30 Kasım 2016 Çarşamba

Tayyip Bey'e yanıt: Devletin ve ordunun Esad'ı yıkma hedefi yok

Tayyip Bey yine dilini tutamadı, Fırat Kalkanı Harekatı'nı kastederek:
"Devlet terörü estiren zalim Esed'in hükümdarlığına son vermek için oraya
girdik, başka bir şey için değil."
deyiverdi. (Aydınlık, 30 Kasım 2016)



Bu sözün hayatta geçerliği yok. 4 Eylül 2012'de "En kısa zamanda Şam'da
Emevi Camiinde namaz kılacağız" demişti.

Geçen 4 yılda Emevi Camisi'ne tankla girilemeyeceği anlaşıldı. Ama Vatan
Partisi heyetleri Suriye yönetiminin çağrılısı olarak o camiyi ziyaret ediyor.

"Esed'in hükümdarlığına son vermek için oraya girdik" diyor.
Cumhurbaşkanı
sıfatıyla böyle bir konuşma yapılamaz.
Devlet terbiyesi böyle bir konuşmaya
izin vermez


Çünkü: Türkiye yönetimi ve TSK, resmi açıklamalarında Fırat Kalkanı Hareka-
tı'nın Türkiye'nin güvenliği ve Suriye'nin toprak bütünlüğü için yapıldığını defa-
larca belirttiler.

Beşar Esad'ı hedef alan bir resmi açıklama yok, olması da mümkün değil.
Çünkü Esad önderliğindeki Suriye savaşı kesin zafere götürüyor ve bütün
çözümler artık Esad ile birlikte hayata geçirilecektir.


Tayyip Erdoğan dahil hiç kimsenin ve hiç bir devletin Esad yönetimini yıkma
olanağı yok.
Bu iddia çoktan bozguna uğradı.

Hükumetin ve TSK'nın Esad yönetimini yıkma gibi bir hedefi yoktur.
Kişisel hedef ile devletin hedefinin birbirine karıştırılmaması gerekir.

Bu konuşmanın etkileri Moskova'dan Pekin'e kadar yankılanmıştır. Tayyip Er-
doğan'a duyulan güvensizlik yeniden canlanmış bulunuyor. Peki, bunun
zararlarını niçin Türkiye ödesin?

Türkiye'nin dostları bu açıklamanın düzeltilmesini bekliyor. Türkiye düşmanları
ise ellerini oğuşturuyorlar.

Türkiye toprak bütünlüğünü güvenceye almak ve derinleşen ekonomik krizi
aşmak için Asya ile el ele vermek durumunda iken bu süreci baltalayan açık-
lamalar bir tek ABD ve İsrail yöneticilerini sevindirmektedir.

TSK'nın yükü de ağırlaştırılmış bulunuyor. Çünkü onlar savaşıyor ve "dostları
azaltan, düşmanları çoğaltan" siyasal hataların bedelini onlar ödüyor.


Sorumsuz konuşmalar kahve sohbetlerinde yapılabilir ancak devlet yöneticileri
sorumlu davranmak zorundadırlar.
Kahve sandalyesi ile yönetici koltuğunun
farklı sorumluluklar hatırlattığını herkesten önce o koltuklara oturanlar bilmeli.


Cumhurbaşkanı'nın Anayasa'da güvence altına alınan sorumsuzluğu,
sorumsuz davranma yetkisi vermez.
O sorumsuzluk yalnızca ceza hukuku
kapsamındadır. Siyasete giren herkesin siyasal sorumluluğu vardır.

Sorumlu devlet yöneticileri, içlerindeki öfkeleri denetlemelidir. Bir kez konuş-
madan önce üç kez düşünmelidirler.

Şu anda yalnız Türkiye için değil, AKP yönetimi açısından da düzeltilmesi
gereken bir durum ortaya çıkmıştır.
Emin olun, şu sırada Hükumet yöneticileri,
TSK komutanları ve Dışişleri yöneticileri bu işin içinden nasıl çıkacaklarını
düşünüyor ve konuşuyorlar
. Ama bu görüşlerini söyleme cesaretine sahipler
mi, bilmiyoruz.

Rus uçağının düşürülmesinden sonraki sorumsuz davranışların sonuçlarını
düzeltebildik, bakalım bu sorumsuzluğu nasıl düzelteceğiz.

http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/erdogan-in-esed-i-yikmak-icin-suriye-ye-girdik-aciklamasina-dogu-perincek-ten-yanit-h131072.html

 

**********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder