7
Ocak : Demokrat Parti; Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuad Köprülü ve Refik
Koraltan tarafından kuruldu.
21 Temmuz : Yapılan ilk çok partili seçimde CHP 396, ancak 16
ilde seçime girebilen DP 62, bağımsızlar ise 7 milletvekili çıkardı.
1948
18
Temmuz : Demokrat Parti’den ayrılan, Kurtuluş Savası komutanlarından Mareşal
Fevzi Çakmak ve Osman Bölükbaşı Millet Partisi’ni kurdu.
1950
14
Mayıs : Genel seçimlerde halk, CHP’nin 27 yıllık tek parti iktidarına son verdi.
Seçimlerin sonucunda; Demokrat Parti %53.3 oy oranı ile TBMM’ye 408 milletvekili
soktu. CHP %39.9 oranında oy almasına rağmen 69, MP ise 1 milletvekili ile
temsil edildi.
22 Mayıs : Celal Bayar Türkiye Cumhuriyeti’nin üçüncü
cumhurbaşkanı oldu. Adnan Menderes başkanlığındaki ilk Demokrat Parti hükümeti
kuruldu. Refik Koraltan da Meclis Başkanı olarak göreve başladı.
29 Mayıs : Başbakan Menderes “sadece millete mal olmuş
inkılâpları saklı tutacağız” dedi.
6 Haziran : DP hükümeti; Genelkurmay
Başkanı, Kuvvet Komutanları ve diğer bazı generalleri görevlerinden
aldı.
16 Haziran : Demokrat Parti hükümetinin ikinci önemli
icraatı, Arapça ezan okunma yasağını kaldırması oldu. (Türkçe ezan
yasaklanmamıştır, yalnızca ezanın Arapça da okunabileceği belirtilmiştir. Ne var
ki, bu karar 1932’den beri Türkçe okunan ezanın sonu olmuştur).
5 Temmuz
: Radyodan dini program yayın yasağı kaldırıldı.
7 Temmuz : Dünya Bankası
Türkiye’ye 16 milyon 400 bin dolar kredi açtı.
9 Temmuz : Kuzey-Güney
Kore Savası’nda Birleşmiş Milletler bütün ulusları, komünist Kuzey Kore’ye karsı
ABD’nin geniş katılımıyla oluşturulacak askeri güce katılmaya
çağırdı.
28 Temmuz : Türk Barışseverler Cemiyeti’nin Türkiye’nin
Kore’ye asker göndermesini protesto amacıyla bildiri dağıtmasına izin verilmedi,
Cemiyet başkanı Behice Boran ve genel sekreter Adnan Cemgil tutuklandı.
1
Ağustos : Türkiye Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı’na (NATO)
başvurdu.
16
Eylül : Türkiye’nin, NATO’ya girme başvurusu reddedildi.
28 Ağustos : Bir
yazarın tarih kitaplarından İnönü’nün adını çıkartması tartışmalara yol
açtı.
3 Eylül : Belediye seçimlerinde 600’ü aşkın CHP’li belediyeden
560’ı Demokrat Parti’ye geçti.
25 Eylül : General Tahsin Yazıcı
komutasındaki 4500 kişilik bir tabur, tüm masraflar bize ait olmak üzere ve TBMM
kararı olmaksızın Kore Savaşı’na gönderildi.
(Bu, başta ABD olmak üzere
Batı’nın gözünde girebilmek için onlar tarafından en geçerli ihraç malımız kabul
edilen Mehmetçik’in uluslar arası düzeyde ilk pazarlanışıdır).
3 Aralık : Arap harfleriyle tedrisat yapmak için gizli ya da
aleni dershane açanlar hakkında 23 Eylül 1931 gün ve 12073 sayılı kararnamedeki
yasaklama kaldırıldı.
12
Aralık : Hükümet, CHP Genel Merkez Binasına el koyarak Hazine’ye mal
etti.
1951
20
Şubat : Rus yazarların kitaplarının okul kütüphanelerinden çıkarılmasına karar
verildi.
24 Şubat : Kırşehir’de Atatürk büstü saldırıya
uğradı.
12 Mart : Demokrat Parti Konya İl Kongresi’nde fes, çarşaf ve
Arap harflerinin serbest bırakılması istendi.
13 Mart : Demokrat Parti
İzmir Belediye Başkanı Rauf Onursal, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'nün Halife
Abdülmecit gibi sınır dışı edilmesini istedi.
25 Mart : Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri, solcu
öğretmenlerin tasfiyesinin sürdüğünü açıkladı.
3 Mayıs : Demokrat Parti
Meclis Grubu’nda din eğitiminin genişletilmesi istendi.
4 Mayıs : Menderes Meclis’te yaptığı konuşmada "Halkevleri,
Halkodaları faşist anlayış ve düşüncelerin ürünüdür. Bunlar sosyal yapımız
içindeki tümüyle gereksiz, bos, geri ve yabancı unsurlardır" dedi. (
Halkevlerinin topluma katkılarının özeti Bkz. EK-1).
28 Mayıs : Menderes
Hükümeti, isçi sendikalarının faşist ve komünist sistemlerin bir öğesi olarak
kurulduklarını ileri sürdü. Yeni bir sendika yasası hazırlama kararı
aldı.
22 Haziran : Istanbul İnönü Stadı’nın adı Mithat paşa Stadı
olarak değiştirildi.
1 Temmuz : Atatürk’ün heykel ve büstlerine karşı
ülke düzeyinde yaygınlaşmış olan saldırıları kınamak
için yurdun
çeşitli yerlerinde protesto mitingleri yapıldı.
25 Temmuz : Atatürk
Kanunu 25 Temmuz 1951’de Meclis’te kabul edildi. Amaç, Atatürk devrimlerini
korumak, Atatürk heykel ve anıtlarına saldırıların önüne geçmekti.
1
Ağustos : Yabancı Sermaye Yatırımlarını Teşvik Kanunu çıktı.
8 Ağustos : Hükümet, Halkevlerine el koydu.
19 Eylül :
Kuzey Atlantik Paktı Konseyi, Türkiye ve Yunanistan’a NATO’ya katılma çağrısı
yaptı.
20
Eylül : Türkiye’nin NATO’ya katılması kabul edildi.
9 Ekim : Devlet iç
borçları 2 milyar 565 milyon liraya yükseldi.
26 Ekim : İllegal Türkiye
Komünist Parti’sine yönelik büyük çapta tutuklamalar yapıldı. Zeki Baştımar,
Mihri Belli, Sevim Tarı gibi tanınmış isimler vardı.Tutuklananlar arasında
tanınmış isimler vardı
4 Kasım : İlkokulların ders programlarına din
dersi konuldu.
1952
12
Ocak : ABD yönetimi, Marshall Planı çerçevesinde Türkiye’ye 58 milyon dolarlık
askeri yardım yapılmasını onayladı.
15 Ocak : Amerika Birleşik Devletleri
Türkiye’nin Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı'na (NATO) girişini
onayladı.
21 Ocak : Milli Savunma Bakanlığı, Kore’de 34 subay, 46
astsubay ve 1252 erin şehit olduğunu açıkladı.
18 Şubat : NATO’ya katılma
protokolünü 1951 yılında Londra’da imzalayan Türkiye, 18 Şubat’ta örgüte resmen
üye oldu. Bunun neticesi olarak topraklarımıza ABD askeri üsleri kurulmaya
başlandı.
5
Haziran : Lozan Antlaşmasına göre Fener Rum Patrikhanesi’nin başındaki kişinin
TC vatandaşı olması gerekir. Bu ilke ilk kez ABD’den uçakla gönderilen
Athenagoras’ın Türkiye’ye sokulması ile ihlal edildi. Başbakan Menderes
Athenagoras’ı ziyaret etti ve elini öptü.
18Temmuz : Türkiye, Cemiyet-i
Akvam’a (Birleşmiş Milletler) elli altıncı üye olarak kabul edildi.
8
Ekim : Balıkesir’e giden CHP lideri İnönü’yü Vali kent dışında karşılayarak,
kente girmemesini, girerse olaylar çıkabileceğini ve kendisinin sorumluluk
almayacağını belirtti. İnönü gezisinden vazgeçti.
24 Aralık : “Anayasayı
Yasayan Dile Çevirmek” seklinde adlandırılan yasa önerisi ile 1945 yılında
Türkçeleştirilmiş olan anayasa metni, yürürlükten kaldırıldı. 24 Nisan 1924’te
kabul edilmiş olan Teşkilat-ı Esasiye Kanunu yeniden uygulamaya kondu,
anayasadaki öztürkçe kelimeler ayıklandı. ( Örneğin; “bakanlıklar”, “vekalet”
oldu, Genelkurmay Başkanlığı’nın adı “Erkan-ı Harbiye-yi Umumi Reisliği”
seklinde değiştirildi ).
1953
21
Ocak : Petrollerimizin işletilmesiyle ilgili ilk anlaşma bir ABD şirketiyle
yapıldı.
9 Nisan : Maliye Bakanı Hasan Polatkan, döviz açığının 553
milyon dolar olduğunu açıkladı.
14 Nisan : Döviz alım-satımı serbest
bırakıldı.
17 Nisan : Ev kiralarına yüzde 100, dükkan kiralarına yüzde
150 zam yapıldı.
30 Mayıs : Sovyetler Birliği hükümeti Türkiye’ye bir
nota verdi. Türkiye’den toprak talebi olmadığını, dostluk ilişkisi kurmak
istediklerini bildirdi.
8 Temmuz : Millet Partisi irticai faaliyet
gerekçesiyle kapatıldı, mallarına el kondu.
21 Temmuz : Profesörlerin
politika ile uğraşmalarını yasaklayan kanun kabul edildi.
27 Temmuz : 2
milyondan fazla insanın öldüğü Kore Savaşı sona erdi.
9
Eylül : Millet gazetesi başyazarı Nurettin Ardıçoğlu 3 sene 2 ay, yazı isleri
müdürü Hüsnü Söylemezoğlu 2 sene 1 ay hapse mahkum oldu.
14 Aralık :
Hükümet, CHP’nin menkul ve gayrı menkullerinin Hazineye devredilmesine yönelik
yasayı çıkardı.
24 Aralık : CHP’nin Ulus Gazetesi’ne el
konuldu.
1954
18
Ocak : Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu kabul edildi.
27 Ocak : Millet
Partisi yöneticileri birer gün hapis cezasına çarptırıldı.
27 Ocak : 6234 sayılı yasayla Köy Enstitüleri
kapatıldı. (Köy Enstitülerinin katkısı Bkz. EK-2).
24 Şubat : Istanbul’da sıcaklık -6 dereceye düştü. Tuna
Nehri’nden koparak Karadeniz’e ulasan ve daha sonra Istanbul Boğazı’na inen
buzlar Boğazı ve limanı kapladı. Deniz trafiği durdu.
7 Mart : Petrol isletmeciliğini yabancı sermayeye açan ve Max
Ball adlı bir yabancının hazırladığı Petrol Yasası Meclis’te kabul
edildi.
8 Mart : Basını sıkı kontrol altına alan ve basın suçlarına
yönelik cezaları yükselten Basın Kanunu kabul edildi. Hakaretle suçuyla
yargılananlara iddialarını mahkemede ispat hakkı tanınması isteği
reddedildi.
14 Mart : Demokrat Parti’den istifa ederek CHP’ye geçen Adnan
Menderes’in yeğeni Özdemir Evliyazade, Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a hakaret
ettiği gerekçesiyle tutuklandı.
18 Nisan : Mersin’de seçim konuşması
yapan ana muhalefet lideri İnönü DP’lilerin saldırısı ile engellendi, İnönü
alandan zorlukla kaçırılıp kurtarılabildi.
2 Mayıs : Genel seçimler yapıldı. Oyların %57,6’sını alan
Demokrat Parti 503 sandalye kazanırken, %35,4 oy alan CHP sadece 31 milletvekili
çıkarabildi.
14 Mayıs : TBMM ilk toplantısını yaptı.Celal Bayar yeniden
cumhurbaşkanı seçildi. Adnan Menderes, kabineyi kurmakla görevlendirildi.
Seçimlerden hemen sonra Celal Bayar “Ince demokrasiye paydos” söylemiyle,
antidemokratik yasalarla tedbirlerin sürdürüleceğinin altını
çiziyordu.
30 Mayıs : Muhalefet lideri Osman Bölükbaşı’yı seçen Kırşehir,
ceza olarak il olmaktan çıkarılıp ilçe yapıldı. Bununla da yetinilmedi ve
bölünerek eski ilçelerinden bir kısmı ile Nevşehir ili kuruldu.
14
Haziran : Seçimlerde CHP’ye oy veren Malatya ceza amacıyla bölünerek Adıyaman
ili kuruldu.
21 Haziran : Demokrat Parti kendi kadrolarını kurmak için
devlette tasfiyeye yöneldi. Yeni çıkarılan bir yasayla hükümete, 60 yasını ya da
25 hizmet yılını doldurmuş yargıç ve profesörleri emekliye ayırma yetkisi
verildi.
5 Temmuz : Memur Tasfiye Yasası, çıktı. Artık; memurlara bir
süre için isten el çektirebilecek ya da emekli edilebilecek.
7 Ağustos :
Millet gazetesi sahibi Fuat Arna, bir yazısında Başbakan Adnan Menderes’e
hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklandı.
18 Ağustos : Millet gazetesi
yazarı Nurettin Ardıçoglu ile yazı isleri müdürü Hüsnü Söylemezoğlu gazetede
çıkan bir yazıdan dolayı 7’şer ay hapis cezasına çarptırıldılar.
21
Ağustos : Liseler 11 sınıfa indirildi.
28 Ağustos : Emekli General Sadık
Aldogan tutuklandı. Gerekçe; Millet Gazetesine yazdığı bir yazıda adliyenin
manevi kişiliğine hakaret etmek.
23 Eylül : Yeni Ulus gazetesindeki
yazıları nedeniyle Hüseyin Cahit Yalçın, Cemal Sağlam, İbrahim Cüceoglu hapis,
Nihat Erim para cezasına çarptırıldı.
1 Aralık : Demokrat Parti’ye muhalif Yeni Ulus
Gazetesi’nin yazarlarından Hüseyin Cahit Yalçın, “Hükümetin manevi şahsiyetini
tahkir ettiği” gerekçesiyle 26 ay hapse mahkum edildi ve 79 yaşında hapse
girdi.
1955
1
Nisan : Kıbrıs’ta EOKA terör örgütü faaliyetlerine başladı.
8 Nisan :
Istanbul’da hane basına 100 gram kahve dağıtımına başlandı. Kahve alanlar,
muhtarların hazırladığı listeleri imzaladı.
14 Mayıs : Sovyetler Birliği
ve Doğu Avrupa’daki sosyalist ülkeler yeni bir askeri ittifak içeren Varşova
Paktı’nı imzaladılar.
20 Mayıs : Akis dergisi yazı isleri müdürü Cüneyt
Arcayürek tutuklandı.
9 Haziran : Türk bayrağını yırtmaktan sanık 4 Amerikalı
beraat etti.
10 Haziran : Istanbul Hilton Oteli açıldı. 2,5 yılda biten
otelde 300 oda, 500 yatak bulunuyor.
23 Haziran : Hükümete muhalif Akis Dergisi’nin yazı isleri
müdürü Cüneyt Arcayürek “Hükümetin nüfuzunu kıracak neşriyat yapması ve bu suçu
islemekte devam etmesi ihtimalinin bulunması” gerekçesiyle 6 ay hapis cezasına
çarptırıldı.
20 Temmuz : Polis CHP Isparta Il Kongresini dağıttı. Genel
Sekreter Kasım Gülek kürsüden indirildi.
24
Ağustos : Karadeniz gezisine çıkmış olan CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek,
Sinop’ta tutuklanarak Istanbul’a getirildi ve bir gün hapiste kaldı. (Ertesi yıl
benzer bir geziye kalkışması ve Rize’de dükkân sahiplerinin elini sıkması,
gösteri yürüyüşü sayılarak 6 ay hapse mahkûm olacaktır).
5
Eylül : (Daha sonraki yıllarda Demokrat Parti’nin bir tertibi olduğu ortaya
çıkacak olduğu üzere) Istanbul Ekspres Gazetesi’nde Atatürk’ün Selanik’teki
evine bomba atıldığı haberi yayınlandı.
6
Eylül : Atatürk’ün evine bomba atıldığı haberi üzerine, “Kıbrıs Türk'tür”
cemiyetinin Istanbul Taksim Meydanı’nda düzenlediği açık hava toplantısı, 6-7
Eylül olaylarını başlattı. Çok önceden planlanan gösteriler, kısa zamanda Rum
vatandaşların işyeri ve evlerine yönelik yağmaya dönüştü. Istanbul, Ankara,
İzmir’de sıkıyönetim ilan edildi.
7 Eylül : Olaylar diğer kentlere de sıçradı TBMM olağanüstü
toplandı. Hükümet kendi tertibi olan olayları muhaliflerinin üzerine yıkmak, bir
tasta iki kus vurarak onlardan da kurtulmak amacıyla yeni bir planı uygulamaya
koydu. Emniyet Amirlikleri’nce komünist olarak bilinen 48 kişi, tahrik ve tahrip
suçlamasıyla tutuklanıp Harbiye’ye getirildi. İdam talebiyle yargılanması
öngörülen bu kişiler arasında Aziz Nesin, Kemal Tahir, Dr. Can Boratav, Asım
Bezirci, Hasan Izzettin Dinamo da bulunuyordu.
9 Eylül : Istanbul’da 3,
Ankara ve İzmir’de birer askeri mahkeme kuruldu.
10 Eylül : İçişleri
Bakanı Namık Gedik ile Istanbul Emniyet Müdürü Alaaddin Eriş görevlerinden
istifa etti.
12 Eylül : TBMM sıkıyönetimi 6 ay uzattı.
16 Eylül :
İzmir’de Sabah Postası gazetesi kapatıldı, gazete sorumlu yazı isleri müdürü ve
başyazarı Orhan Rahmi Gökçe tutuklandı.
19 Eylül : Muhalif yayınlarından
dolayı Ankara’da Ulus Gazetesi süresiz, Istanbul’da ise Hergün, Hürriyet ve
Tercüman gazeteleri 15 gün süreyle kapatıldı.
15 Ekim : Demokrat Parti’de
muhalefet yaptığı gerekçesiyle 9 milletvekili partiden ihraç edildi. Onları
destekleyen 10 milletvekili de kendi isteği ile partiden ayrıldı. “Onbirler
Hareketi” diye anılan bu milletvekilleri, bakanlar hakkındaki iddialarda, “ispat
hakkını yasaklayan kanunun” kaldırılmasını sağlayacak bir fıkranın anayasaya
eklenmesini istiyorlardı. ( Siyasiler hakkında bir iddia ileri sürenler hakaret
suçuyla yargılanıp mahkum olmaktaydılar. Yargılanan kişiye iddiasını ispat hakkı
tanınmamaktaydı. Reddedilen, bu hakkın tanınması isteğiydi.)
24 Ekim :
(Nazlı Ilıcak ile Ömer Çavuşoğlu’nun babası) Bayındırlık Bakanı Muammer
Çavuşoğlu, 6/7 Eylül olaylarında uğradıkları kayıplar dolayısıyla, İzmir’deki
Yunan Konsolosluğu’na, (suçluluk psikozu içerisindeki hükümet adına resmi özür
yerine geçmek üzere) Yunan Bayrağı çekti ve uluslararası düzeyde özel bir
davranış örneği verdi..
17 Aralık : Ankara ve İzmir’de sıkıyönetim
kaldırıldı.
20 Aralık : Demokrat Parti’den ayrılan 19 milletvekili,
Hürriyet Partisi’ni kurdular.
1956
5
Şubat : Meriç ve Tunca nehirleri dondu; Yeşilköy ve Mecidiyeköy’e kurtlar indi
ve Istanbul halkı ekmeksiz kaldı.
8 Şubat : Ekonomik sıkıntılar nedeniyle gazetelerin
sayfaları 6’ya indirildi.
2 Mart : Cumhurbaşkanına hakaretten sanık Ulus
gazetesi yazarı Şinasi Nahit Berker 1 yıl hapse mahkum oldu
8 Nisan :
Başbakan Adnan Menderes , muhalefeti, "Siyasi sapıklık, sahte ihtilalcilik,
inkarcılık, adi ve alçak iftiracılık, sahte hürriyetçilik ve tedhişçilik"le
suçladı.
29 Nisan : Ankara’da gazeteciler Oktay Ekşi, Hikmet Tanılkan,
Altan Öymen, Aydın Köker ve Seyfettin Turhan götürüldükleri Çankaya Karakolunda
hakarete uğradılar.
1 Mayıs : 6-7 Eylül olaylarında zarar gören
kiliselere 10 milyon lira avans verildi.
31 Mayıs : CHP Genel Başkanı
İsmet İnönü, "Adım adım mutlakıyete gidiyoruz " dedi.
7 Haziran :
Demokrat Parti hükümetinin hazırladığı yeni Basın Kanunu Mecliste kabul edildi.
Hürriyet Partisi adına konuşan Turan Güneş, "Bu kanunla, değil basın özgürlüğü,
basın bile kalmayacak" dedi.
9 Haziran : Basına baskılar sürüyor; Halk
gazetesi toplatıldı.
14 Haziran : CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek,
TBMM’nin manevi şahsına hakaret ettiği gerekçesiyle 1 yıl hapse ve 4 ay Bursa’da
ikamete mahkum oldu.
15 Haziran : En etkili muhalif yayınlardan haftalık
Akis dergisi toplatıldı.
27 Haziran : Toplantı ve gösteri yürüyüşleri
kanunu görüşmelerinde, İnönü: "Aramızdaki farkı bilelim. Biz mutlakiyetten
bugüne geldik, siz bugünden mutlakiyete gidiyorsunuz." dedi. Muhalefet topluca
salonu terk etti. Tasarı DP’lilerin oylarıyla yasalaştı.
22 Temmuz : Akis
dergisi yine toplatıldı.
30 Temmuz : Ordu, Giresun ve Trabzon’da
Cumhuriyet Halk Partililerin siyasi toplantı yapmalarına izin
verilmedi.
4 Ağustos : Ulus gazetesi toplatıldı.
13 Ağustos :
Bakanlar Kurulunca ortaokullarda din dersi okutulmasına karar verildi.
14
Eylül : Akis dergisi toplatıldı.
28 Eylül : Maliye, Istanbul’da hazineye
ait 10 bin arsa ve 500 binayı satışa çıkardı.
1957
11
Şubat : CHP Genel Başkanı İnönü’nün damadı ve Akis Dergisi başyazarı Metin Toker
tutuklanarak cezaevine girdi.
14
Şubat: Başbakan Menderes, Ankara’da Kocatepe camiinin yapımı için cami yaptırma
derneğine 100.000 TL bağış yaptı.
11 Nisan : Halk gazetesi sahibi Ratip
Tahir Burak, bir karikatürü nedeniyle tutuklandı.
17 Nisan : Atatürk
Orman Çiftliğinden arazi satılabilmesine olanak tanıyan kanun kabul edildi.
(Atatürk’ün elleriyle oluşturduğu ve Türk halkına armağan olarak bıraktığı bu
çiftliğin bugün yağmalanmasına yol açan süreç böylece başlamış oldu).
6
Mayıs : Istanbul, Ankara, Eskişehir, Adana ve Bursa’da isçi sendikaları
kapatıldı.
11 Mayıs : Zaman Gazetesi’nden Nusret Safa Coşkun ve Rıfat
Ekinci birer yıl hapse mahkum oldular.
19 Mayıs: Kayseri’de halka yaptığı açıklamada
Menderes, DP’nin iktidarda olduğu yedi yıl içinde yeni 15.000 cami inşa
edildiğini ve başta Süleymaniye olmak üzere 86 caminin onarıldığını belirterek
öğündü.
27 Mayıs : Demokrat İzmir gazetesi 1 ay süreyle
kapatıldı.
31 Mayıs : Bakırköy Derbi Lastik Fabrikası hammadde
yokluğundan kapandı.
720 işçi işsiz kaldı.
12 Haziran : 30 Haziran 1954 tarihinde ilçe
yapılan Kırşehir yeniden İl yapıldı.
2 Temmuz : CMP Genel Başkanı ve Kırşehir
milletvekili Osman Bölükbaşı tutuklandı.
6 Temmuz : Hükümet, Istanbul
Gazeteciler Sendikası’nı bir süre için kapattı.
20 Ekim : DP’nin din
istismarı hızlanıyor. Menderes Adana’da yaptığı seçim konuşmasında “ Istanbul’u
ikinci bir Mekke, Eyüp Sultan Camiini de ikinci bir Kâbe yapacağız”
dedi.
27 Ekim : Genel Seçimler yapıldı. Oyların % 47,9’unu alan DP 419, %
41,1’ini alan CHP: 173, % 7,1’ini alan CMP (Cumhuriyetçi Millet Partisi) 4, %
3,8’ini alan HP (Hürriyet Partisi) 2 ve bağımsızlar 2 milletvekili
çıkardı.
27 Ekim : ’57 seçimleri 1946 seçimleri ile birlikte tarihimizin
en şaibeli seçimleridir. İktidarın tertip, baskı ve sandık hileleri tepkilere,
kan akmasına neden olmuştur. En vahim olaylar Gaziantep’te yaşanmış, seçimi
ilkönce CHP’nin kazandığı ilan edilmiş, sonra bu karar değiştirilmiştir. Bu
olayın yarattığı tepkiler iki gün sonra CHP’lilerin Cumhuriyet Bayramı kutlama
alanına sokulmaması nedeniyle doruğa çıkmış, ayaklanmaya dönüşmüştür. Olayları
yatıştırmak amacıyla askerî uçaklara kent üzerinde alçak uçuş yaptırmak dahil
her yöntemi kullanmak gerekmiştir. Aralarında Ali Ihsan Göğüş ve Cemil Sait
Barlas gibi önde gelenlerin de bulunduğu CHP’liler tutuklandılar ve 5,5 ay
hapiste kaldılar.
29 Ekim : Gaziantep olayları ile seçim günü Mersin’de
bir CHP’linin öldürülmesi olayına yayın yasağı konuldu.
1 Kasım : Yeni
meclisin toplanacağı bugün halkın tepkisinden çekinen iktidar başta meclisin
çevresini tanklarla çevirmek dahil kentin tüm önemli noktalarına askerî
birlikler yerleştirdi.
1 Kasım : TBMM, 11. Dönem çalışmalarına başladı.
Istanbul Milletvekili Celal Bayar 413 oyla, 3. defa Cumhurbaşkanlığına seçildi.
Kabineyi kurmakla Adnan Menderes görevlendirildi.
28 Kasım : Hürriyet
Partisi fesih kararı aldı. CHP ile güç birliğine karar verildi.
27 Aralık
: Basının TBMM çalışmalarına ilişkin haberlerini kısıtlamak üzere Meclis iç
tüzüğünde yapılan değişiklikleri eleştiren Anayasa Profesörü Hüseyin Nail
Kubalı, hükümet tarafından Istanbul Üniversitesi’ndeki görevinden
uzaklaştırıldı.
1958
28
Ocak : Kıbrıs’ta Türklere yönelik şiddet olayları meydana geldi. İngiliz askeri
Türklere karşı ilk defa silah kullandı.
03 Mart : Demokrat Parti
örgütlerinin ramazan ayı boyunca camilerde düzenlediği mevlitlerin propaganda
amacıyla devlet radyosundan naklen yayını uygulaması başlatıldı.
09 Nisan
: CHP’nin yayın organı olan Ulus Gazetesi üçüncü kez bir ay süreyle kapatıldı.
Kapatmaya, Ankara Milletvekili Bülent Ecevit’in bir yazısı yol açtı. Gazetenin
sorumlu müdürü Ülkü Arman 1 yıl, karikatürcü Halim Büyükbulut da 14 ay hapis
cezası aldı.
30 Nisan : Et sıkıntısını gidermek için Yeni Zelanda’dan
koyun eti dışalımı yapıldı.
06 Mayıs : Ulus gazetesi yazı işleri müdürü
Nihat Subaşı 8 aylık hapis cezasını yatmak üzere cezaevine girdi.
07
Mayıs : Ulus gazetesi yazarı Şinasi Nahit Berker 8 ay yatmak üzere cezaevine
girdi
08 Mayıs : Yeni Gün gazetesi yazı işleri müdürü Erdoğan Tokatlı 34
gün yatmak üzere cezaevine girdi.
08 Mayıs : Sıkıyönetim kararlarına
uymadığı iddiasıyla Milliyet gazetesi 15 gün süreyle kapatıldı.
09 Mayıs
: Yeni Gün gazetesi ve Akis dergisi birer ay kapatıldı. Yazı işleri müdürleri
Altan Öymen 10 ay, Tarık Holulu 16 ay hapis cezasına çarptırıldı.
14
Mayıs : Akis Dergisi sorumlu müdürü Ziya Ademhan 1 yıl hapse mahkum
oldu.
28 Mayıs : Eskişehir’de Hür Bilek gazetesinin sahibi Abdülkadir
Gürol ile yazarı İsmail Aras 1’er yıl hapis cezasına çarptırıldı; gazete 1 ay
süreyle kapatıldı..
28 Mayıs : Akis dergisi yazı işleri müdürü Yusuf Ziya
Ademhan 3 yıl, başyazarı Metin Toker 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı; dergi de
3 ay kapatıldı.
28 Mayıs : Basın suçlularının affı tasarısı, DP’lilerin
oyu ile reddedildi.
02 Haziran : İnönü’nün, Istanbul CHP Merkezi’nde
yaptığı basın toplantısındaki demecine yayın yasağı konuldu.
05 Haziran :
Lüleburgaz’da yayımlanmakta olan Özdilek gazetesinin sahibi ve başyazarı
Gültekin Arda 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.
06 Haziran : Basına
baskılar sürüyor; Ulus gazetesi yazı işleri müdürü Ülkü Arman ile aynı gazetenin
yazarı Oktay Verel 1’er yıl, cezaevinde bulunan Şinasi Nahit Berker’le Nihat
Subaşı da 4’er ay hapis cezasına çarptırıldı.
25 Haziran : CHP Ankara
Milletvekili Bülent Ecevit’in bir yazısı nedeniyle, Ulus gazetesi yazı işleri
müdürü Ülkü Arman 1 yıl hapse mahkum oldu; gazete 1 ay kapatıldı.
12
Temmuz : Temmuz 1958’de Kıbrıs’ta olaylar tırmanıyor. Beş Kıbrıslı Türk pusuya
düşürülerek öldürüldü.
14 Temmuz : Irak’ta darbe gerçekleşti, Kral Faysal
ve Başbakan Nuri Sait Paşa öldürüldüler. (DP yöneticileri bu olaydan çok
etkilendiler)
16 Temmuz : Ortadoğu’daki muhtemel karışıklıklara müdahale
etmek amacıyla 11 bin ABD askerinin İncirlik üssüne indirilmesine
başlandı.
19 Temmuz : Nükleer silah taşıyan ABD uçakları İncirlik üssüne
indi.
02 Ağustos 1958: Uluslararası Para Fonu (IMF) baskısıyla,
Cumhuriyet tarihinin en yüksek orandaki devalüasyonu yapılarak 1 dolar 2,80
TL’den 9 TL’ye çıkarıldı. Devalüasyon oranı yüzde 221 oldu.
04 Ağustos :
IMF Türkiye’ye 250 milyon dolar kredi verdi.
06 Eylül : Başbakan Adnan
Menderes, "İdam sehpalarında can verenlerden ders alsalar ya…" diyerek
muhalefeti tehdit etti.
07 Eylül : CHP Genel Başkanı İnönü, "Sehpalar
kurulursa nasıl işleyeceğini kimse bilemez" diyerek başbakana cevap
verdi.
09 Eylül : İzmir’in Kurtuluş Günü törenlerine siyasî parti
temsilcilerinin katılması, iktidar aleyhine ve CHP lehine tezahürat yapılacağı
endişesiyle yasaklandı.
21 Eylül : Başbakan Menderes, CHP’nin parti
olmadığını, İsmet İnönü’nün siyaseti bırakması gerektiğini, basının her
istediğini yazamayacağını söyledi.
22 Eylül : İnönü, "Demokrasiye paydos
demeye Demokrat Parti genel başkanının gücü yetmeyecektir" şeklinde cevap
verdi.
12 Ekim : Başbakan Adnan Menderes yurttaşlara muhalefetin kin
ve husumet cephesine karşı bir “ Vatan Cephesi “kurmaları çağrısında bulundu. DP
iktidarı ülkede demokratikleşmeyi sağlamak iddiasıyla gelmiş, ancak
uygulamasıyla ülkede cepheleşmeyi arttırmış, kendi dışındaki siyasi güçleri
tasfiye etmeye çalışmıştı. Bu uygulamalardan birisi de, vatandaşları ancak
CHP’ye karşı olmakla vatansever kabul eden bu uygulamadır. O tarihten sonra
ülkenin her yanında Vatan Cephesi örgütleri kurulmaya başlandı. Üyeler aslında
DP’ye üye oluyorlar, fakat katıldıkları örgüte “Vatan Cephesi” deniyordu. Vatan
Cephesi kuranların ve katılanların adları her gün radyoda tek tek okunuyordu.
Rakipsiz tek yayın organı olan devlet radyosunda (çoğu gerçek dışı olduğu iddia
edilen) bu listelerin her gün ve dakikalarca okunması, vatandaşta sıkıntı ve
tepkinin yanı sıra siyasal gerilimi de büsbütün artıran bir kampanyaydı. DP ve
CHP’lilerin kahvehanelerini dahi ayırdıkları gözlenmeye başladı.
18 Ekim : Zile’yi ziyaret eden İnönü’nün
karşılanmaması için ev ve işyerlerinden çıkmaları Kaymakam tarafından
yasaklanmaya çalışılan halkla güvenlik güçleri arasında uzun süren çatışmalar
yaşandı. Halka karşı basınçlı su, cop/dipçik, göz yaşartıcı bomba kullanıldı,
havaya ateş açıldı.
19 Ekim : Başbakan Menderes, Said-i Nursî’nin yaşadığı
Emirdağ’da Nurcular tarafından hilafet ve saltanatı temsil eden iki tuğralı,
yeşil bayrak açılarak karşılandı. Menderes’in Emirdağ’ı bu ziyaretini özel bir
destek işareti olarak değerlendiren Said-i Nursî, bu olaydan sonra ülke içinde
gezilere başladı.
(Menderes Risale-i Nurların ilk kez serbestçe basılması
için 1956’da talimat vermiş ve kağıt tahsisi yapmıştı).
03 Kasım :
CHP’nin yayın organı Ulus gazetesi 1 ay süre ile tekrar kapatıldı.
30
Kasım : İnönü’nün damadı Metin Toker, Akis Dergisi’ndeki bir yazıdan dolayı
ikinci kez bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. ( DP hükümeti Adalet Bakanı Esat
Budakoğlu, TBMM’de bir soru üzerine, Demokrat Partinin ilk sekiz yıllık hükümet
dönemi içerisinde 811 gazeteciye toplam 57 yıl hapis cezası verilmiş olduğunu
açıkladı).
1959
21
Ocak : Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Ulus Gazetesi’ndeki bir yazısı nedeniyle
kendisi ve yazı işleri müdürü Ülkü Arman birer yıl hapse mahkum oldu; gazete bir
ay süreyle kapatıldı.
22 Ocak : Demokrat İzmir Gazetesi yazı isleri
müdürü Şeref Balçık’a 15 gün, gazetenin sahibi Adnan Düvenci’ye 1 yıl mahkûmiyet
cezası verildi.
26 Ocak : 17 gün hapis cezasına çarptırılmış olan Ankara
Telgraf gazetesinin sahibi ve yazı işleri müdürü Fethi Giray cezaevi’ne
girdi.
17 Şubat : Başbakan Menderes’i Londra’ya götüren uçak, Gatwick
Kasabası yakınlarında düştü. 14 kişinin öldüğü kazada Başbakan Adnan Menderes
kurtuldu. ( Olayın Türkiye’de duyulması üzerine, iktidar ile muhalefet
arasındaki gerginlik bir anda yerini ılımlı bir ortama bıraktı. Ancak bu bahar
havası fazla sürmedi).
20 Şubat : Yurda dönen Menderes boğa ve develerin dahi
kesildiği görkemli törenlerle karşılandı. Uçak kazasından kurtulmuş olması
nedeniyle taraftarları arasında adeta evliya mertebesinde kabul edilen Menderes
Eyüp Sultan’a gitti, yanında büyük bir kalabalıkla türbede dua etti, dağıtılmak
üzere resimler çektirdi.
02 Mart : Menderes’in müsteşarı Ahmet Salih
Korur, Eyüp Sultan Cami’sinin avlusunda büyük bir iftar yemeği verdi. Korur’un
imzasıyla davetlilere gönderilen iftar çağrıları, 2 Mart 1959 değil, 2 Ramazan
1378 tarihini taşıyordu.
05 Mart : Türkiye ile ABD arasında ikili bir
askeri bir antlaşma imzalandı. ABD’nin diğer Bağdat Paktı ülkeleriyle de
imzaladığı bu ikili antlaşmaya göre, bu ülkelere doğrudan ya da dolaylı bir
saldırı söz konusu olduğunda, ABD ülkenin isteği üzerine gerektiğinde silahlı
kuvvetlere de başvurarak yardımda bulunacaktı. Bu maddede yer alan “dolaylı
saldırı” kavramının, Irak’ta yaşanmış olan darbe benzeri bir tehditle
karşılaşıldığında ABD’nin mevcut iktidarın yardımına koşacağı anlamına geldiği
yorumu yapıldı. Çünkü NATO antlaşması çerçevesinde, ABD’nin bir “dış saldırı”
konusunda zaten yardım taahhüdü bulunmaktaydı.
11
Mart : Vatan gazetesinden alıntıladığı bir yazıdan dolayı, Ulus gazetesi Yazı
isleri müdürü Ülkü Arman 1 yıl 4 ay hapse, 4 000 lira ağır para cezasına mahkum
edildi. Ayrıca Ulus gazetesi1 ay süreyle kapatıldı.
12 Mart : Haber
gazetesinin sahibi ve yazı isleri müdürü Vedat Refiioğlu’na usulsüz tekzip
yayımlamaktan 12 gün hapis cezası verildi
13 Mart : Amerikalı gazeteci
Pulliam’ın Türkiye hakkında yazdığı bir yazıyı Ulus gazetesinde yayımladığı
gerekçesiyle gazetenin yazı isleri müdürü Erman’a 16 ay hapis cezası verildi;
Ulus bir ay kapatıldı.
20 Mart : Akis Dergisi yazı isleri müdürü Yusuf
Ademhan 12 ay hapis cezasına mahkum edildi. Dergi bir ay süreyle
kapatıldı.
23 Mart : Ankara’da yayınlanan Öncü gazetesi süresiz olarak
kapatıldı.
26 Mart : Akhisar’da çıkan İbret gazetesinin sahibi ve yazı
isleri müdürü Mustafa Deral, yayım yoluyla hakaretten 10 ay hapis cezasına hüküm
giydi.
15 Nisan : Başbakan Menderes bindiği Giresun ve refakatindeki
Gelibolu muhripleri ile İspanya’ya gitti. Bu, bir örneği daha önce ve daha sonra
hiç görülmemiş pahalı bir "yöntem" olarak tarihe geçti.
25 Nisan : CHP’li
Kemal Satır’ın yaptığı konuşmayı yayımladığı için Ulus gazetesi yazı isleri
müdürü Beyhan Cenkçi 10 ay hapis cezasına mahkum edildi. Ulus gazetesi bir ay
süreyle kapatıldı.
29 Nisan : Tekzipleri usulüne uygun yayınlamadıkları
için, Demokrat İzmir gazetesi yazı isleri müdürü Şeref Balçık 14 gün, Istanbul
Havadis gazetesi yazı isleri müdürü Hamdi Tezkan 12 gün hapis cezası
aldı.
30 Nisan : İsmet İnönü’nün Uşak gezisinde olaylar
çıktı. İnönü’nün Kurtuluş Savaşı’nda karargâh olarak kullandığı evi ziyaret
etmesi, Uşak Valisi tarafından önlenmek istendi. Valinin bu yasadışı buyruğunu
kabul etmeyen Emniyet Müdürü ve Jandarma Komutanı aynı gün görevden alındılar.
Polis, halkı dağıtmak için göz yaşartıcı bomba kullandı. Aksam Uşak iline
civardan DP’li partizanlar getirildi.
01 Mayıs : Uşak’tan ayrılmak üzere tren istasyonuna
gitmekte olan İnönü’nün arabası önü kesilerek durduruldu. İnönü arabadan inip,
yaya olarak istasyona giderken arkasından basına tas atıldı, İnönü başından kan
akarak trene ulaştı ve İzmir’e gitti. İzmir’de CHP’nin yapmak istediği toplantı
engellendi. DP’li partizanlar, Demokrat İzmir Gazetesi’ni bastılar, matbaa
makinelerini parçaladılar.02
Mayıs : İzmir’de CHP Genel Başkanı ve ana muhalefet lideri İsmet İnönü’yü
karşılamaya gelenleri jandarma dağıttı; 10 kişi yaralandı; olaya yayım yasağı
kondu.
04
Mayıs : CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün arabası Istanbul Topkapı’da Trafik
Müdürü tarafından durduruldu. Çevrede organize olarak toplanmış ve içirilmiş
zorbalar tarafından araba sarıldı. Bir binbaşının olaya müdahale edip askerlere
emir vermesi sonucu İnönü son dakikada linç edilmekten kurtuldu. Olaya yayım
yasağı kondu. Aynı gün Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri protesto amacıyla
Meclis oturumuna katılmadılar.
11 Mayıs : Bursa’da yayımlanan Yeni Ant
gazetesinden Derviş Sami Tasman ve Fethi Tasman da 1 yıl 1 ay hapis cezasına
çarptırıldılar.
20 Mayıs : Vatan gazetesi yazarlarından Sadun
Tanju, saldırıya uğradı
27 Mayıs : Ankara’da yayımlanan Zafer ve Yenigün
gazeteleri ve Ulus gazetesi 1 ay süreyle kapatıldı. Ulus gazetesi yazı isleri
müdürü Ülkü Arman, Bülent Ecevit’in bir yazısı nedeniyle 10 ay hapis cezası
aldı.
03 Haziran : Polis Zonguldak Maden İşçileri Kongresini
dağıttı.
03 Haziran : İzmir Demokrat gazetesi 1 ay kapatıldı. Gazeteci
Adnan Düvenci ve Şeref Baksık 16’şar ay hapis cezasına çarptırıldılar.
24
Haziran : Doğan Avcıoğlu’nun İran Şahı Rıza Pehlevi’ye ilişkin yazısı nedeniyle
Akis dergisi hakkında dava açıldı.
08 Temmuz : Ulus gazetesinden Oktay
Verel ve yazı isleri müdürü Beyhan Cenkçi birer buçuk yıl hapis cezasına
çarptırıldı. Ulus gazetesi bir ay süreyle kapatıldı.
13 Temmuz :
Trabzon’da bir Amerikan üssü kuruldu.
29 Temmuz : Istanbul’da 3,
Nazilli’de 1 gazeteci hapse mahkum edildi.
31 Temmuz : Türkiye (sonradan
AB’ye dönüşecek olan) Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (AET) üyelik için resmen
başvurdu.
19 Eylül : İncelemelerde bulunmak için Çanakkale'ye gelen CHP
milletvekilleri İbrahim Saffet Omay ve Daniş Yurdakul’u taşıyan geminin limana
yanaşması DP’liler tarafından engellendi ve İmroz’da indirildiler. Gece bir
motorla gizlice İmroz’dan Çanakkale’ye geçen iki milletvekilinin gerek
Geyikli’ye gelişlerinde gerekse döndükleri zaman Istanbul rıhtımında
karşılanışlarında DP’li grupların saldırıları çatışma yarattı..
07 Kasım
: CMP lideri Osman Bölükbaşı 10 ay hapse mahkum oldu.
16 Aralık : Vatan
Gazetesi 1 ay süre ile kapatıldı.
1960
01
Ocak : Lüks otomobiliyle bir süredir yurt gezilerini sürdürmekte olan Said-i
Nursi Istanbul’a geldi.
05 Ocak : Mersin’e gitmekte olan Menderes’in önüne Tarsus’ta
elinde kasap bıçağı olan Ali Bayat adlı bir şahıs çıktı ve bacaklarının arasına
sıkıştırmış olduğu beş yasındaki çocuğu göstererek “uçak kazasından
kurtulduğunuz için oğlumu size kurban edeceğim” dedi, son anda
engellendi.
05 Ocak : Kim dergisi sorumlu yazı işleri müdürü Şahap
Balcıoğlu Amerikalı gazeteci Eugene Pulliam’ın Türkiye hakkında yazdığı yazıyı
yayımlamak suçundan yediği 16 aylık cezasını çekmek üzere cezaevine
girdi.
Ocak : Said-i Nursî’nin doğu illeri valilerine yazdığı bir mektup
CHP’liler tarafından ele geçirilince basında yer aldı. Said-i Kürdî mektupta
şunları söylemekteydi :
“Şark bölgesinde komünistliği 60 bin Nursî sayesinde
önlemekteyim. Bu 60 bin talebenin içinde bir iki ahlaksız da çıkabilir. Bunları
kitlemize mal etmek doğru değildir. Bu yüzden bölgenizde risale-i Nurlar
toplattırılmamalıdır. Nasıl ki Arapça ezan okutturduk ve bu sayede Müslümanları
Demokrat Parti cephesinde topladığımız malumunuzdur. Simdi de dağıttığımız bu
Risale-i Nurlarla komünizmle ve masonlukla savaşacağız. Müslüman Demokratların
göstereceği yardıma güveniyorum. Bundan ötürü birkaç defa
Ankara’ya
gittim,Müslüman vekillerle görüştüm.. Bilhassa başvekil sayın Adnan Bey ve
(Milli Eğitim Vekili) Tevfik ileri ve sayın (İçişleri Vekili) Namık Gedik’ten bu
neticeyi tayin ettim…. Saidi Nursî “
25 Şubat : (Mehmet Barlas’ın babası) CHP’li Cemil Sait
Barlas, 10 ay hapse mahkum oldu.
26 Şubat : Hükümet, İnönü’nün diğer
birkaç milletvekili ile birlikte siyasî faaliyetleri nedeniyle dokunulmazlığının
kaldırılmasını istedi.
07 Mart : Gazeteci Ahmet Emin Yalman, 15 ay 16
günlük mahkumiyetini çekmek üzere cezaevine girdi.
02 Nisan : Partisinin
il kongresine gitmekte olan CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün bulunduğu tren,
Kayseri’ ye 32 km kala valinin emriyle askerî birlikler tarafından önü kesilerek
durduruldu. Saatlerce süren bir sinir mücadelesini kazanan İnönü, Kayseri’de
büyük bir kalabalık tarafından karşılandı.
03 Nisan : Ankara’ya dönüş
yolunda Yeşilhisar’a uğramak isteyen İnönü’nün otomobili İncesu köprüsü üzerinde
askeri kamyonlar ve askerlerin oluşturduğu barikatlarla kesildi. Saatler süren
tartışmalardan sonra İnönü barikatları yürüyerek yardı ve geçti.
05 Nisan
: CHP Meclis Grubu, yayınladığı bildiriyle, son olaylar üzerinde durarak, yurdun
selameti bakımından seçimlerin bir an önce yapılmasını istedi.
07 Nisan :
Başbakan Menderes Parti Grubunda konuştu: "Memleket bugün kabili idare olmaktan
çıkmıştır. İsler çoktan laçka olmuştur. Adliye islemez hale gelmiş, idare aciz
düşmüştür..."
07 Nisan : CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün Kayseri
gezisinde karşılaştığı engellemeler ve bunlara alet edilmeleri nedeniyle bazı
subaylar ordudan istifa etti. İstifa eden subaylar tutuklanarak cezaevine
konuldular.
12 Nisan : DP Grubu yayımladığı bildiri ile CHP’yi "silahlı
ve tertipli ayaklanmalar hazırlamakla", bir kısım basını da bunu yalan ve
çarpıtılmış haberlerle desteklemekle suçladı ve üç ayda isini bitirecek bir
Tahkikat (Soruşturma) Komisyonunun kurulması yönünde kararın alındığını
açıklıyordu.
18 Nisan : DP Bursa Milletvekili Mazlum Kayalar ve Denizli
Milletvekili Baha Akşit’in, ’CHP’nin yıkıcı, gayri meşru ve kanun dışı
faaliyetlerinin memleket sathında cereyan tarzı ve bunların mahiyetlerinin
nelerden ibaret olduğunu tahkik, tespit ve memleketin her tarafında yoğun bir
halde görülen kanun dışı siyasi faaliyetlerin muhtelif sebeplerine intikal
etmek, matbuat meseleleriyle adli ve idari mevzuatın ne suretle tatbik edilmekte
olduğunu tetkik eylemek üzere Meclis tahkikatı açılmasını isteyen önergeleri’
kabul edildi. Önergenin görüşülmesi esnasında Mecliste sert tartışmalar yasandı.
İnönü: " Biz demokratik rejimi kurduk. Bu demokratik rejimi, istikametinden
ayırıp baskı rejimi haline getirmek tehlikeli bir şeydir. Bu yolda devam
ederseniz, ben de sizi kurtaramam..." dedi.
27
Nisan : Meclis bünyesinde kurulan 15 üyeli Tahkikat Komisyonuna ek yetkiler
veren kanun, uzun ve çetin tartışmalardan sonra kabul edildi. 12 CHP
Milletvekili 3-6 , İnönü ise 12 oturum Meclis’ten çıkarılma cezası aldı.
İnönü’nün konuşmasının tutanaklardan silinmesi kararı alındı. Oturumdan
çıkarılma cezası alan CHP milletvekilleri direnince genel kurul salonundan polis
zoruyla çıkarıldılar. Komisyonun ilk icraatı, ülkedeki tüm siyasal etkinliklerin
ve Meclis görüşmelerinin yayınlanmasını yasaklamak oldu.
Kurulan
komisyon; sivil ve askerî savcılarla yargıçların tüm yetkilerine sahip olacak,
istediği ev ve kuruluşu basabilecek, öngördüğü evrak, belge ve eşyalara el
koyabilecek, gazeteleri toplatabilecek ve matbaalarıyla birlikte
kapatabilecekti. Komisyon kararlarına karşı gelmenin veya savsaklamanın cezası
üç yıla kadar hapis olacaktı.
DP’nin yargı yetkisini özel bir heyete veren bu
kararı açık bir anayasa ihlaliydi ve iktidardan düşüp yargılandıklarında sorumlu
tutuldukları en ağır suçu oluşturdu.
28 Nisan : TBMM görüşmelerini haber
yapmaya kalkışan tüm gazeteler toplatıldı.
28 Nisan : Istanbul Üniversitesi öğrencileri,
üniversite merkez binasında hükümet aleyhine gösteri yaptı. Güvenlik güçleri,
gösterilere müdahale etti. Güvenlik güçlerinin üniversiteden ayrılmasını isteyen
rektör Prof.Dr Sıddık Sami Onar, tartaklanarak Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.
Polis çaresiz kaldı, ordu birlikleri çağrıldı.
Gösterilerde,
Orman Fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz polis ateşi sonucu vurularak öldü, 40
kişi yaralandı. Üniversiteden çıkıp Sirkeci’ye kadar ilerleyen gençlerin karşı
tarafa geçmemesi için köprüler açılarak geçiş kesildi. Ankara ve Istanbul’da
sıkıyönetim ilan edildi.
29 Nisan : Ankara’da Siyasal Bilgiler ile Hukuk Fakültesi
öğrencileri de eyleme geçtiler. Istanbul'daki eylemler de sürdü. Ankara ve
Istanbul üniversiteleri 1 ay süreyle kapatıldı.
30 Nisan : Gençlerin
protesto eylemleri sırasında tank üzerinden düsen Nedim Özpulat adlı genç öldü.
Istanbul’da bir gün sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Ali Ulvi’nin karikatürü
nedeniyle Cumhuriyet gazetesi 10 gün süreyle kapatıldı.
02 Mayıs : NATO
Bakanlar Konseyi Istanbul’da toplandı. Protesto gösterileri yapıldı.
03 Mayıs : Emekli olmak üzere izne ayrılan Kara Kuvvetleri
Komutanı Orgeneral Cemal Gürsel, yazılı olarak hükümeti uyarmak istedi. Bu
mektup ihtilalden sonra açıklanmıştır.
( Mektup EK – 3’te yer
almaktadır).
04 Mayıs : Yeni Sabah gazetesi 10 gün süreyle kapatıldı.
Demokrat İzmir gazetesinden 16 kişi mahkum oldu.
05 Mayıs : Demokrat
Partililer hükümete destek için Ankara Kızılay’da bir gösteri düzenlemeye karar
verdiler. İktidara karsı gençler de aynı gün, aynı saat, aynı yerde gösteri
yaptılar. (Gençlerin bu eylemi yapabilmek için “fısıltı gazetesi” denilen
yöntemle haberleşmede kullandıkları 555 K, yani “besinci ayın besinde, saat
beste, Kızılay’da” parolası siyasî tarihe geçmiştir.) Dolayısıyla DP’nin gösteri
planı geri tepmiş oldu ve Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes
alanda protestolarla karşılandı.
06
Mayıs : 555K gösterilerinin fotograflarını ve haberini yayımladığı gerekçesiyle
Zafer gazetesi 1 hafta kapatıldı.
06 Mayıs : Kara Kuvvetleri Komutanı
Orgeneral Cemal Gürsel görevinden izinli olarak ayrıldı.
09 Mayıs : Hür
Adam gazetesi 10 hafta kapatıldı
16 Mayıs : Milli Eğitim Bakanlığı 19
Mayıs gösterilerini yasakladığını açıkladı.
18 Mayıs : Aksam gazetesi 20
gün süreyle kapatıldı.
21 Mayıs : Harp Okulu öğrencileri Ankara’da,
hükümet aleyhinde sessiz bir yürüyüş yaptılar. Önlem olarak Harp Okulu
öğrencileri tatile gönderildiler.
22 Mayıs : Haberleşmeye sansür koyan
Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı, beş kişinin bir araya gelerek dolaşmasını
yasakladı.
25 Mayıs : Meclis, 20 Haziran 1960 tarihine kadar tatil
edildi. Bugünkü birleşimdeki konuşmaların yayınlanması yasaklandı.
27 Mayıs : 27 MAYIS ihtilali.. Türk Silahlı
Kuvvetleri idareyi ele aldı. Meclis feshedildi. Yeni anayasa ve demokratik
müesseselerin kurulması hazırlığına başlanıldı.
28 Mayıs : Cumhurbaşkanı
Celal Bayar istifa etti. 3 asker, 14 sivilden oluşan bir hükümet kurulduğu
duyuruldu.
29 Mayıs : DP İçişleri Bakanı Dr. Namık Gedik, tutuklu
bulunduğu Harp Okulu’nda pencereden atlayarak intihar etti. Gözaltına alınmış
olan 150 kişi Yassıada’ya getirildi.
Hazırlayan
: Berker Ertuna
Notlar:
++++++++++++++++++++++++++++++
EK
– 1:
HALKEVLERİ :
Kapatılana dek geçen yirmi yıl içinde, 478 Halkevi ve 4.322
Halkodası açılmış; bu örgütlerle, Anadolu’nun en uzak yörelerine ve en küçük
birimlerine ulaşılarak, büyük bir aydınlanma atılımı gerçekleştirilmişti.
Halkevleri, daha Atatürk’ün ölümüne dek geçen ilk sekiz yıl içinde dahi 23.750
konferans, 12.350 temsil, 9.050 konser, 7.850 film gösterisi ve 970 sergi
gerçekleştirmişti. Aynı dönem içinde 2.557.853 yurttaş Halkevleri
kütüphanelerinden yararlanmış, 48 bin yurttaş çeşitli kurslara katılmış, 50
dergi yayımlanmıştı.
EK – 2:
KÖY ENSTİTÜLERİ :
Atatürk’ün başlattığı
Anadolu aydınlanması, etkili olduğu kısa süre içinde, ulusal bilinçle donanmış
aydın yetiştirmede yeterli olmasa da önemli kazanımlar elde etmişti. 1945 yılına
gelindiğinde yalnızca 4 yıllık köy enstitüleri döneminde; 1726 ilkokul açılmış;
2757 öğretmen, 604 eğitmen, 163 gezici başöğretmen, 265 gezici sağlık memuru
yetişmişti. Köy enstitüleri,
kendi olanaklarıyla; 37 kamyon almış, 6
enstitüde elektrik üretmiş, köylerde 741 işlik, 993 öğretmen evi, 406 bölge
okulu, 100 km yol ve 700 ayrı türde bina yapmıştı. Köy enstitüsünü bitiren
öğretmenler, Atatürk’ün amaçladığı gibi, görevle gittikleri köylere aydınlığı ve
uygarlığı götüren ulusçu aydınlar haline gelmişlerdi.
Köy Enstitülerini
kapatma sürecini ilk başlatan CHP olmuştur. DP tarafından daha hızlı bir biçimde
içleri boşaltılmış ve nihayet kapılarına kilit
vurulmuştur.
Kapatıldıklarında, o güne kadar yetiştirmiş oldukları insan
sayısı, 16 bin 400 öğretmen,
7 bin 300 sağlık memuru, 8 bin 756
eğitmendi.
EK – 3:
KARA KUVVETİ KOMUTANI ORGENERAL CEMAL GÜRSEL’İN DP
HÜKÜMETİNİ UYARMAK ÜZERE MİLLİ MÜDAFA VEKİLİNE YAZDIĞI MEKTUP
"Aziz
Vekilim,
Dün geceki konuşmalarımızın ışığı altında, zatı alinizi
memleketin huzur ve istikrarı için alınması lazım gelen tedbir ve kararlar
hakkındaki görüşlerimi arz etmeyi milli ve vatani bir vazife
bilirim.
Sayın Başbakanın açıklamalarını dinledim ve okudum. Bunlarda,
benim düşüncelerimin kabulüne müsait bir zemin henüz mevcut olmadığı aşikar
olarak belli ise de, yine de düşüncelerimin sizlere iblağının zaruretine
inanıyorum.
Muhterem Vekilim,
Şu hakikati kabul etmek lazımdır ki,
Kayseri hadiseleriyle başlayıp son karar ve feci olaylara kadar devam eden
vak’alar vatandaş ruhunda derin teessür ve Hükümete karşı telafisi güç
hoşnutsuzluklar yaratmıştır. Hele, Ordunun, talebelere karşı akılsızca
kullanılması işin vahametini artırmış, Ordu mensuplarında huzursuzluk ve
güvensizlik hisleri belirmiş, korkulan şey olmuş, Ordu politikaya
karıştırılmıştır.
Sayın Vekilim,
Bu ahval küçümsenecek, cebir ve
şiddetle geçiştirilecek şeylerden değildir. Memleket, Hükümet ve Partinizin
düştüğü bu müşkül vaziyeti kurtarmak için sükunetli, fakat ciddi ve cezri
tedbirler almak lazımdır. Bu tedbirler şunlar olmalıdır:
1-Cumhurbaşkanı
istifa etmelidir. Çünkü bütün fenalıkların bu zattan geldiği hakkında memlekette
umumi bir kanaat vardır.
2-Kabinede iyi kabul edilmeyen ve suihalleri
bütün memlekette yayılmış bulunan zevat çıkartılmalı, yeni Kabine mutlak dürüst,
makul, zorcu değil, adalet ve şefkat hissi taşıyan zevattan
kurulmalıdır.
3-Istanbul, Ankara Valileri, Emniyet Müdürleri süratle
değiştirilmelidir.
4-Ankara Örfi İdare Kumandanı derhal
değiştirilmelidir.
5-Son çıkarılan ve tahkikat komisyonları ihdas eden
kanun kaldırılmalıdır.
6-Mevkuf gazeteciler af kanunu ile kısa zamanda
tahliye edilmelidir.
7-Son hadiselerde tevkif edilen talebeler serbest
bırakılmalı, ilim müesseseleri yeniden faaliyete geçmelidir.
8-Şimdiye
kadar çıkarılan bütün antidemokratik kanunlar tedricen
kaldırılmalıdır.
9-Vatandasın hürriyet ve eşit muamele hakkına mutlak
surette riayet edilmelidir.
10-Ordunun meseleleri süratle
halledilmelidir.
11-Din istismarcılığından
vazgeçilmelidir.
12-Suiistimaller oluyor mu, bilmiyorum, fakat olduğu
hakkında umumi bir kanaat mevcuttur ve milletin hükümete itimatsızlığına sebep
olmaktadır. Bu gibi kötülüklerin süratle bertaraf edilmesi
lazımdır.
13-Müstesna zamanlar ve günler haricinde Hükümet büyüklerinin
memleket gezilerinde suni büyük vatandaş toplulukları ile karşılanmaları usulü
terk edilmelidir.
Muhterem Vekilim,
Bu yazdıklarım asla bir parti
ve politika mülahaza ve tesiriyle yazılmamıştır. Memleketin durumunun bu
tedbirlerin alınmasını zaruri kıldığına inandığım için arz
edilmiştir.
Sizlerin vatanperverlik ve vicdanlarınıza hitap ediyorum. İyi
düşününüz. İyi yapınız. Memlekette çok şeyler yaptığınız muhakkaktır. Fakat, bu
asla kafi değildir. Bu yapılan işleri müstemleke idarecileri de yapar, yapıyor
ve yapmıştır. Asıl mühim olan toplumun ruhunda yaşama zevk ve azminin
geliştirilmesi hak ve hürriyet aşkının kökleştirilmesi ve vatandaş idrakinin
yüksek ve necip hislerle donatılmasıdır. Olaylar bu yolda olmadığınızı
göstermektedir. Talebelerin hürriyet duygusu ile yaptıkları masumane tezahürata
karşı, kıtalar sevk edilmesi ve onların desteği ile emniyet kuvvetlerinin ilim
yuvalarının içine kadar girerek talebeleri, profesörleri ile beraber coplarla ve
kurşunlarla tedip etmesi, dünyada
görülmemiş feci bir şeydir. Bu
hengamede kız talebelerin yürekler parçalayan çığlıklarının analar, babalar ve
halk ruhunda onulmaz yaralar açacağını ve açtığını anlamamak memleketin huzuru
bakımından büyük bir hata ve hazin bir gaflet olduğuna kaniim.
Bizim
gençlerimizde hak, adalet ve hürriyet duygularının gelişmesinden ve kemalinden
memnun olmamız lazım gelmez mi?
İstikbali, hissiz, duygusuz, müstemleke
ruhlu, yalnız maddeci bedbaht insanlara mı bırakmak istiyoruz?
Sayın
Vekilim,
Maruzatım muhakkak ki çok mühim ve hatta çok cüretkâranedir.
Fakat memleket için, Milletin selameti için, Hükümet ve hatta Partinizin
kurtarılması için dikkate alınması lazımdır ve hatta çok
lazımdır.
Saygılarımla."
Ek:
4
Osman
Bölükbaşı, 1957 yılında dokunulmazlığı kaldırıldığı için, Ankara Adliyesi'ne
çağrıldı. Mahkeme kapısında beklerken, bir polisin tavrına sinirlenip, ansızın
Adliye'den ayrıldı.
Bölükbaşı, siyasi polis tarafından evinde bulunup, tekrar
mahkemeye getirildi. CMP Lideri, hâkim huzuruna çıkarıldıktan sonra,
tutuklandı.
Demir kapı gürültüyle açıldı. Herkesin gözü kapıya
dikilmişti. "Gâliba geldi." dedi mahkumlardan biri.
Koğuşun kapısı
aralandı. Upuzun boylu bir adam göründü. Yanında gardiyanlar vardı. Başını,
kapının pervazına vurmamak için bir hayli eğildi ve içeriye
girdi.
Mahkumlardan biri, yeni gelen bu uzun boylu kişiye, "Çabuk
geldiniz" dedi.
"Ankara Hilton"un siyasi konuğu
Evet, çabuk gelmişti.
Osman Bölükbaşı, cezaevinde, gazetecilerin "Hilton" dedikleri koğuşa yerleşti.
Önce birkaç günlüğüne, sonra birkaç aylığına burada konuk olacaktı.
2
Temmuz 1957 gecesiydi.
Bölükbaşı, yorgun ve şaşkındı. Koğuştakiler, rahat
etmesi için ellerinden geleni yaptılar. Ranzaya uzanan Bölükbaşı, tavanda yanan
çıplak ampule bakarken, buraya nasıl geldiğini düşünüyordu.
Ankara
Adliyesi'nin koridorundaki tahta sandalyede otururken, bir polis memuru gelip,
avukatlar dahil herkesin oradan uzaklaşması için Savcı'nın emir verdiğini
söylemiş, bunun üzerine Bölükbaşı patlamıştı:
"Savcı, böyle bir emri
veremez. Sanık, avukatıyla her dakika temas edebilir. Ben hâlâ milletvekiliyim.
Hakkımda tutuklama kararı da yok. Bana elinizi süremezsiniz, ben
gidiyorum."
Bölükbaşı, bu sözlerden sonra, polislerin şaşkın bakışları
arasında koridordan merdivenlere, oradan da Adliye'nin dış kapısına kadar
ulaştı. Kapıda kendisini bekleyen partililer, "Hürriyet kahramanı, çok yaşa!"
diye bağırıyorlardı.
Bölükbaşı, bir arabaya atladığı gibi Necatibey
Caddesi'ndeki evine gelmişti. Evin önü de, Adliye gibi kalabalıktı. Partililer
alkışlıyor, sevgi gösterilerinde bulunuyorlardı.
Ev, ziyaretçi akınına
uğramıştı. Fethi Çelikbaş, Feridun Ergin, Enver Güreli ve Behçet Kayaalp'ten
oluşan Hürriyet Partisi heyeti "geçmiş olsun"a gelmişti. Bölükbaşı, "Hürriyet'in
Partisi gelir ama, kendisi gelmez." diyerek, yaşlı gözlerle çocuklarına
sarılıyordu.
Bölükbaşı, Ankara Polisi'ni peşine taktı
Biraz sonra,
Ankara Emniyeti'nin Birinci Şube Müdürü Niyazi Bicioğlu, evin kapısında
göründü.
Ardından halk, polis tarafından copla dağıtılmaya çalışıldı.
Bölükbaşı, polis gözetimi altında, ekip arabasına bindirilip Adliye'ye
götürülerek, tutuklama kararı eline tutuşturuldu.
Kırmızı renkli cezaevi
arabası, Adliye'nin arka kapısında O'nu bekliyordu.
CHP Genel Başkanı
İsmet İnönü, tutuklanışının ilk ziyaret gününde Bölükbaşı'yı görmek için
cezaevine geldi. Damadı gazeteci Metin Toker, mahkumiyetini, "Hilton"da
geçirdiği için, Paşa birkaç aydan beri buranın müdavimi olmuştu. Bölükbaşı,
mahkumlarla avukatların görüştüğü hücrede Paşa'yı bekliyordu.
İki lider,
bir odada uzun uzun konuştular. Paşa, Bölükbaşı'na moral verdi.
İnönü'den
Bölükbaşı'na hapishane ziyareti
Bölükbaşı, bu ziyarete ilişkin anısını, daha
sonra şöyle anlatacaktı:
"Ertesi sabah, 'Bir misafiriniz geldi.' dediler.
'Kimmiş misafirim?' dedim. Az sonra avukatların odasında, İsmet Paşa ile
karşılaştık. Tabii arada tel var. İlk sözü şu oldu: 'Kahraman kardeşim, yüzünü
tellere daya, tellerini öpeyim!' Yüzümü tellere dayadım ve öptü. O ânı hiç
unutamam."
Bölükbaşı'nın avukatı Fuat Arna, bu arada boş durmuyor,
müvekkilini tahliye için girişimlerde bulunuyordu. Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'ne
yaptığı itiraz da reddedilmişti. Yasaya göre, en yakın ağır ceza mahkemesine,
bir kez daha itirazda bulunabilirdi.
En yakın ağır ceza mahkemesi ise
Keskin ilçesindeydi.
Arna'nın itirazı üzerine, Sırrı Kalayoğlu'nun
başkanlığında toplanan Keskin Ağır Ceza Mahkemesi, dosyayı inceledi, tanıkları
dinledi ve Bölükbaşı'nın tahliyesine karar verdi. Karar, telgrafla Ankara'ya
ulaştırıldı.
Bölükbaşı, birkaç gün sonra tekrar evindeydi.
Eşini
ve çocuklarını yanına alarak, bu kez İstanbul'daki gerçek Hilton'da dinlenmeye
gitti.
Ankara'da ise, tutuklama kararı yeniden onaylandı. İstanbul'a
haber salındı. İstanbul Hilton'dan alınan Bölükbaşı, bir trene bindirilerek
Ankara'ya yollandı. Tekrar "Ankara Hilton"a gelmiş, özgürlüğü ise, yaklaşık 24
saat sürmüştü.
Bölükbaşı gibi kabına sığmayan bir politikacının cezaevi
günlerinin çok zor geçeceği belliydi.
Gazeteleri her gün aldırıyor, son
satırına kadar okuyordu. Bir yıl önceye alınan ve 27 Ekim 1957'de, yani 3 ay
sonra yapılacak olan genel seçimlere, muhalefet partilerinin işbirliği
içerisinde girmek için yaptıkları çalışmaları gazetelerden
izliyordu.
Dört duvar arasına sıkışmışlığın getirdiği çaresizlik, aile
özlemi, eşinin beklediği bebek... İşte bu manzara karşısında, Bölükbaşı'nın
sinirleri iyice bozulmuştu.
Diktafoncu Hasan Efendi, yine
işbaşında
Bölükbaşı, her gün yemeğini getiren sâdık ve vefalı partidaşı,
"Diktafoncu Hasan Efendi" aracılığıyla, eşine, küçük not kağıtları ile sorular
soruyor, o da yazılı cevap veriyordu.
Mediha Hanım, bebek bekliyordu.
1957 yılının Eylül ayı başlarında bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Adını önceden
kararlaştırmışlardı: "Gönül Hürriyet"
Haber cezaevine ulaştığında,
Bölükbaşı çok sevindi. Koğuştaki arkadaşlarına çay ısmarladı. Ve arkasından
konuştu:
"Hürriyet dünyaya geldi; inşallah Türkiye'ye de
gelir."
Bölükbaşı, "Ankara Hilton"da zor günler geçiredursun; genel
seçimler gelip çatmıştı. DP, Seçim Yasası'nda yaptığı bir değişiklikle,
muhalefet partilerinin seçimlerde işbirliği ve ortak liste yapmalarını
önledi.
27 Ekim 1957 günü yapılan seçimleri yine DP kazanmış, ancak oy
oranı düşmüştü. DP'nin çıkardığı milletvekili sayısı 424, CHP'nin ise
178'di.
Seçimlere hapishanede giren Osman Bölükbaşı, yine milletvekili
seçilmişti.
TBMM'deki yeni dönemin ilk gününde, milletvekilleri yemin
ederken, Bölükbaşı da "Ankara Hilton"daki yatağına uzanmış, olan-biteni radyodan
izliyordu.
Hapishane koğuşunda milletvekili yemini
Bİrden yataktan
fırladı.
Üzerinde pijamaları ile cezaevi koğuşunda, milletvekili "yemin"i
etti.
Tekrar milletvekili seçilerek, dokunulmazlığı yenilenen
Bölükbaşı'nın derhal serbest bırakılması gerekiyordu. Ama seçimi kazanan DP'nin
önde gelenleri ise, pek öyle düşünmüyorlardı.
Bölükbaşı'nın avukatı ve
dâva arkadaşı Ahmet Tahtakılıç, Kırşehir milletvekilleri Osman Canatan ve Hayri
Çopuroğlu ile birlikte, o günlerde Başbakan Adnan Menderes'i ziyaret ederek,
tekrar milletvekili seçilen Bölükbaşı'nın hapisten çıkarılması gerektiğini
anlattılar.
Bu ziyaret duyulur duyulmaz, Bölükbaşı'nın rakipleri müthiş
bir şekilde kazan kaynatmaya başladı. Cesur ve kabadayı Bölükbaşı, demek ki,
Menderes'e yalvaracak hale gelmişti!
"Ankara Hilton"dan zor
kurtuldu
Oysa Tahtakılıç'ın Menderes'i ziyaretinden, Bölükbaşı'nın haberi
bile olmamıştı.
Bölükbaşı, avukatları Fuat Arna, Niyazi Ağırnaslı ve
Ahmet Tahtakılıç'ın yoğun çabaları sonunda nihayet tahliye
edildi.
Hapishanenin kapısında omuzlara alındı, sevgi gösterileri ve
çiçeklerle sarılmış halde evine getirildi.
Eşini ve çocuklarını hasretle
kucakladı.
"Ankara Hilton"daki zoraki konukluğu, artık sona
ermişti.
Yeniden partisinin başındaydı ve mücadelesine, bıraktığı yerden
devam edecekti.
Ankara Cezaevİ "Hilton" Koğuşu
DP, iktidarının ilk
yıllarında basınla iyi ilişkiler içindeydi. Bir süre sonra hükümetin
politikaları eleştirilmeye başlanınca, iktidarın basına karşı tutumu da değişti.
Basın eleştiri dozunu arttırdıkça, iktidar sertlik dereceseni yükseltiyordu.
Öyle ki; "İspat hakkı tanınsın mı, tanınmasın mı?" tartışmaları 1950'li yılların
ortalarında DP içinde de gürültülere neden olmuş, azınlıkta kalanlar partiden
ayrılıp, Hürriyet Partisi'ni kurmuşlardı.
1950-1960 yılları arasında
Toplu Basın Mahkemeleri kararları ile gazeteciler, karikatüristler cezaevlerinde
konuk oluyorlardı. Yazıları ve çizgilerinden avlananlar, Ankara, İstanbul ve
İzmir cezaevlerine konuluyordu. Bunların en ünlüsü, Ankara Merkez Cezaevi'ydi.
Buraya düşen basın mensupları yattıkları koğuşa bir de ad takmışlardı. "Ankara
Hilton"... Havalandırmaya çıkarıldıklarında volta attıkları yerin adı da
"Menderes Bulvarı"ydı.
Dönemin ünlü yazar ve çizerlerinden Hüseyin Cahit
Yalçın, Ahmet Emin Yalman, Ratip Tahir Burak, Bedii Faik ve Naim Tiralı
İstanbul'daki cezaevinde yatarken, Ankaralı gazetecilerin çoğu da "Hilton
Koğuşu"nda çile çekiyordu...
Osman Bölükbaşı'ndan Veciz
Sözler
Demokrasinin manevi temeli olan ahlâk ve fazilet bir tarafa
bırakılırsa, o zaman demokrasi, yolu sandıktan geçen bir dolandırıcılığın adı
olur.
"Ben şahıma bağlıyım" diyenler, ne şahı, ne de kendilerini
kurtarabilir.
Çok zulüm gördüm, ama zelil (küçülme)
olmadım.
Bölükbaşı'ndan, sözünde durmayan milletvekillerine: "Onların
bâkiresi, genelevden emekli."
Hulusi TURGUT 22
Ocak 2002 - Salı SabahGAzetesi