Eski Emniyetçiler Hanefi Avcı, Sabri Uzun ve Emin
Arslan "Devleti tehdit
eden
terör örgütleri" konulu panelde yaptıkları konuşmalarda TSK
içindeki Fethullahçı örgütlenmeye karşı devlet
içinde bir karargah kurulması
gerektiğini söylediler. 24 Şubat 2016.
Gazeteci Toygun Atilla ve Ferhat Ünlü'nün yönettiği
panelin açış konuşmasını
Bedrettin Dalan yaptı.
Konuşmalarda şu görüşler öne çıktı:
Eski
İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı:
Cemaat, Devletin silahını kullanan örgüt. Bir
müdahale olur, vesaire...
Her türlü fırsatı kullanabilirler.
^^
Eski
İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun:
Balyoz ve diğer tertiplerde TSK içindeki Fethullahçı
yapıdan destek alındığı
ortaya çıktı. Bu yapılanma Türkîye'nin geleceği için
tehlikeli. Gazete okuyan
her vatandaş, 4.800 Cemaatçi hakim ve savcı olduğunu
biliyor.
Polis ve Savcılıktaki Cemaat mensupları açıktan
açığa suç işlediler, tahkikat
yapmak daha kolay. Ama ordu içindeki kişilerin
Cemaatçi olduğunu bilseniz
bile, bunu ispatlayacak suçu ve delili ortaya
çıkarmanız gerekiyor. Siviller bu
araştırmaya doğrudan giremiyor. Öncelikle büyük suç
işleyenlerin bertaraf
edilmesinin ardından yavaş yavaş soruşturma
yapılacağının emareleri var.
Kitabımda da yazdım. 1984-85 yıllarında bir Hava
Harp Okulu öğrencisi Altu-
nizade'de Cumartesileri Fethullah'tan ders
aldıklarını, Pazar günleri de Deniz-
cilerin geldiğini söylüyor. Bunların kaçı bulundu?
Karargah kurmadıktan sonra
başarılı olamazsınız.
^^
Eski
Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan:
Cemaatin amacı sistemi ele geçirmek. TSK'daki
yapılanmaya hiç el atılmadı.
Harp Okullarındaki öğrenciler yıldırılarak, pilotlar
çürük raporları verilerek
uzaklaştırıldı, Deniz Kuvvetleri bilgisayarlı atış
yapamayacak hale getirildi,
bütün bilgisayar uzmanı subaylar, hatta MİLGEM
projesinde görev alan
ASELSAN mühendisleri bile bu operasyonlara monte
edildi.
^^
E.
Tümamiral Haydar Mücahit Şişlioğlu:
FETÖ ordu
içinde tasfiye edilmedi. Bu, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu en büyük
tehditlerden
biri. Çünkü ortalık karmakarışık. Bu kargaşada "Ben düzeni sağlaya-
cağım"
diyen ordu içinden bir hareket olması durumunda, bu işi bilmeyen vatandaş
da onları destekleyecektir.
Paneli yöneten SABAH
yazarı Ferhat Ünlü "Bir darbeden mi
bahsediyorsunuz"
diye sorunca Tümamiral
Şişlioğlu şu
yanıtı verdi: "Evet, onun gibi bir şey. Eski-
sinden
çok daha kötü bir durum
olacaktır."
Aydınlık, 27 Şubat 2016.
^^
Aydınlık'a konuşan üst düzey Emniyet yetkilisi:
"Fethullahçı yapılanma, TSK içindeki elemanları
aracılığıyla, bölücü tehditten
istifade ederek askeri darbeye zemin arayışı içinde.
Fethullah'ın son günlerde
dile getirdiği "Kılıcın hakkını vermek"
sözleri TSK içindeki elemanlarını yönlen-
dirme amaçlı."
^^
PKK da "Baharda
çok şey olacak" diyor, PKK ve HDP çevrelerinde ABD'nin
sürece müdahale edeceği açık açık dile getiriliyor.
^^
Gelecek yazı: Turuncu darbe hazırlığı ABD ve Rusya
basınında
^^
arşiv:
Saray'a Eylül'de darbe hazırlığı 11 Mart 2016
Sınav itirafları hakkında: Geç kalmış bir hasbihal 3 Yazar Ahmet Dönmez ahmetdonmez.net ...nice insanlar haksız yere ‘soru çalma’ iddiası ile gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.Neden?Eski Genelkurmay İstihbarat başkanı Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin,Youtube’daki Neyin Nesi TV’de yaptığı açıklamada:“Bu çocuklar tam da komuta kademesinin istediği çocuklar.Yani zeki,‘emredersiniz’diyor,çok fazla eleştirmiyor,her türlü görevi yapıyor.Bunların hepsi çok çalışkan insanlar olmuşlar, yani bana da deseler şimdi‘Kimleri seçeceksin?diye, onlardan seçerim.“Soru verme de orada sistematik olarak yapılan bir uygulamaydı.Kesin konuşuyorum,evet.Çünkü ‘soru çalma’ iddiaları gerçek, biliyorum.Hem “Soruları aldım” diyen hem de “Soruları verdim” diyen onlarca isimle konuştum.Dinlediklerimin doğruluğunu farklı kaynaklardan teyid ettim.Müstear adıKerem’in kastettiği vicdan azabı veren bu işler arasında soru verme de vardı.“Mesela bir arkadaş GATA’ya girecekti.Sorular verildi” diyor.Peki sorular nasıl veriliyordu?Müstear adı Polat… Bu kısmını da ondan dinleyelim: Bu soru çalma meselesiYüzde yüz canım!Ben kendim kaç tane öğrenciye verdim.İçinde olmasam ben de komplo teorisi derim.İsmi bile var bu işin: ‘Fetih okuma’. Sınav sorularını vermenin şifreli adı ‘Fetih okuma’dır.”Polat,işleyen sistemle ilgili şu tür detaylar veriyor:“Ben kendi baktığım birim için söyleyeyim. Mesela kurum içi sınavlar oluyor. Terfi sınavları. Arkadaşlardan uygun gördüğümüze diyoruzki,‘Bu sınava başvur.Şu şu kitapları al, şu testleri al, çalış’.Bunu söylerken işyerinde çalışması özellikle vurgulanır.Böylece herkes onu çalışırken görür.O sınava gireceğini herkes bilir.Hiç bir zaman kişiye,‘Sana soru vereceğiz, rahat ol, sıkıntı yok’demeyiz.Arkadaş zaten sınava hazırlanır.Sınava bir veya iki gün kala Fetih okuma olayı gerçekleşir.Sorular bize yukarıdan dijital ortamda gelir.Diyelim ki 100 soruluk sınav; A paketinde 70 tane soru, B paketinde 70 soru, C paketinde 70 soru var ama bunlar aynı 70 soru değil. Birbirinden farklı 70 soru, ki aynı şıkları işaretlemeleri tedbirsizlik olur. Sonra dijital ortamda sorular verilir.Kağıt kalem kullanmak yasaktır.Arkadaş iki-üç saat bilgisayar ortamında sorulara ve cevaplarına bakar.Yüz sorudan yetmiş tanesi moda-mod sorudur.10 tane,15 tane de kendisi yapsa başarılı bir şekilde sınavı kazanır. 100 sorunun hepsi verilmez.Çünkü hepsini doğru yapar, bu da tedbir açısından sıkıntı doğurur.Zaten baraj70’tir.Belki sorular verilmese de arkadaş kazanacak ama riske edilmiyordu. Diyelim ki oraya 30 kişi alınacaksa 30’unun da bizden olması isteniyordu.17Aralık sürecinden sonra sorular dijital gelmemeye başladı.Peki bu sorular nereden geliyordu?Polat“Başımızdaki kişiden geliyordu.Ancak sadece askeri okul sınavları değil.KPSS,TUS,YDS(Yabancı Dil Sınavı) da geliyordu.ALES de geliyordu.Hepsi geliyordu.ÖSYM’nin yaptığı sınavların soruları da geliyordu.Ben konumum itibariyle bunların hepsini bilgi ile söylüyorum size.”cevabını veriyor.Müstear adı Halil“Ben bu göreve gelince hep merak ettiğim, ‘soru çalma’ şayialarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığını öğrenmek istedim.Eskiden beri bu hizmetlerde bulunan bir arkadaşla yürürken,‘Sınav soruları meselesinin de amma suyu çıktı ha!’ dedim.Arkadaş beni o birimde eski zannetti ve dedi ki, ‘Hocam eskiden biz sinevizyondan yansıtır yemin ettirirdik, şimdi ise sorular elden ele dolaşmaya başladı’Ben meseleyi biraz daha kurcalayınca arkadaş dedi ki, ’17-25’ten sonraki yıl bile falanca sınavda bu iş devam etti. Bazı branşlarda 12-13 yıldır, bazılarında 7-8 yıldır soruları veriyoruz.’ diye anlattı.Meğer yıllardır bu iş yapılıyormuş.Başımızdaki arkadaş bana dedi ki,‘Abi bunlar konjoktürel şeyler.Türkiye’nin gerçekleri bunlar.Abiler mutlaka Hocaefendi’nin onayını almışlardır.’Bu son 4 yılda soru aldığını ve verdiğini bizzat söyleyen onlarca kişi ile konuştum.Tanıdığım bir aile, bu soru çalma mevzuundan dolayı travma yaşıyor.Başından beri iddiaların gerçeği yansıtmadığını savunan bu aile, geçtiğimiz günlerde kendi oğullarının,“Biliyor musunuz, polis akademisi sınavlarının soruları bana verilmişti” itirafı ile sarsıldı.
YanıtlaSil