16 Kasım 2016 Çarşamba

Başkanlık ihtiyaç diyorlar. Evet, ihtiyaç.

Tayyip Erdoğan'ın başkanlık ısrarının maddi temeli
https://www.youtube.com/watch?v=nMJz0zTVusA&feature=youtu.be

Bant çözümü
Dakika 15:20 - 24:40


"Niçin bütün yetkileri bir adamda toplamaya çalışıyorsunuz? Cevabı şu:
Türkiye'de siyaset mafyalaştı. Siyasetten önce ekonomi mafyalaştı. Bu 1980
sonrası Turgut Özal ile başlayan, Çiller'le devam edip Tayyip Erdoğan ile son
noktasına ulaşan süreç nedir: Türkiye'yi borçlanma ekonomisi ile yönetmek.
Bu süreçte ipleri kim eline geçirdi: 


Birincisi: Sıcak para komisyoncuları yani büyük faizciler. Dışarıdan parayı
getiriyor, komisyonunu alıyor. Üretim yapmıyor, hiç bir katma değeri yok.


İkincisi: Dolar - borsa vurguncuları. Yine aynı mekanizma. Dışarıdan (yatı-
rım diyorlar ona, hiç alakası yok) İstanbul borsasına paralar geliyor, havada
kağıtlar uçuşuyor, Türkiye'nin kaynaklarına el konuyor. Üretim falan yok.


Üçüncüsü: İhale vurguncuları. Devletin sırtından, devletin kayırmasıyla,
torpili ile para kazanan kesimler.


Dördüncüsü: Tarikat rantçıları. Tarikat ve cemaatlerin kaymak tabakası.

Bunlara
SÜLÜK diyoruz.
Bunlar
sanayici değil, bunlar tüccar değil. Sanayicinin ve tüccarın üretime
ve ekonomiye bir katkısı var. Ama bu 4 sülük, Türkiye'nin kanını emiyor.
Kiminle birlikte emiyor? Yabancılarla birlikte.

Bu 4 sülüğün hakim olduğu bir sistem oluştu. Bunlar "Türkiye'yi ben yönete-
ceğim." diyor. Nasıl yöneteceksin? Meclis'ten çatlak ses çıkar. Nitekim yaşadık,
1 Mart 2003 tezkeresi Tayyip Erdoğanların, Güllerin tüm çabalarına rağmen
parlamentodan çıkmadı. AKP'nin 90 Milletvekili TSK'nın ABD ile birlikte Irak'a
girmesine ve Amerika'nın 90 km eninde 600 km boyunda Güneydoğu sınırımızı
işgal etmesine hayır dedi.
Demek ki AKP'nin Meclis'te çoğunluk olması yetmi-
yor
. Farklı bir ses, itiraz çıkabiliyor.

İşte, başkanlık sistemi ile parlamento etkisiz hale getirilmek isteniyor. Yani bu
demin saydığım 4 sülük, Türkiye mafyası Türkiye'yi yönetecek. Türkiye'yi Ali
kıran baş kesen yönetmesi için de parlamentonun etkisiz hale getirilmesi lazım.
Bu nasıl olur? Başkanlık sistemi ile olur. Başkanın etrafında bir mafya, ve o
mafyanın diktatoryası.

Onun için başkanlık sistemini getirip Tayyip Erdoğan'a bağlamak çok yanlış.
Sistem getiriyorsun. Tayyip Erdoğan bugün var yarın yok. Yarın yok zaten.
Bunun ekonomik zeminini iyi anlamak lazım.
Başkanlık sistemi 4 SÜLÜK
dediğimiz MAFYAnın talebidir
. Bu, bir mafya ekonomisinin siyasette de Ana-
yasa'ya kendini kabul ettirmesidir. Yani bir
MAFYA ANAYASASI yapılacak.

Zaten siyasette bir mafyalaşmayı görüyoruz. Parti başkanları ve etraflarındaki
mafya üzerinden Türkiye siyaseti yönetiliyor. AKP, CHP, MHP Genel Başkanları
toplanıyor, 5-10 kişi hatta 2-3 kişi. Parti başkanına yaranıyorsunuz, o da sizi
aday yapıyor. Halk da balonlar falan... Sonuçta milli irade değil, milletin seçtiği
bir parlamento değil. 3-4 Genel Başkanın tayin ettiği adamlar, onlar da tekrar
Milletvekili olabilmek için, o Genel Başkanlara mecbur ve borçlu oldukları için
hep onun parmağına bakarak hareket ediyor. Böylece 3-4 adamın Türkiye'yi
yönettiği bir mafya sistemi oluşmuş. Bu mafyalaşma başkanlık sistemi ile en
azgın, en aşırı biçimini buluyor.

Başkanlık ihtiyaç diyorlar. Evet, ihtiyaç. 4 sülüğün ihtiyacı. Bunlar parlamento-
yu etkisiz hale getirerek diktatörlük kurmak istiyor.

"Başkanlık olmazsa Türkiye bölünür" diyorlar. Peki, Türkiye bu noktaya nasıl
geldi? "BOP Eşbaşkanıyım" demedi mi? 2004 15 Şubat akşamı Kanal D Fatih
Altaylı'nın TEKE TEK programında Tayyip Erdoğan ne dedi? "BOP kapsamın-
da Amerika'nın (Amerika lafı çok önemli) Amerika var ya, Diyarbakır'ı yıldız
yapacağım" BOP 24 ülkenin sınırlarını ve rejimlerini değiştirme projesi. Irak'ta,
Suriye'de, Türkiye'de bu projenin sonuçlarını görüyoruz.

Tayyip Erdoğan, BOP Eşbaşkanı olarak, Amerika'nın Türkiye'yi bölme ve borç
batağına batırma programında bir görev yaptı. Bu nereye kadar geldi: Silivri
duvarlarının yıkılmasına kadar. Ondan sonra BOP ile mücadele dönemine baş-
ladı. Ama, sonuç itibariyle, Tayyip Erdoğan başkan olmazsa Türkiye bölünür
ne demek, saçma sapan bir şey. Burada ne Türk Milleti'ne bir güven var, ne
TSK'ya, polise, sanayiciye, işçiye... Çok yanlış.


Tayyip Erdoğan son zamanlarda FETÖ ve PKK'nın üzerine giderek Türkiyenin
bütünlüğü yönünde bir mevziye girdi ama sonuçta Türkiye'nin bu hallere gel-
mesinde büyük sorumluluğu var.
Ayrıca bu bir acz ve çıkmaz. Ali olmazsa,
Veli olmazsa Türkiye bölünür demek... O zaman bölünsün
. Türkiye bu kadar
zavallı ise, bu ülkenin milleti yoksa, ordusu yoksa, devleti yoksa zaten bölünür.
Onun için
bir kişinin kurtarması mümkün değil. Ayrıca o kişi bu konuda bizim
güvenebileceğimiz, Türk Milletinin güveneceği bir tecrübeye ve birikime sahip
değil."

Perinçek'in konuşmasından çıkardığımız sonuç:
Tarihsel materyalizmin temel kuralı: Alt yapı üst yapıyı belirler.
Başkanlık talebi, ekonomik altyapının siyasi üstyapıyı kendi çıkarları
doğrultusunda düzenleme talebinden ibaretttir.
Yoksa Tayyip Erdoğan'a durup dururken başkanlık vahyi gelmiş değildir.
Sorun Tayyip Erdoğan'dan kurtulma sorunu değil, bu mafyatik düzeni sona
erdirecek olan ÜRETİM EKONOMİSİ düzenini kurmaktır.
Yoksa Tayyip gider, Mayyip gelir.
Özal'dan bir kurtulsak, Çiller'den bir kurtulsak diye diye bugünlere geldik.
Onlardan kurtulmak sorunu çözmüyor. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder