilmiyor mu?
ABD'yi sanki terörle mücadele ediyormuş gibi gösteren bu Dışişleri açıklaması dünya ve Türkiye kamuoyunu yanıltmaktadır.
+++
SINIRDA TEHLİKELİ HAMLE
1) ABD Genel Kurmay Başkanı Mark Milley, Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü YPG/PKK'nın işgalindeki bölgeleri bugün ziyaret etti. Orada bulunan ABD üssünü denetledi. Büyük operasyon için geniş çaplı denetleme yaptı. Neden?
2) Koca ABD Genelkurmay Başkanı'nın PKK/PYD bölgesini ziyaret etmesi Türkiye'ye gözdağı ve mesajdır. Sanki başlatılacak bir işgal için silahlardan, asker ve lojistiğe kadar denetim yapması ilginç ve önemli. Sınırda neyin hazırlığı var?
3) Yaşanan deprem ve sonrasında ABD Genelkurmay Başkanı'nın sınırda teröristleri ziyareti ve ABD üssünü denetlemesi tesadüf değil. Geniş çaplı bir hazırlığı denetledi.
4) Durum ciddi ve derinliklidir. Genelkurmay Başkanı Mark Milley, daha önce Irak ve Afganistan savaşında bulundu. İşgal zemini hazırlama ve ani işgal uzmanı.
6) Bir yandan ABD-NATO, Türkiye'nin etrafında konuşlanmaya devam ediyor.
7) Yunanistan'ın adalarını silahlandırdıktan sonra bazı limanlara Türkiye'ye karşı silah ve mühimmat yerleştirdi.
MİT, 6 aydır PKK üst kadrosu ve sorumlularına yönelik ciddi operasyonlar yapıp temizledi. Bu sebeple PKK/PYD, komuta edecek insan sıkıntısı çekmeye başladı.
12) Depremin ilk gününden itibaren Hatay'da yoğun ajanlık, provakatörlük faaliyeti başlattılar. En son Hatay'da baraj patladı diyerek şehrin korku ile hızla boşaltılıp Hatay'dan işgal girişimi başlatmak istediler. Lakin olmadı tutmadı. Engellendi.
13) Siz haber kanallarından film gibi deprem haberi izlerken MİT, ordu ve devlet erkleri bunu engellemek için yoğun çaba harcıyordu. Devletin bu uğraşından kimsenin haberi bile yoktu. Hatay halâ paralı ve görevli provakatör kaynıyor.
14) Hatay'da devlet yok demek, başlatılacak kaos ve işgal girişimine destek olmaktır. Gönüllü ajanlıktır! Provokatör ve ajanların etkisinde kalıp bilmeden buna alet olan da çok. Partiler üstü düşünün. Savunma hattında kalın. Birlik bütünlük içinde olmalıyız.
+++
arşiv:
Kan banyosu - Kundakçı Erdoğan - ABD düğmeye bastı: Bölüm 1
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2023/03/kan-banyosu-kundakc-erdogan-abd-dugmeye.html
"Devlet yok"tan tribünlere - ABD düğmeye bastı: Bölüm 2
ABD tertibine yanıt Milli Hükûmet - ABD düğmeye bastı: Bölüm 3
+++
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder