Soçi'deki 5 Ağustos Erdoğan-Putin zirvesinden önce Rusya Devlet Yöneticileri ile yapılan görüşmenin ana konusu Suriye idi. Soçi öncesi ön çalışma.
+++
2 Ağustos 2022
Ethem Sancak, Vatan Partisi'ne katılımının da açıklandığı basın toplantısında Rusya'nın Suriye konusundaki görüşünü şöyle açıkladı: (Ayıraç içleri bana ait)
Rusya şunu söylüyor:
"Türkiye, Suriye'nin kuzeyine operasyon yaparsa karşı çıkmayacağız.
Ama, Türkiye Suriye Devleti ile diyalog içinde olursa (yani operasyonu Suriye ile birlikte planlarsa), biz de fiilen operasyona katılacağız ve terörü İsrail sınırına kadar kovacağız.
Çünkü mesele Amerika'yı (Suriye'den) kovmak.
DEAŞ'ı (IŞİD) da, PYD'yi de Amerika kurdu.
Bir gece DEAŞ diye sardığımız birlik, Amerikalıların girişimiyle PYD'ye dönüştü. Telefon konuşmalarını da tespit ettik.
Erdoğan da, Esad da geçici. Ama devletler kalıcıdır.
Türkiye, Suriye ile görüşürse biz de üçüncü bileşen olarak o kavgaya katılırız. Amerika da Suriye'den sökülüp atılır."
İşte Rusya'nın önerileri bunlar.
+++
Ethem Sancak, şöyle devam etti.
"Soçi'deki görüşmelerde Putin büyük bir ihtimalle bunu söyleyecek. Çünkü konuştuğumuz insanlar Rus devlet yetkilileri, Putin'in danışmanları."
"Soçi'deki görüşmelerde Putin büyük bir ihtimalle bunu söyleyecek. Çünkü konuştuğumuz insanlar Rus devlet yetkilileri, Putin'in danışmanları."
+++
Soçi dönüşünde (6 Ağustos) uçakta soruları yanıtlayan Erdoğan, Suriye ile ilgili olarak Putin'in yaklaşımını şöyle açıkladı:
"Sayın Putin konuyla ilgili Türkiye'ye yönelik adil bir yaklaşım sürdürüyor. Terörle mücadele noktasında her zaman yanımızda olacağını da özellikle ifade ediyor.
Burada şunu bize ima ediyor:
'Mümkün olduğunca bunları rejimle birlikte çözme yolunu tercih ederseniz çok daha isabetli olur' gibi bir yaklaşımı var.
Biz de diyoruz ki, şu anda bizim istihbarat örgütümüz (MİT), Suriye istihbaratı ile (El-Muhaberat) zaten bu konuları yürütüyor. Ama bütün mesele netice almak. Eğer istihbaratımız Suriye istihbaratı ile bu çalışmayı yürütürken hala orada terör örgütleri fellik fellik at oynatıyorsa bu konuda (yapacağımız operasyonda) bize destek vermeniz gerekiyor diyoruz. Bu konuda da mutabakatımız var."
+++
Ancak, gerek Rus Devleti'nin Vatan Partisi üzerinden, gerekse Putin'in doğrudan verdiği mesajlar Erdoğan tarafından tam olarak alınmamış görünüyor.
Veya, mesaj alınmış ama top taca atılmak üzeredir.
Çünkü, her şeyden önde Erdoğan, Suriye Devleti'ne ısrarla "rejim" demeye devam etmektedir.
Çavuşoğlu da (PKK-PYD ile mücadelede) "rejime her türlü desteğe hazırız" demişti. Biz de şöyle eleştirmiştik:
Desteğe "REJİM" demeyi bırakmakla başlayabilirsiniz
Sayın Bakanımız
+++
Putin'den gelen "Adana Mutabakatı'nı güncelleyin" önerisi de Türkiye'nin Şam ile ilişkilerini normalleştirme çabası idi. Ancak Erdoğan'ın bu öneriyi de hasır altı ettiği görülmektedir.
22 Ekim 2019'daki Soçi Mutabakatı'nda, Adana Mutabakatı'nın uygulanmasını Rusya'nın kolaylaştıracağından bahsedilmişti. 3 yıldır bir sonuç alınamadı.
+++
Ayrıca, konu istihbarat örgütlerinin bilgi alışverişi değildir.
Terör örgütlerini istihbarat örgütleri değil, ordular temizleyebilir.
Ama siz Suriye Devleti'ne "rejim", Devlet Başkanı'na "Katil Esed" derseniz, iki ordu teröre karşı nasıl ortak harekat yapacak?
Putin "Terör sorununu Suriye Devleti ile birlikte çözün" derken, orduların ortak harekatını kastetmişti.
Erdoğan, konuyu istihbarat örgütleri ile sınırlı tutarak, topu bir kez daha taca atmak üzeredir.
+++
Aydınlık, 6 stratejik adımı sıralamış.
Erdoğan'un Eylül ayında Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) toplantısına katılacak olması, doğal gazın kısmen Ruble ile alınması kararı, Rus MIR kredi kartlarının ülkemizde de kullanılması, Akkuyu'nun bir an önce tamamlanması ve Rus buğdayının ihracına yardımcı olmamız kararları elbette çok önemli.
Soçi'den çıkan 6 stratejik adım
Ancak asıl önemli olan, birinci adım.
Yani Suriye ve Libya'da mutabakat.
Toprak bütünlüğüne yapılan vurgu, tüm terör örgütlerine karşı mücadelede dayanışma kararı yeni değil. Geçmişteki tüm Astana ve Soçi toplantılarında bu kararlar tekrar tekrar alındı. Ama sahada uygulama ne yazık ki kararlara uygun olmuyor.
Örneğin AKP Hükumeti İdlib'de hala Amerika'nın besleyip büyüttüğü terör örgütünü koruyor. Bakınız:
Buyurun "ILIMLI MUHALEFET"inizi tepe tepe kullanın
Sayın Bakanımız
"Rejim" ve "Katil Esed" diyerek "terör örgütlerine karşı mücadelede dayanışma ve eşgüdüm" kararının uygulanmasına engel oluyorsunuz.
Suriye'nin kuzeyine yaptığımız harekatlar elbette önemli. Ancak bu harekatlar en sonunda PKK'yı 30-40 kilometre güneye sürebilir.
Ondan sonrası Deyr ez-Zur ve Albu Kemal'e kadar 300 kilometre çöl. Mehmetçiği çöle süremezsiniz. Orada ancak Arap aşiretleri ve Suriye Arap Ordusu PKK ve IŞİD ile savaşabilir. Ona da İdlib'deki terör yuvasını koruyarak AKP Hükumeti engel oluyor.
Bakınız:
Tayyip Bey'in akıl almaz Suriye - PKK çelişkisi
Bu durumda 30-40 km güneye sürülen PKK yok olmuyor, saldırılarına oradan devam ediyor. Halbuki Suriye ile birlikte hareket ederek PKK-PYD'yi oradan temizlersek, ki Rusya "Bu durumda üçüncü bileşen olarak o kavgaya katılırız" diyor, Suriye cephesinde Mehmetçik artık şehit olmaz.
Bu çözümü Esad takıntısı nedeniyle engelleyen hükumet, verdiğimiz ve vereceğimiz şehitlerin vebalini taşıyamaz.
+++
Aydınlık:
"Ortak bildiri, başta Suriye ve Libya olmak üzere bir çok konuda iki ülke arasında genel stratejinin belirlendiğini gösterdi."
demektedir.
Yukarıdaki açıklamalarımız ışığında, bu tespit, ne yazık ki aşırı derecede iyimser kalmaktadır.
+++
Sonuç:
"Rejim" ve "Katil Esed" dediğiniz sürece evet, PKK'yı 30-40 km güneye sürebilirsiniz, ancak PKK örgütünü bitiremezsiniz.
Erdoğan Hükumeti, bu basit gerçeği kabul etmemekte direnmektedir.
+++
arşiv.
Rusya: "Türkiye'nin Irak ve Suriye harekatları meşru"
+++
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder