Düşünce Kulübü toplantısında öğrencilerin sorularını yanıtladı.
Video kaydı 1 saat 52 dakika:
http://vatanpartisi.org.tr/genel-merkez/galeri/dogu-perincek-bilkent-universitesinde-26335
Kaydın 1:52 - 1:42 dakikaları arasının bant çözümü:
Perinçek:
Olağanüstü bir dönem yaşıyoruz. Bu dönem, olağanüstü kararları
ve çözümleri getirecek. 2014'ten bu yana çok köklü değişiklikler
oluyor. 2014 öncesi dönemde olanlar tekrar etmiyor. 2014 öncesi
Türkiye'de BOP Eşbaşkanlığı dönemi vardı.
Kasım 2002'de ABD'nin tertipleri ile Erdoğan yönetimi hükumet oldu.
Taa 1996'larda Erdoğan'ın Türkiye'nin başına getirileceği CIA'ya
bağlı Rand Corporation gibi örgütlerin yayın organlarına belirtiliyordu.
2002'den 2014'e kadar ABD'nin Türkiye'ye dayattığı siyasetler yürü-
tüldü. Bunlar neydi:
1- Turgut Özal ile başlayan borçlanma ekonomisi.
2- BOP kapsamında İran, Irak ve Suriye ile birlikte Türkiye'nin bölün-
mesi. Bunun için PKK ile Açılım yapıldı. Hükumet Fethullah Terör Ör-
gütü ile paylaşıldı. AKP ve FETÖ Bakanlar Kurullarını birlikte yürüt-
tüler, ülkeyi birlikte yönettiler.
Türkiye'nin birliğini koruyacak askeri güç ve siyasi önderlik Silivri du-
varlarına hapsedildi. Bu sayede Türkiye bölünecek, Kürdistan özerk
bir bölge olacaktı. O süreçte PKK'ya haraç toplama, mayın döşeme
imkanları sağlandı. Ama 2014'te Silivri duvarlarının yıkılması ile birlikte
Türkiye zincirlerini kırmaya başladı. TSK 24 Temmuz 2015'te PKK'yı
hendeklere gömme harekatına girişti.
"Rus uçağını ben düşürdüm" diye birbirleri ile yarışıyorlardı. Erdoğan
İran'ı "Fars milliyetçiliği" ile suçluyordu. AKP yöneticileri Barzani ile
ahbaplıklar kurmuşlardı. Ne oldu? Her şey tersine döndü.
Türkiye'ye dayatılan borçlanma ekonomisi de tıkandı, iflas etti. Eko-
nomik derin bir krizin içine girdik. Yeni çözümler arandığı bir dönem.
Yine Türkiye, Cumhuriyet Devrimi'nin temellerine karşı, çağdaşlaşma,
aydınlanma, laikleşme sürecine karşı devlet katından, hükumet mevzi-
lerinden gelen uygulamalarla karşı karşıya. Burada da büyük karar
ve çözümlerin eşiğindeyiz. Belirtileri de göründü. Erdoğanlar bile 1400
yıl öncesinin kurallarıyla yönetim olamayacağını söylediler.
Türkiye Atlantik sisteminden kopuyor ve Avrasya'daki yerine yerleşiyor.
En büyük ticaret ortağımız Çin, sonra Rusya, üçüncüsü Almanya.
Enerjide İran, Irak, Azerbaycan ve Rusya. Vatan bütünlüğümüz ile ilgili
sorunlarımızı da İran, Irak, Rusya ve Çin ile birlikte çözüyoruz.
Soru:
Erdoğan'ın kandırıldık ifadesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Perinçek:
Bunda düşünecek bir şey yok. "Kandırıldık" demek bir siyasetçi için zor
bir cümle. Ve bir özeleştiri içeriyor aynı zamanda. Kandırıldığını söyle-
diklerine göre, bu bir gerçek. Ama devlet adamının kandırılmaması lazım.
Devlet adamları ve devlet tecrübesi olanlar, geleceği gören devlet yöne-
ticileri kandırılamaz. Çünkü neye bakar: Biliimsel nesnel süreçlere bakar.
Beni hiç kimse "Türkiye tekrar Atlantik'e bağlanacak" diye kandıramaz.
"Türkiye ile Amerika tekrar beraber olacak, işbirliği yapacak" diye kandı-
ramaz. Çünkü öyle olmayacağını görüyorum. Veya "Türkiye Rusya ile
karşı karşıya gelecek", "Türkiye Batı'dan kaynaklar bularak bu borçlanma
ekonomisi ile devam edecek" diye kimse beni kandıramaz, çünkü böyle
olmayacağını biliyorum.
O bakımdan, bir siyaset adamının hele bir Cumhurbaşkanı, Başbakan
gibi konumları işgal eden kimsenin "kandırıldık" demesi aslında bir anlamda
"Ben devlet adamı değilim, devlet tecrübesine sahip değilim" gibi bir itiraf
oluyor. O itirafı da hiç şüphesiz milletimiz değerlendirecektir.
Olağanüstü bir dönem yaşıyoruz. Bu dönem, olağanüstü kararları
ve çözümleri getirecek. 2014'ten bu yana çok köklü değişiklikler
oluyor. 2014 öncesi dönemde olanlar tekrar etmiyor. 2014 öncesi
Türkiye'de BOP Eşbaşkanlığı dönemi vardı.
Kasım 2002'de ABD'nin tertipleri ile Erdoğan yönetimi hükumet oldu.
Taa 1996'larda Erdoğan'ın Türkiye'nin başına getirileceği CIA'ya
bağlı Rand Corporation gibi örgütlerin yayın organlarına belirtiliyordu.
2002'den 2014'e kadar ABD'nin Türkiye'ye dayattığı siyasetler yürü-
tüldü. Bunlar neydi:
1- Turgut Özal ile başlayan borçlanma ekonomisi.
2- BOP kapsamında İran, Irak ve Suriye ile birlikte Türkiye'nin bölün-
mesi. Bunun için PKK ile Açılım yapıldı. Hükumet Fethullah Terör Ör-
gütü ile paylaşıldı. AKP ve FETÖ Bakanlar Kurullarını birlikte yürüt-
tüler, ülkeyi birlikte yönettiler.
Türkiye'nin birliğini koruyacak askeri güç ve siyasi önderlik Silivri du-
varlarına hapsedildi. Bu sayede Türkiye bölünecek, Kürdistan özerk
bir bölge olacaktı. O süreçte PKK'ya haraç toplama, mayın döşeme
imkanları sağlandı. Ama 2014'te Silivri duvarlarının yıkılması ile birlikte
Türkiye zincirlerini kırmaya başladı. TSK 24 Temmuz 2015'te PKK'yı
hendeklere gömme harekatına girişti.
"Rus uçağını ben düşürdüm" diye birbirleri ile yarışıyorlardı. Erdoğan
İran'ı "Fars milliyetçiliği" ile suçluyordu. AKP yöneticileri Barzani ile
ahbaplıklar kurmuşlardı. Ne oldu? Her şey tersine döndü.
Türkiye'ye dayatılan borçlanma ekonomisi de tıkandı, iflas etti. Eko-
nomik derin bir krizin içine girdik. Yeni çözümler arandığı bir dönem.
Yine Türkiye, Cumhuriyet Devrimi'nin temellerine karşı, çağdaşlaşma,
aydınlanma, laikleşme sürecine karşı devlet katından, hükumet mevzi-
lerinden gelen uygulamalarla karşı karşıya. Burada da büyük karar
ve çözümlerin eşiğindeyiz. Belirtileri de göründü. Erdoğanlar bile 1400
yıl öncesinin kurallarıyla yönetim olamayacağını söylediler.
Türkiye Atlantik sisteminden kopuyor ve Avrasya'daki yerine yerleşiyor.
En büyük ticaret ortağımız Çin, sonra Rusya, üçüncüsü Almanya.
Enerjide İran, Irak, Azerbaycan ve Rusya. Vatan bütünlüğümüz ile ilgili
sorunlarımızı da İran, Irak, Rusya ve Çin ile birlikte çözüyoruz.
Soru:
Erdoğan'ın kandırıldık ifadesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Perinçek:
Bunda düşünecek bir şey yok. "Kandırıldık" demek bir siyasetçi için zor
bir cümle. Ve bir özeleştiri içeriyor aynı zamanda. Kandırıldığını söyle-
diklerine göre, bu bir gerçek. Ama devlet adamının kandırılmaması lazım.
Devlet adamları ve devlet tecrübesi olanlar, geleceği gören devlet yöne-
ticileri kandırılamaz. Çünkü neye bakar: Biliimsel nesnel süreçlere bakar.
Beni hiç kimse "Türkiye tekrar Atlantik'e bağlanacak" diye kandıramaz.
"Türkiye ile Amerika tekrar beraber olacak, işbirliği yapacak" diye kandı-
ramaz. Çünkü öyle olmayacağını görüyorum. Veya "Türkiye Rusya ile
karşı karşıya gelecek", "Türkiye Batı'dan kaynaklar bularak bu borçlanma
ekonomisi ile devam edecek" diye kimse beni kandıramaz, çünkü böyle
olmayacağını biliyorum.
O bakımdan, bir siyaset adamının hele bir Cumhurbaşkanı, Başbakan
gibi konumları işgal eden kimsenin "kandırıldık" demesi aslında bir anlamda
"Ben devlet adamı değilim, devlet tecrübesine sahip değilim" gibi bir itiraf
oluyor. O itirafı da hiç şüphesiz milletimiz değerlendirecektir.
Okuma önerisi:
2002 darbesi
http://aliserdarbolat.blogspot.com.tr/2012/08/2002-darbesi.html
+
arÅŸiv:
Vatan Partisi üçüncü odak 23 Mart 2018
http://aliserdarbolat.blogspot.com.tr/2018/03/vatan-partisi-ucuncu-odak.html
++++
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder