28 Kasım 2021 Pazar

Rusya ve Çin, Türk Devletleri Teşkilatı'nın doğal üyesidir

Türk Keneşi (Türk Konseyi), Nahcivan Anlaşması ile 2009'da kuruldu.
2021'de adı Türk Devletleri Teşkilatı olarak değiştirildi.

Şu anda 5 asil 2 gözlemci üyesi var.
(Türkmenistan bu yıl gözlemci üye oldu.)

Asil Üyeler:
Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan

Gözlemci Üyeler:
Macaristan, Türkmenistan

Geniş bilgi için bakınız:
Türk Keneşi: Avrasya yolunda kuvvetli bir adım 

+++

Devlet Bahçeli, 18 Kasım 2021 günü, hazırladığı Türk Dünyası haritasını
Erdoğan'a hediye etti ve ikisi bu harita ile birlikte fotoğraf çektirdiler.

Rusya ve Çin ile aramıza kama sokmayı amaçlayan sözde Türkçü özde 
ABD tayfası guruplar, Rusya ve Çin içindeki bazı bölgeleri de içine alan
bu haritayı "Bakın Türk Devletleri Teşkilatı bir başlangıç. Hedefimiz sizin 
sınırlarınız içindeki bu bölgeleri de almak" mesajı ile birlikte yoğun bir
şekilde paylaştılar. Rusya içindeki Amerikancı çevreler de yaygaraya
başladı.

Ancak Rusya ve Türkiye, yaptıkları açıklamalarla bu Amerikancı tayfanın
çabalarını etkisiz hale getirdi. Bu harita Rusya ve Çin'e savaş ilanı değil,
Türklerin yaşadıkları yerleri gösteren bir harita idi.

Haritada Rusya ve Çin dışında Moğolistan, Afganistan, İran, Irak ve 
Balkan ülkelerinde Türklerin yaşadıkları yerler de gösterilmişti.

+++

Putin'in Basın Sözcüsü Dmitriy Peskov, bu oyuna gelmeyeceklerini 
diplomatik dille açıkladı. 22 saniye süreli Video kaydı

Peskov'dan Türk dünyası haritası yorumu: "Türk ortaklarımızın Türk birliği fikrini beslemesi normal. Tek eksik, Türk dünyası haritasının merkezinde büyük bir kırmızı yıldız olmaması. O yer, Rusya'da, Altay'da, her Türk için geldikleri o kutsal yerde. Türkolog olarak söylüyorum."

+++

5 gün sonra Ak Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Moğolistan ve
Türk Üniversitelerinin ortaklaşa kurdukları Türkoloji Enstitüsü'nün açılış
töreninde Türk Keneşi konusunda şöyle dedi:

"Rusya ve Çin, bu topluluğun doğal üyesi niteliğindedir."

Yani:
Rusya ve Çin, Türk Devletleri Teşkilatı'nın doğal üyesidir.

Bu açıklama, sözde Türkçü özde ABD tayfası guruplara Peskov'dan 
sonra verilen ikinci güçlü yanıt oldu. Türk Devletleri Teşkilatı Çin ve
Rusya'yı bölmek isteyen değil, onlarla birlik olan bir topluluktu.

Yıldırım'ın bu açıklaması, Peskov'un açıklamasını tamamlıyordu.



Binali Yıldırım:

"Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin'in kararlı ve adil davranışının
hakkını teslim etmemiz lazım. Ermenistan baskı kurduğu zaman 
Sayın Putin 'Niye telaş içerisindesiniz, bir savaş yok. Azerbaycan
kendi topraklarındaki işgali sonlandırıyor' diyerek meseleyi çok 
açık şekilde ortaya koymuştur. 

Türk Konseyi bugün 7 üyeye sahiptir. Bu sayı gelecek yıllarda artacak.
Akraba devletler, yani aynı kökten gelen dilleri konuşan veya bünyele-
rinde Türklerin yaşadığı devletler de bu topluluğun doğal üyesidir.

Moğolistan bunlardan biridir. Bulgaristan, Bosna-Hersek, Sırbistan,
Arnavutluk, Makedonya, bütün Balkan devletleri bu teşkilatın doğal
üyesidir ve ileride topluluğa dahil olacaklardır.

Ayrıca Rusya ve Çin de bu topluluğun doğal üyesi niteliğindedir."

+++
Putin'in Basın Sözcüsü Peskov

+++

Şimdi

"Tam bir felaket. 
Biz Batı uygarlığının bir parçasıyız. 
Şangay İşbirliği Örgütü'nde diktatörler var.
Türkiye'yi oraya mı sürükleyecekler*
Buna izin vermeyiz. Bir kişi bile kalsak buna izin vermeyiz.
Türkiye'yi yönünü çevirdiği uygar dünyadan kimse alıkoyamaz. 

Bunun mücadelesini yaparız.. Ölümüne yaparız."

diye yaygara yapan Kılıçdaroğlu saçını başını yolabilir 

Ünal Çeviköz de...
"Rusya bizi güneyden kuşatıyor" diye ABD borazanı çalan İnce de...

https://aliserdarbolat.blogspot.com/2019/09/sio-demokratik-olmayan-ulkeler.html

NATO'yu cahil cesaretiyle savunan Akşener de...  


NATO'yu "en üst şemsiye" ilan eden Ümit Özdağ da...

baş başa verip feryat edebilirler.
Ağlayın. Zırlayın.

+++
Türk Devletleri Teşkilatı Bayrağı

Türk Devletleri Teşkilatı Amblemi

Bahçeli'nin hazırladığı Türk Dünyası haritası

Türk Devletleri Teşkilatı Üye Ülkeler
Yeşil: Asil Üyeler
Mavi: Gözlemci Üyeler
(7 numara ile gösterilen Türkmenistan bu yıl gözlemci üye olduğu 
için yeni haritada 6 numaralı Macaristan  gibi 
mavi renkle gösterilecek)

1 - Türkiye Cumhuriyeti
2 - Azerbaycan Respublikası
3 - Kazakstan Respublikası = Қазақстан Республикасы
4 - Ozbekiston Respublikası = Özbekistan Cumhuriyeti
5 - Kırgız Respublikası  = Кыргыз Республикасы
6 - Macaristan = Magyarország
7 - Türkmenistan Cumhuriyeti

8 - Tacikistan
9 - Moğolistan
10- Uygur Özerk Bölgesi - Çin
11- Hindistan
12- Pakistan
13- Afganistan
14- İran
15- Rusya Federasyonu
16 - Ukrayna



+++

25 Kasım 2021 Perşembe

Roboski, Diyarbakır Hapishanesi dedi, PKK ve ABD yalanlarıyla helalleşti

Konu: Kılıçdaroğlu'nun helalleşme açıklaması
28 Şubat düşmanlığı ve Varlık Vergisi palavralarını gördük.
Şimdi de Roboski ve Diyarbakır Hapishanesi helalleşmesini görelim:

+++

Kemal Bey, 10 yıl sonra ABD ve PKK yalanlarını yineledi:

"Roboski ile helalleşeceğiz. Hukuk başka helalleşme başka. 
İnsanlara devlet tazminat ödeyecek ama bir taraftan da helalleşeceğiz."
Diyarbakır hapishanesi mahkumlarıyla helalleşeceğiz."

+++

1
Roboski:

Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu Köyü'nde 28 Aralık 2011
saat 21.39 ile 22.24 arasında Irak sınırından yasa dışı giriş yapan
bir guruba TSK tarafından 4 bomba atıldı. 

Bu gurup PKK'nın da kullandığı bir yoldan geldiği için ABD'nin de
verdiği bilgiye dayanılarak terörist oldukları gerekçesiyle bombalandı.

Bombardıman sonucu 34 kişi hayatını kaybetti. Bunların Irak'tan
katırlarla kaçak mazot taşıyan Ortasu köylüleri olduğu anlaşıldı.

Ortasu'ya PKK diliyle Roboski diyen bölücüler, bu olaydan dolayı
ordumuzu suçladılar. "Köylü olduklarını bilerek bombaladılar" yalanı
PKK ve ABD çevrelerince bölücü amaçlar için kullanıldı.

10 yıl sonra Kemal Bey, işte bu yalanı dillendirdi.

+++

Olayın içyüzü şöyle:

Nisan 2003'te zamanın Dışişleri Bakanı Abdullah Gül,
ABD Dışişleri Bakanı Powell ile gizli bir anlaşma yaptı.

Anlaşmanın 2 maddesi şöyle idi:
- Türk askeri Irak'ın kuzeyinden çekilecek
-  Irak sınırları içinde PKK'ya operasyon için ABD'den izin alınacak.

ABD askerleri, Irak'ın kuzeyinden çekilmeye direnen Türk askerinin
başına 4 Temmuz 2003 günü Süleymaniye'de çuval geçirdi. Olaydan
sonra Türk askeri Irak'ın kuzeyinden çekildi, Gül-Powell anlaşması 
işte böyle hayata geçti.

Türk Ordusu'nun PKK hareketlerini takip etmek ve kaynağında müdahale
etmek için Irak'ın kuzeyinde kurmuş olduğu tüm tertiplenmeler böylece 
kaldırılmış oldu.

O günden sonra, Irak'ın kuzeyinden ABD vasıtasıyla istihbarat alabildik.
Çünkü, Irak'ın kuzeyinde, yani Barzani Bölgesi'nde ne Türk askeri, ne de
Türk istihbaratçısı kalmıştı. Abdullah Gül sayesinde.

Peki, istihbarat nasıl alınıyordu?

Batman'da konuşlu Heronların ve predatörlerin Irak hududu içinden
görüntü almak amacıyla kalkış, uçuş  ve inişleri ABD Nevada'daki 
Amerikan komuta merkezinden yapılıyordu. Yani tamamen ABD'nin
denetiminde.

Heron ve predatörlerin aldığı görüntüler, Ankara'daki İstihbarat 
Bütüleştirme Hücresi'ne ve Amerika'nın Almanya, İngiltere ve 
Katar'daki istihbarat hücrelerine gidiyordu.

Türkiye'nin operasyon talebi en son Katar'a ulaşıyordu.
Katar'daki Amerikan istihbarat hücresi "onay" vermeden 
hava operasyonu yapamıyorduk.

Dolayısıyla, Irak hududu içindeki kaçakçı köylü gurubunu görün-
tüleyen de, bize haber veren de, operasyon talebimizi onaylayan
da Amerika.

Amerika'nın da yanılarak bize "Evet bunlar PKK'lı" demesi mümkün
değil. Çünkü PKK ve BDP ile kesintisiz temasta olan ABD, hangi
PKK gurubunun ne zaman nerede olacağını önceden bilir.

+++

ABD'nin kasten yanlış bilgi vermesinin amacı:
--Ordumuzu zor duruma sokmak, prestijini düşürmek
--Bölge halkını tahrik etmek,
--Bölgede gerilimi arttırmak, Kürt kökenli vatandaşları 
   orduya karşı daha da bilemek,
--Bir dahaki sefere "Acaba yine PKK'lı değil de köylü mü" diyerek
  Türk Ordusu içinde tereddüt yaratmak.

+++

Bölgede uzun dönem görev yapan E. Kurmay Albay Aziz Ergen
Ortasu olayından sonra şu açıklamayı yaptı:

"2007 Bush - Tayyip Erdoğan görüşmesinden itibaren bizim sınır 
ötesi hava harekatlarımızın koordinatörlüğünü ABD yapıyor.
Operasyonlarımızın yerini ve zamanını ABD belirliyor.
Şu anda tamamen bir komplo ile karşı karşıyayız."

Aydınlık, 31 Aralık 2011
+++

Wiki Leaks belgelerinden okuyoruz::

12 Nisan 2008 tarihli ABD Elçisi kriptosu:
"Bu işbirliği (istihbarat paylaşımı) Türkiye'nin sınır ötesi 
 operasyonlarını şekillendirmemizi sağlıyor"

35 köylünün öldürüldüğü hava operasyonumuz, ABD Büyükelçisi 
James Jeffrey'nin itiraf ettiği gibi, işte böyle şekillendirildi.

Geniş bilgi için bakınız:
35 köylünün öldürülmesi Amerikan tuzağı 

Açılım sona erince bu yüz kızartıcı bağımlılıktan kurtulduk.

+++

Bakınız, SÖZCÜ gazetesi, tıpkı Cumhuriyet ve diğer ABD dostu medya
gibi PKK ağzıyla Ortasu'ya Roboski diyerek ABD'nin suçunu nasıl gizliyor:

"olayın, ABD'den paylaşılan istihbarat nedeniyle gerçekleştiği belirtilse de
daha sonra yapılan açıklamalarda bu bilgi yalanlandı."  

Roboski katliamı, Uludere olayının yıldönümü bugün!
Roboski katliamı nedir?

Aynı haber başlığında iki kez "Roboski katliamı" kullanan SÖZCÜ,
Türk Ordusu'nu katliamcı göstermek için üstün çaba harcıyor.

+++

                              Cumhuriyet, 2 Ağustos 2015

Bu Roboski yalanı, Cumhuriyet ve diğer ABD dostu medya tarafından
PKK Açılımı'nın bitirilmesine karşı çıkmak için de kullanıldı. 

Bakınız:
PKK'ya siper oldular, hiç utanma kalmadı 

İşte kan içici Türk Ordusu:
Cumhuriyet'te ordu düşmanlığı tavan yaptı 

+++

2
Diyarbakır Hapishanesi:

ABD, PKK ve tüm bölücüler "Türk Devleti Diyarbakır Hapishanesi'nde
Kürtlere işkence yaptı" diye yıllardır feryat edip dururlar.

Kemal Bey "İşkence yapılan Kürtlerle helalleşelim" diye tutturdu.

Olayın içyüzü şöyle:

12 Eylül darbesinden sonra Diyarbakır Hapishanesi'ne bölücülük 
suçlaması ile konulan Kürt vatandaşlarımız ağır işkencelere
maruz kaldı. 25 kişi aldığı darbeler, 5'i açlık direnişi sonucunda
olmak üzere 1981 - 1989 arasında toplam 35 kişi öldü. Ayrıca 5 kişi
kendini asarak, 4 kişi kendini yakarak intihar etti.

Hapishanedeki bu işkenceler, Amerikancı faşist 12 Eylül rejiminin 
bölgedeki Kürt kökenli yurttaşlarımıza uyguladığı terörün bir parçası
idi. Özel Harp Dairesi'nde örgütlenen ve kontrgerilla diye bilinen
NATO'nun gizli Gladyo örgütü bu terör faaliyetini yönetiyordu.

ABD'nin her dediğine tartışılmaz ilahi gerçekler olarak inanmış olan 
Kenan Evren. NATO'nun "Bu bölücülere en ağır işkenceleri yapın,
bunlara yardım edenleri de doğduklarına pişman edin" tavsiyelerini
uyguluyordu. Bu kapsamda gece evinin kapısını çalanlara yemek 
veren köylülere bile dünya zindan ediliyordu. Eli silahlı adamlar kapına
dayanmış, yemek vermem diyebilir misin?

Bölücülere karşı imiş gibi görünerek bu tavsiyeleri yapan ABD'nin amacı
Kürdistan kurma planı doğrultusunda Kürt vatandaşları devlete düşman
etmekti. İşkence gören köylüler PKK'nın çekim alanı içine gireceklerdi.

Diyarbakır Hapishanesi'ndeki işkencenin amaçlarından birisi, PKK'ya 
karşı olan ve silahlı mücadeleyi reddeden Kürt örgütlerinin üyelerini
silahlı mücadeleye ikna edip PKK'ya katılmalarını sağlamaktı. "Bu iş-
kenceleri yapan devlette demokratik mücadele yapma imkanı var mı?
Yok. O halde PKK'ya katılın" deniliyordu. Bu sürecin sonunda, demok-
ratik muhalefet yürütme amaçlı örgütler tamamen silinmiş, meydan
PKK'ya kalmıştı.

İşkence tavsiyesi veren ABD'nin diğer amacı, bu hapishaneden Türklere
ölümüne düşman olan, intikam hırsıyla bilenmiş militanlar mezun etmekti.

Kenan Evren yönetimi, PKK'nın önünü açtığının farkında bile değildi.

Kılıçdaroğlu bunları bilmez mi? Bilir. Ama o, bu işkencelerin ABD yönlen-
dirmesi ile yapıldığını bilmezden gelir, sözde 12 Eylül'ü suçlar.

Amerikancıların birinci görevi, Amerika'nın suçlarını gizlemektir.

+++

Ancak 12 Eylül'ün asıl amacı 24 Ocak Kararları'nı uygulamak, ekonomi-
mizi dünya tekellerine bağlamaktı. Atatürk'ün kurduğu milli ekonomiyi
yıkmaktı. Kılıçdaroğlu buna karşı çıkmamaktadır. 

Kemal Derviş ile birlikte Türkiye ekonomisini IMF'ye teslim eden,
15 günde 15 Kanun felaketinin suç ortaklarından Faik Öztrak, bugün 
CHP'nin sözcüsü durumundadır.

12 Eylül'ün ekonomik sistemine karşı çıkmadan 12 Eylül karşıtlığı 
pozları takınmak riyakarlıktan başka bir şey değildir.

