8 Ağustos 2016 Pazartesi

Türker Ertürk: Aman Batı'dan kopmayalım, Doğu'ya savrulmayalım...

E. Tuğamiral Türker Ertürk'ün "Bu zırvaların altında ne var" başlıklı yazısının
eleştirisidir.
**********

Yazıda önce New York Times gazetesinde çıkan bir yorum veriliyor.

ABD Genelkurmay Başkanı Dunford bu gazeteye yaptığı açıklamada
"Türkiye'de yaptığım görüşmelerde bırakın ABD'yi darbecilikle suçlamayı,
IŞİD ve Suriye'ye karşı ortak tavır konusunda mutabakata vardık" demiş
Gazete açıklamayı şöyle yorumluyor: "Türkiye'nin biri kendi halkına
kullandığı, diğeri resmi görüşmelerde kullandığı iki ayrı yaklaşımı var"

Türker Ertürk de diyor ki: "Anlayacağınız, iktidar içeride kuru sıkı atarak
halkın gazını alıyor, ama emperyalizme hizmette sınır tanımıyor."

Buraya kadar şaşılacak bir şey yok.



**********

Türker Ertürk yazısının devamında şöyle diyor:

"Diğer bir konu ise, darbe girişimini Erdoğan'a Rusya'nın haber verdiği
ve bunun için özel temsilcisini (Aleksandır Dugin'i) gönderdiği ve
Erdoğan'ın uçağının düşürülmesini Rusya'nın engellediği iddialarıdır."

"Bu iddiaların arkasında hiç bir maddi veri yok. Tamamen zırva ve maksatlı."


"Bu zırva iddiaların hedefi: Türkiye'de Batı düşmanlığını körüklemek,
Batı için Türkiye'yi ötekileştirmek, ve Türkiye'nin Batı'dan Doğu'ya doğru
süratle savrulmasını ve kamp değiştirmesini tetiklemektir."


"T.C., kuruluşundan beri aldığı stratejik pozisyonu tartışabilir, hatta değişiklik
yapmayı da düşünebilir. Bu ancak geniş bir mutabakatla olur ve uzun soluklu
mücadele ile gerçekleşir.
Ama, o an bu an değildir ve bu iktidarla olmaz.
Eğer olursa, savrulma şeklinde olur, savrulmanın nerede duracağını iktidar
sahipleri bile kestiremez ve kontrol edemez.
"

**********

Sayın Ertürk'ün "kamp değişikliği" diye nitelediği şey, emperyalizmin boyun-
duruğundan kurtulmak ve emperyalizme direnen Avrasya ülkelerinin yanında
yerini almaktır. Emperyalistlerle birlik olarak Suriye'ye saldırmaktan vazgeç-
mek, Rusya - İran - Irak - Suriye - Lübnan ile birleşerek Barzani ve PKK -
PYD bölücülüğünün kökünü kazımaktır. Ertürk Paşa "savrulma" diye gözü-
müzü korkutarak kendisinin de "emperyalist" olarak nitelediği Batı'dan kop-
mamıza niçin bu kadar şiddetle karşı çıkmaktadır?

Sayın Ertürk, Türkiye'de Batı (yani emperyalizm) düşmanlığının körüklen-
mesinden neden bu kadar rahatsız olmaktadır? Kendisi de her gün
emperyalizm karşıtı yazılar yazmıyor mu?
Yani emperyalizm karşıtı yazılar
yazmaya evet, ama emperyalizmden kurtulma eylemine hayır mı demek-
tedir?
"Kahrolsun emperyalizm" diye bağıralım, ama emperyalizme köle
olmaya devam edelim, Avrasya ülkeleri arasında şerefli bir şekilde yer
almayalım. Sayın Ertürk'ün yazısı başka bir anlama gelmiyor.

Neden bu iktidarla olmaz? Nasıl bir mutabakat gerekiyor? Önce yalvar yakar
Kılıçdaroğlu'nu, Bahçeli'yi ve bilumum liboşları,bölücüleri, Avrupa Birliği ya-
lakalarını, PKK ve HDP bölücülerini, KESK, DİSK, EMEP, ÖDP vesaire gibi
bilumum PKK kuyrukçularını, FETÖ ve diğer tarikat - cemaat bozuntularını
ikna mı etmek gerekiyor? Buna ipe un sermek denmez de ne denir?


Bu iktidarla olmazsa hangi iktidarla olur? Hangi partinin iktidarında kamp
değiştirilirse karşı çıkmayacaksınız? Var mı bir programınız bu konuda?
Ve ne zaman? Bağdat harap olduktan, balık kavağa çıktıktan sonra mı?
Emperyalizmden kurtulmanın zamanı mı olur?


AKP iktidarının kamp değiştirmesi son derece düşük bir olasılıktır. Bu kadar
düşük bir olasılık için bu kadar telaşa kapılmak nedendir?


**********
Her şeyden önce, Sayın Ertürk'ün son derece yanlış bir saptaması var.
Diyor ki: "T.C. kuruluşundan beri aldığı stratejik pozisyonu tartışabilir"
Yani Atatürk T.C.'ni kurarken emperyalizme köle olma stratejik pozisyonunu
almış. Öyle mi? İnanamıyorum. Türker Paşa gerçekten böyle mi düşünüyor?


**********
Yazı şöyle devam ediyor:

"Türkiye... emperyalist projelerin, Suriye de dahil taşeronluğuna soyunma-
malı, ve Rusya ile stratejik ilişkiler geliştirmelidir. Ama, Batı ile dengeli bir
ilişki içinde olmaya devam etmelidir. Bu ilişkiler birbirinin yerine ikame
edilebilen, diğerini yok sayan ilişkiler şeklinde asla düşünülmemelidir.
Türkşiye'nin içinde bulunduğu coğrafya ve jeopolitik konumu, bunu dikte
etmektedir. Bu iş zordur ama mümkündür."


**********
Şaşılacak bir görüş.

Batı ile dengeli bir ilişki içinde olabilmek için, öncelikle Batı'nın tahakkü-
münden kurtulmak gerekir. Bir köle efendisi ile nasıl dengeli bir ilişki
içinde olabilir?

Suriye'de taşeronluğa soyunmamak, savrulmak demektir. Çünkü Suriye'de
taşeronluğa soyunmayan bir Türkiye, PKK ve PYD ile yani Batı ile karşı
karşı karşıya gelecek demektir. Batı'dan kopmadan, Doğu ile birlikte
hareket etmeden bu iş nasıl olacak? Suriye'de Batı'nın bir PKK-PYD dev-
letçiği kurması  (Kürt Koridoru) nasıl engellenecek?


Sayın Ertürk, kamp değiştirince Batı ile ekonomik ve sosyal ilişkilerin
kesileceğini sanıyorsa yanılıyor. Doğu kampı içinde olan Rusya, Orta Asya
Türk Cumhuriyetleri, Çin, İran Batı ile dengeli lişkiler içindedirler. Ancak
Ertürk'ün  Doğu Kampı olarak adlandırdığı Avrasya içinde konumlanırsak
Batı ile dengeli ilişkiler kurabiliriz.

Emperyalizmden, yani Batı'dan kopan Türkiye de onlar gibi Batı ile efendi-
köle ilişkilerinin yerine dengeli ilişkiler kurma olanağını yakalayacaktır.

Onun için, "Aman Batı'dan koparız, Batı düşmanlığını körüklemeyelim,
savruluruz, kamp değiştiririz, savrulmanın nerede duracağı belli olmaz"
gibi kapsamı belirsiz korkular yaymak son derece tehlikelidir.

Türker Paşa, "savrulma" sözü ile ne demek istediğini, koktuğu "savrulma"nın
nasıl bir şey olduğunu herkesin anlayabileceği şekilde açıklamalıdır. Neden
korkmaktadır? NATO'dan çıkmaktan, AB adaylık başvurumuzu geri çekmek-
ten, Gümrük Birliği'nden çıkmaktan, Şanghay İşbirliği Örgütü'ne katılmaktan,
ABD ile ikili anlaşmaları feshetmekten... mi, yoksa nelerden korkmaktadır.


**********

Konu ile ilgili olarak
Bakınız:
Milli Hükumet Programı Madde 3, 17, 18, 19


3. ABD Denetimine ve AB Aday Üyeliğine Son 
Türkiye’yi Avrupa Kapısı’na bağlayan, millî devletimizi ve Atatürk 
Devrimi’ni tasfiye eden AB aday üyelik sürecine son verilecektir. 
AB Aday Üyelik Protokolü, Katılım Ortaklığı Belgesi, Müzakere 
Çerçeve Belgesi gibi yeni Sevr antlaşmaları feshedilecek ve 
Türkiye, Avrupa Gümrük Birliği’nden çekilecektir.

17. Bölge İttifakı 

Bölgeye yabancı müdahaleleri ve terörü önlemek, bölge ülkelerinin
toprak bütünlüğünü savunmak, güvenliğini ve kalkınmasını sağlamak
ve barışı korumak için, Suriye, İran, Irak, Azerbaycan ve KKTC ile 
bölge ittifakı gerçekleştirilecektir.

18. Avrasya’da İşbirliği ve İttifak 
Türkiye, dünyada ve bölgemizde güvenlik ve barış için, başta Rusya,
Çin Halk Cumhuriyeti, Orta Asya Cumhuriyetleri, Hindistan, Pakistan 
olmak üzere Avrasya ülkeleriyle işbirliği ve dayanışmasını güçlendirecek, 
dünya dengelerini değerlendirecektir. Türkiye, Şanghay İşbirliği Örgütü 
içindeki bağımsız yerini alacaktır. Böylece ülkemizin ABD ve AB ile ilişkilerini
normalleştireceği ve karşılıklı yarar esasına oturtacağı koşullar da 
yaratılmış olacaktır.

19. KKTC’nin Türkiye ile Bütünleşmesi 
ABD’nin “Birleşik Kıbrıs” planı yapaydır ve emperyalist amaçlara 
hizmet etmektedir. Bir Kıbrıs milleti olmadığı gibi, “Birleşik Kıbrıs
Devleti”nin başka bir temeli de yoktur. KKTC’nin Türkiye ile bütün-
leşmesi, Kıbrıs’ın her iki toplumu yanında Türkiye ve Yunanistan 
halklarının yararınadır ve dünya barışı için en doğru çözümdür.

Milli Hükumet Programı'nın tamamı için bakınız:
https://vatanpartisi.org.tr/genel-merkez/temel-belgeler/milli-hukumet-programi-4126 


**********
Saygılar sunarım.

Türker Ertürk'ün yazısının tamamı için bakınız:

http://www.ilk-kursun.com/haber/270974/turker-erturk-stratejik-pozisyon/

Facebook:

Facebook Grup:

Twitter:

1 yorum:

  1. efendim bloğunuzu dikkatle izliyorum.hiç uzatmaya gerek yok devletlerin sürekli dostluğu olamaz; yalnızca sürekli çıkarı olur.çıkar demek sömürmek ezmek yakıp yıkmak değil tabiki...
    insanın şanına ve şerefine yakışan değerleri yücelten bir anlayışla çıkar sağlamak benim kastettiğim. bundan daha doğal ne olabilir ki. Mustafa Kemal de ulusal kurtuluş savaşımız verildikten sonra böyle düşünmedi mi ? ve bügün ülkemizin mecburiyetleri ve gerçekleri bizi doğal olarak avrasya ya götürmüyormu ? somut ne çıkarımız olmuşmudur batıdan . ben 46 yaşındayım belki bizim nesili kandırdılar ama çocuklarımızı kandıramayacaklar... yarınlar güzel olacak... işte bu gün devranın döndüğü gündür...

    YanıtlaSil