17 Ekim 2025 Cuma

Turhan Özlü resimleri - 2


Sinop-Karabağ Köyü. Turhan Özlü annesi ve yengesiyle.

Sinop -Karabağ Köyü aile evinde 
annesi babası ve akrabaları ile.

Sevim Konukman ve Turhan Özlü 
gençlik yıllarında akrabaları ile


Yüksek Öğretmen Okulu Yılları

Turan Özlü'nün partili bir arkadaşı, 
Adnan-Doğa-Sevim Konukman,Turhan Özlü

Topkapı Sarayı, Bağdat Köşkü, 1968.

Turhan (ayakta) -Yaşar-Macide Özlü-
Sevim Konukman-Sadık Özlü

Turhan Özlü -  Sevim Konukman - Macide Özlü

Gülseren - Turhan Özlü

Turhan - Gülseren Özlü nikâhları sonrası kutlama ve 
aile fotoğrafı çekimi - Parti binasında.

Gülseren Özlü - Turhan Özlü -
Yaşar Özlü - Sevim Konukman

Turhan ve Gülseren Özlü

Yaşar Özlü,Doğa ve Sevim Konukman,
Hasan Erkılıç Özlü, Turhan Özlü

Turhan ve Yaşar Özlü

Doğa Konukman - Turhan Özlü - 
Yaşar Özlü - Sevim Konukman

Silivri Yılları - Turhan Özlü, Merdan Aslan

İpek Çiçek, Sevim Konukman, Turhan Özlü - Silivri Yılları 

Turhan Özlü - Hasan Erkılıç Yılmaz (Özlü) -
Gülseren Özlü - Adnan Konukman -  
Sevim Konukman : Silivri Yılları 

Adnan Türkkan - Gülseren Özlü - Turhan Özlü -
Hasan Erkılıç Özlü: Silivri Yılları 

Deniz Yıldırım - Turhan Özlü - Yener Güneş -
Hikmet Çiçek : Silivri Yılları

Silivri Yılları

Silivri Yılları

Silivri koğuş arkadasları 
Mehmet Demirtaş ve Oktay Yıldırım ile

Silivri Yılları



Turhan ve Yaşar Özlü


+++


arşiv:

Turhan Özlü resimleri - 1 

Silivri'den Ergenekon mektupları 

Amerikan Valisi'ne hangi hizmeti için teşekkür ediyorsunuz 

Kumpas bir canımızı daha aldı: Sevim Konukman 

E. Tuğgeneral Ersöz ve eşi İşçi Partisi'ne üye oldular 

+++



16 Ekim 2025 Perşembe

İsrail'in fedaisi CHP'nin NATO'ya sunduğu İran düşmanı rapor

Raporun adı: 
“İran’ın Bölge ve Avro-Atlantik Güvenliğine Tehdidi” 

(Bölge dediği sömürgecilerin Orta Doğu dedikleri Batı Asya)

Raportör:
Utku Çakırözer 
(CHP Eskişehir Milletvekili ve
TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi)

Raporun orijinal İngilizce kapağı:


+++

Raporun sunulduğu kurum:
NATO Parlamenterler Meclisi

Rapordaki açıklama bölümü:
1955'te kurulan NATO Parlamenterler Meclisi, NATO'dan bağımsız bir parlamentolar arası danışma örgütüdür. Bu Rapor, 26 Eylül 2025'te Melila/İspanya'da gözden geçirilerek benimsenmiştir. Açık kaynaklar ve NATO toplantılarında konuşulanlar temel alınarak hazırlanmıştır.

 
+++

Ve Raportör (Utku Çakırözer) şöyle teşekkür ediyor:

Teşekkür: Raportör, bu rapora katkılarından dolayı Komite Başkanı OSKARSDOTTIR'e ve yardımcısı JABLONSKİ'ye takdirlerini iletiyor.
 

Raporun orijinal İngilizce baskısının tamamı: 

+++

Rapordaki İsrail ve ABD yalakalığı ortalığa saçılınca Utku Çakırözer hemen savunmaya geçti: Bu rapor CHP'nin ve kendisinin değil, NATO'nun görüşlerini yansıtıyormuş.

Şöyle buyuruyor Sayın Çakırözer:
Cumhurlyet gaz tenekesi duyuruyor: 

Arkadaş, madem ki bu rapor senin kişisel, partisel ve ulusal görüşlerini yansıtmıyor, neden altında senin imzan var?

Hiç kimse benimsemediği görüşleri savunan bir belgenin altına imzasını atmaz. Hele hele böyle bir belgeyi hazırlamayı kabul etmez.

Bu belgenin altında: "Bu belgeyi ben hazırladım ama bu belge benim kişisel, partisel ve ulusal görüşlerimi yansıtmıyor" diye bir not düştün mü? Hayır. 

Siz kendinizden ve CHP üst yönetiminden başka herkesi aptal, geri zekalı mı sanıyorsunuz?

Bir CHP üyesi olarak, CHP yönetiminin onayını almadan böyle bir belgeyi hazırlayıp imzalamış olabilir misiniz?

+++

+++

Bakalım CHP'ye göre İran Avro-Atlantik (NATO) güvenliğini nasıl tehdit ediyormuş:


1. maddede altı çizili yer:
İran İslam Cumhuriyeti kurulduğundan beri bölgedeki eylemleri sürekli bir istikrarsızlık kaynağı olmuş, bölgedeki çelişmeleri rejimin yararına olacak şekilde körüklemiştir.

Peki, nasıl istikrarsızlık kaynağı olmuş?
İran'ın günahları nelermiş? 

2. maddede altı çizili yerler İran'ın günahlarını açıklıyor:
40 yılı aşkın bir süredir İran açık ve tutarlı hedefler peşinde koştu: ABD'yi bölgeden kovmak, İsrail devletini yıkmak ve bölgeyi yeniden düzenlemek.
"Iran has aimed to drive the United States out of the region, dismantle the Israeli state and reshape the regional order."


Vay alçak İran. Sen Amerika'yı bölgemizden kovup İsrail devletini yıkmak isteyerek güvenliğimizi tehdit edersin ha? CHP buna izin verir mi sandın. Karşında Atatürk'ün kurduğu dağ gibi CHP var... 

+++
                                                                   Video kaydı:

+++

İran'ın günahları saymakla bitmiyor. Buyurun:


3. madde:
Esad'a destek vermiş, şimdi de Ukrayna'ya karşı yasa dışı bir savaş yürüten Rusya'ya malzeme (silah) desteği veriyormuş.

4. madde:
"Direniş Ekseni/Cephesi" denilen (İsrail ile savaşan) HAMAS, İslami Cihat, Lübnan Hizbullahı, Yemen Husileri ve Irak'taki Şii milislere yardım ediyormuş.


49. madde:
Rusya'ya yardım için Tataristan'da İHA fabrikası bile kurmuş.

Vay alçak İran vay. 


Çakırözer 78 maddelik raporunda diyor ki:
 “İran’ın eylemlerine yanıt vermek yalnızca bölgesel bir endişe değil, aynı zamanda koordineli uluslararası çabalar gerektiren küresel bir zorunluluktur.”

+++

Ayrıca, İran kendi ideolojisi ile uyumlu gurupların önderliğinde bir Filistin devleti kurmak istiyormuş İsrail'i yıktıktan sonra... Güvenliğimize ne büyük bir tehdit...

+++

İran’ın yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyum stokunun 2024 yılı itibarıyla bir nükleer bomba yapımı için gereken miktarı aştığı iddia ediliyor. ABD ve İsrail’in saldırılarının ise programı tamamen durduramadığı şu sözlerle belirtiliyor:

“Haziran 2025’te İsrail’in Natanz ve Fordo tesislerine düzenlediği saldırılar, İran’ın nükleer programına ağır darbe vurmuştur. Gelişmiş santrifüjlerin çoğu imha edilmiş, elektrik altyapısı çökertilmiş, bazı yeraltı tesislerinde büyük hasar oluşmuştur. Ancak bu saldırılar, programı tamamen durdurmamış; İran, kalan altyapısını yeraltı tesislerine ve dağlık bölgelere kaydırarak daha savunulabilir bir nükleer kapasite inşa etmeye başlamıştır.”

+++

Malatya Kürecik'teki ABD/NATO radar üssünün İran füzelerinin rotasını haber vererek İsrail'e yardım ettiği övünerek anlatılıyor raporda:

“Türkiye, İran’dan yaklaşık 500 kilometre uzaklıkta bulunan Malatya, Kürecik’teki AN/TPY-2 X-Bant radarına ev sahipliği yaparak bu savunma mimarisinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu radar, NATO’nun potansiyel füze tehditlerini tespit etme, izleme ve engelleme kabiliyetini artırmaktadır.”

+++

İşte CHP / Çakırözer'in önerileri:

İbrahim Anlaşmaları’nın kapsamı Suudi Arabistan dahil daha fazla ülkeyi kapsayacak şekilde genişletilsin.
(Anlamı: İsrail'i tanımayan Arap ülkeleri de tanımalı, diplomatik ve  ticari ilişki kurmalı.)
- Bölgemizdeki Arap ülkeleri de NATO üyesi olsun.

Gördünüz mü Atatürkçü nasıl olunuyormuş. İbret alın.

+++
Ayrıntılı bilgi için bakınız: 
+++

Çakırözer istediği kadar "Benim de partimin de görüşü değil" diye kıvırmaya çalışsın, her şey meydanda, gizlemek mümkün değil. Özgür Özel'den dinleyelim:

"Biz Türkiye'nin Batı ülkeleriyle daha yakın ilişkiler kurması gerektiğini, NATO'nun güçlü bir müttefiki olması gerektiğini savunuyoruz. Ancak Tayyip Erdoğan Türkiye'yi Batı kurumlarından koparmaya çalışıyor"

Bakınız:
Özgür Özel CNN kanalından CB adaylığını açıkladı 


arşiv:

ABD yine at değiştirdi: Gitti Ekrem gelsin Özgür 

Kemalizmin yıldırım okları ile lağvedileceksiniz 

+++


13 Ekim 2025 Pazartesi

Hani Dünya 5'ten büyüktü? İran yaptırımlarına neden katıldık?

24 Eylül 2025
ABD Büyükelçisi Barrack ile Trump arasındaki konuşma özet olarak şöyle:
Trump: Erdoğan'a ihtiyacı olanı verelim
Barrack: Neye ihtiyacı var?
Trump: Meşruiyete ihtiyacı var.

Barrack bu konuşmayı Erdoğan - Trump görüşmesinden bir gün önce açıkladı. Bu açıklama Erdoğan'a uyarı idi: "Trump ne derse eyvallah de yoksa sana meşruiyet vermez."

Erdoğan'ın diktatör olduğunu, seçimlerde hile yaptığını, (yani meşru olmadığını) söyleyen Trump, demek ki bu nedenle ona meşruiyet vermek istemişti.

25 Eylül 2025
Erdoğan - Trump görüşmesi Beyaz Saray'da yapıldı.

Ayrıntılı bilgi için bakınız:
Trump'ın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a 
hakaretlerine sessiz kalınamaz 

2 Ekim 2025
Bir hafta sonra görüşmenin örtüsü kalktı.
Trump meşruiyeti vermiş, İsrail'e desteği almıştı.

Türkiye, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin İran'a yönelik yaptırım kararları gerekçesiyle 20 kişi ile 18 kuruluşun mal varlıklarını dondurdu.

İran'a yaptırım İsrail'e destektir. Kendimizi kandırmayalım.



Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararları doğrultusunda alınan karar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmî Gazete'de yayımlandı. 

+++

Ne var ki, BMGK üyesi olan Rusya ve Çin, bu karara karşı çıktı. Karar yalnızca üç üyenin, ABD, İngiltere ve Fransa'nın oyları ile alındı. Dolayısıyla bu karara uyma zorunluğu yok.

+++

Bu karar 5 üyenin de onayı ile alınmış olsaydı bile, Türkiye uymak zorunda değildi.

Nitekim BMGK'nin 541 sayılı kararı ülkelerin KKTC'yi tanımaması gerektiğini, KKTC'nin ilanının yasal olarak geçersiz olduğunu söylemesine rağmen Türkiye KKTC'yi tanıdı ve diğer ülkelerin de tanımasını istiyor. 

BMGK'nin 550 sayılı kararı KKTC'yi "Kıbrıs'ın Türkiye tarafından işgal edilen kısmı" olarak tanımlamasına rağmen Türkiye "işgalci" Türk askerini Kıbrıs'tan çekmiyor

Demek ki BMGK kararları uygulanmayabiliyor. 

O halde Sayın Cumhurbaşkanımız "Dünya 5'ten büyüktür" dediği halde neden dolayı 5'in de değil, sadece 3'ün kararını uygulamaktayız? Dünya 3'ten küçük müdür?

+++

Ak Parti Hükûmeti ABD'nin baskısı ile İran'a yaptırımlara katılma kararı aldıktan kısa süre sonra Trump İran'a ihracat yaptıkları gerekçesi ile 9 Türk şirketini yaptırım listesine ekledi.

Trump böylece İran'a yaptırım uygulayan Erdoğan'a samimi teşekkürlerini iletmiş oluyordu.


+++

8 Ekim 2025 Çarşamba

Büyükşehir terörüne karşı KÖYSEL DÖNÜŞÜM

 


Meralarını korumak için birlik içinde mücadele veren Bursa’nın Karacabey ilçesine bağlı Hürriyet köylülerin temsilcisi Bayram Efe, Büyükşehir Yasası’ndan vazgeçilerek köy statüsünün devam etmesini ve köylerin tekrar üretim yeri olmasını istedi:

“Köysel dönüşüm istiyoruz. Köyümüze dönüp yine eskisi gibi üretmek istiyoruz.”

"Gençler köylerden uzaklaştı."

“Çiftçinin ortalama yaşı 60’a dayandı. Büyükşehir Yasası ile mahalleye dönen köylerde hayvan bakmak suç oldu, tezeğin yere düşmesi suç oldu. Hayvan neredeyse bitmek üzere. Şehirlerde kalabalık nüfus, su, hava, toprak kirliliği hepimizi hasta etti. Geçim kaynağımız olan tarlalar ekene biçene satılması gerekirken zenginin emtia aracı oldu. Üretim yapamayan, kolay kazanç peşinde koşan açgözlü aktörler tarlalarımızı köylümüzden ucuza alıp birbirine satarak emlak zengini oluyor.

“Tarlaların, tarlacıda kalmasını istiyoruz. Köylünün gençlerini evlendirebilmesi için, arabasını almak için, tarlasını satmasını, gözden çıkarmasını istemiyoruz. Üretmek ve ülkemize kaynak olmak, istihdam yaratmak istiyoruz.”

Büyükşehir Yasası tüm bu olumsuzluklara zemin oluşturmuştur. Bu yasa değiştirilmelidir. 

Köylerin mahalle olmasıyla köylü hiçe sayılmış ve üretim yapamaz hale gelmiştir. 

Mahalleye dönen köylerde ahır yapmak ya da gençlerimize iki oda yapmak belediyelerin imar planlarına kalmış fakat belediyeler tembelliklerinden ve imkân bulamadıklarından altyapı ve imar planlarını yapamamaktadırlar. 

Kasalarına kaynak arayan belediyeler Büyükşehir Yasası ile bizlerin otak mallarına, dedelerimizden kalma arazilerimize göz dikmişlerdir. Meralarımız ihale yoluyla satılarak yağmalanmaktadır."


+++

Büyükşehir Yasası köylüye karşı, üretime karşı bir terör yasasıdır. Tarımı ve hayvancılığı bitirme yasasıdır.

Ocak 1984 tarihli 2972 sayılı yasa ve Mart 1984 tarihli 195 sayılı kararname ile ilk Büyükşehir Belediyeleri kurulmaya başlandı.

Turgut Özal Hükûmeti'nin daha doğrusu 12 Eylül Amerikancı darbesinin ülkemize karşı işlediği bu cinayetin hesabı elbette sorulacaktır.

12 Eylül darbesine karşı olduğunu öne süren Ak Parti Hükûmetleri 12 Eylül'ün işlediği diğer cinayetler gibi bu Büyükşehir cinayetinin de hesabını sormuyor, 12 Eylül / Özal yönetiminin "Dünya ekonomisi ile bütünleşme" uygulamasını aynen devam ettiriyor.

+++

2019 yılındaki Üçüncü Tarım Şurası'nda alınan yeniden yapılandırma kararı ne yazık ki kimbilir hangi çıkar çevrelerinin baskısı (ve büyük olasılıkla AB ve ABD'nin karşı çıkması) nedeniyle uygulanamadı. O günlerde şöyle sevinmiştik:

Kayıp eşeği bulduk: Köyler yine köy olacak 

+++


12 Eylül uygulamalarının en önemlileri şunlardır:

- Özelleştirme adı altında Kamu İktisadi Teşebbüsleri satılıyor, devletin ekonomik temeli yok ediliyor
- 25 Şubat 1930 tarih ve 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu çiğnenerek yabancı paraların Türkiye'ye giriş çıkışının denetlenmesine son veriliyor. 
- Yurt içinde yabancı paralar alınıp satılıyor, herkes döviz hesabı açabiliyor.
- Yurt içinde üretebileceğimiz tarım ve sanayi malları ithal edilerek yerli üretim çökertiliyor.

Bu uygulamaların hepsine son verilecek, en başta özelleştirilen kuruluşlar kamulaştırılacaktır.

+++

Vatan Partisi Seçim Bildirgesi 2018

Madde 56:

Büyükşehir Yasası'nı kaldıracağız.
Kapatılan belde belediyelerini tekrar açacağız.
İlçe belediyeleri tekrar eski bağımsız konumuna gelecek.
Mahalle yapılan
 köyleri tekrar köy konumuna getireceğiz.
Muhtarlar güçlendirilecek, yetkileri artırılacak.


Bu yasa köy yaşamını bitiriyor.
"Burası mahalle, şunu ekemezsiniz, bunu dikemezsiniz.
Kümes hayvanı ve küçükbaş hayvan besleyemezsiniz."

Köylüye "Artık mahalleli oldun, köylü değilsin, ekip biçme,
hayvan yetiştirme, medeni ol" deniliyor.

Meralara büyükşehir belediyesi el koyuyor, bina yapıyor.
Rant uğruna tarım ve hayvancılığa darbe vuruluyor.
Sonra borç para ile yurt dışından tarım ürünleri ve et alınıyor.
İthalatçılar para kazanıyor, ülke borca batıyor.

https://www.aydinlik.com.tr/buyuksehir-yasasi-ni-kaldiracagiz-politika-haziran-2018

+++

2010'da uygulama başladı. Başlangıçta büyükşehir belediyesi yalnızca il merkezindeki şehirde yetkili iken zamanla ilin tümünde yetkili oldu.

Belediyecilik şehirden kırsal alana yayıldı, tüm ili içine aldı.
Buna da "Bütünşehir Belediyesi" denildi.

Bir çeşit "Bölgesel Yönetim" oluştu.

"Yerel yönetimler güçlendirilecek" yaygarası altında en küçük yerel yönetim birimleri olan köy ve belde yönetimleri yok edildi.

Bakınız:
Büyükşehir Yasası'nı kaldıracağız 
+++