+++

Helalleşme arşivi:

Varlık Vergisi dedi, CHP'nin devrimci tarihine kılıcını batırdı  https://aliserdarbolat.blogspot.com/2021/11/varlk-vergisi-dedi-chpnin-devrimci.html

28 Şubat'a kılıç çekti, 28 Şubat'ın düşmanlarıyla helalleşti  

Nilgül Doğan hakkını helal etmedi, Mustafa Gezmiş istifa etti 

+++


22 Kasım 2021 Pazartesi

Varlık Vergisi dedi, CHP'nin devrimci tarihine kılıcını batırdı

cep telefonunuzu yan tutarak okuyunuz
+++++++++++++++++++++++++++++++++

Kemal Bey'in helalleşme başlıklarından 28 Şubat karşıtlığını gördük. 


+++

Şimdi de Varlık Vergisi konusuna bakalım:

Kemal Bey:
"Varlık vergileri altında inim inim inleyen azınlıklarla helalleşeceğiz"
diyerek, CHP'nin devrimci tarihine kılıcını batırdı.

CHP'nin en devrimci uygulamalarından birisini karaladı.

Ona göre CHP iktidarı, 2. Dünya Savaşı sırasında azınlık (Gayrı Müslim)
vatandaşlarımızdan varlık vergisi alarak onları inim inim inletmişti.

+++

Kemal Bey neden böyle yapmaktadır? Çünkü Atatürk maskesi ile gele-
bileceği noktaya gelmiştir. Daha ileri gidebilmek için maskeyi atmak du-
rumundadır.

Vatan Partisi Başkanlık Kurulu Üyesi Av. Nusret Senem:
"Bütün umudunu Atlantik Sistemi'ne, ABD'ye bağlamıştır. Oradan iktidar
beklemektedir. Buna inandırılmıştır. Çaresizdir. CHP'nin devrimci geçmişi
ile savaşmak zorundadır. Gerçek bundan ibarettir."

+++

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Utku Reyhan, Varlık Vergisi
yalanlarını ve gerçekleri tek tek sıraladı. özetliyorum:

+++

1
İkinci Dünya savaşı koşullarında NAZİ tehlikesine karşı Türkiye 1 milyon
mevcutlu bir ordu besliyordu. Bu kadar büyük bir ordu için para lazımdı.
Varlık Vergisi bu amaçla konuldu.

O zaman nüfusumuz 18 milyondu. Bugün 80 milyonluk nüfusumuz var,
ekonomimiz o dönemle karşılaştırılamayacak kadar büyüdü, ama ordu-
muz 1 milyonun çok çok altında. 

+++

2
Bu yüzden zenginlerden Varlık Vergisi alınmasına karar verildi.

İşte Kemal Bey'in dillendirdiği en büyük yalan, bu verginin yalnızca 
azınlıklardan, yani Müslüman olmayanlardan alındığı palavrasıdır.

Bu vergi, din ve ırk farkı gözetilmeksizin bütün zenginlerden alındı.

Kemal Bey'in "inim inim inleyen azınlıklar" sözleri bu yüzden tamamen 
ayrımcı ve bölücüdür. Azınlıklar inlemiş ise, bu vergiyi veren Türk ve
Müslüman zenginler inlememiş midir?

Varlık Vergisi, savaş ortamında ABD dahil neredeyse tüm ülkelerde
çıkarılan olağanüstü bir vergi türüdür.

+++

3
Müslümanlara ve Müslüman olmayanlara farklı vergi oranları kullanıldığı,
arada 5 - 10 kat fark olduğu efsaneleri de yalanlar zincirinin diğer bir hal-
kasıdır. Cahit Kayra, "Savaş, Türkiye, Varlık Vergisi" adlı kitabında bu
iddiaları tek tek çürüttü.

Varlık Vergisi 4,195 Müslüman ve 54,377 Müslüman olmayan zenginden
alındı. Toplanan vergi kişi başına bölündüğünde Müslüman mükellef ba-
şına 6,102 lira, Müslüman olmayan mükellef başına 5,326 lira düşüyor.

+++

4
Bu verginin alındığı Müslüman olmayan mükellef sayısı niçin Müslüman
mükellef sayısının 13 katıdır?

1940'lardaki Ticaret Odası kayıtlarına göre İstanbul'daki tüccar, sanayici,
ithalatçı, komisyoncu, emlak ve han sahiplerinin yüzde doksanı yabancı
ve Müslüman olmayanlardır.

Yani Müslüman olmayan zenginler hem sayı hem de varlık olarak Müslü-
man Türklerden en az 10 kat fazladır.

Bu yüzden bu verginin yalnızca azınlıklardan alındığı palavrası konuyu
bilmeyenlerin önüne sürülebilmektedir.

+++

5
Bir de "azınlıklar sürgüne gönderildi, zorla çalıştırıldı" efsanesi var.

Varlık Vergisi Kanunu'na göre, vergisini ödemeyenler, askerî nitelikte
olmayan zorunlu kamu hizmetinde çalıştırılır. Bu kural da Müslüman
olan ve olmayan ayrımı yapılmadan tüm mükellefler için geçerlidir.

Bir çok mükellef muvazaa yoluyla malını mülkünü başkalarının üzerine
geçirerek Aşkale, Sivrihisar ya da Yozgat'a gitmeyi tercih etmiştir.

Toplam 7 - 8 ay süren, söylendiği gibi ağır da olmayan, vergi borcundan
düşülen bu hizmetin ardından, 9 ay içinde kanun yürürlükten kalkınca
büyük çoğunluk malına mülküne tekrar kavuşmuştur.

Savaş yıllarında 4 - 5 yıl çadırlarda askerlik yapmak zorunda kalan
vatan evlatlarını görmeyip, keyiflerinden ve paracıklarından biraz feda-
karlık etmek zorunda kalan zenginlerden "inim inim inleyen" olarak
bahsetmek... Ne kadar yazık...

+++

6
Bu verginin ödenememesinden ötürü satışa çıkarılan mesken, arsa, 
depo, han, fabrika gibi gayrı menkullerin sayısı 885.

Ülkemizi savaşa sokmamak için karda kışta yokluk, soğuk ve tifüs 
gibi hastalıklar içerisinde hudutları korurken hayatını kaybeden 50
bin (elli bin) civarında asker Kemal Bey'in umurunda bile değil.

Kemal Bey için varsa yoksa paracıkları birazcık azalan zenginler. 
Ha, zenginlerin hepsi de değil. Yalnızca Müslüman olmayanları.
Yazıklar olsun Kemal Bey.

+++

7
Bunlar nasıl inin inim inlemişler ki, Vitali Hakko'lar, İshak Alaton'lar,
Jak Kamhi'ler ve diğerleri bugün TÜSİAD'ın (Türk Sanayici ve İş
Adamları Derneği) çekirdeğini oluşturuyorlar. TÜSİAD Başkanı da
Kaslowski ailesinin bir ferdi.

+++

8
Asıl kimler inim inim inlemiş şimdi onu görelim:

Anadolu köylüsüne bu savaş döneminde Toprak Mahsulleri 
Vergisi ve Hayvan Vergisi çıkarıldı.

Bu vergilere göre, köylü ürünün yüzde 40'ını vergi olarak verdi.
Ürünün geri kalan yüzde 60'ını da piyasanın üçte biri  fiyata
yine devlete verdi.

Savaş yılları boyunca (1938 - 1945) devlet gelirleri toplamı
3 milyar 800 milyon TL oldu. Bunun 2 milyar 700 milyon lirası
vergilerden oluştu.

Bu sürede Varlık Vergisi toplam olarak 320 milyon TL oldu.

Yani zenginlerden alınan Varlık Vergisi, toplam vergi 
miktarının yüzde 12'si
Köylülerden ve çalışanlardan alınan vergi ise toplam 
vergi miktarının yüzde 88'i.

Sanki tüm vergi zenginlerden alınmış gibi bu sahtekarca feryat 
neden?

+++

9
Ayrıca köylü ve ücretliler yüzde 500'e varan enflasyonla ezildi.
Gerçek gelirleri azaldıkça azaldı.

Erkek nüfusun neredeyse tamamı askere alındığından üretim
tamamen köylü kadınların omuzlarına yüklendi.

Ama onlar "inim inim inledik" demediler. Vatan için bu zorluklara
katlandıklarının bilincinde idiler. Tıpkı Kurtuluş Savaşında çıkarılan
Tekalif-i Milliye uyarınca iki çift çorabın bile birini verdikleri gibi.

+++

Yazıklar olsun Kemal Bey

+++

Okuma önerisi:  
Salkım Hanım'dan Kulüp'e Varlık Vergisi yalanları

Varlık Vergisi gerçeği 

+++