21 Aralık 2014 Pazar

NATO ve Anadolu Partisi Programı

Anadolu Partisi, Avrupa Birliği'ne tam üye olmak ve KKTC'nin Kıbrıs Rum Kesimi ile birleşmesi, KKTC'nin fiilen yok edilmesi hedefini programına koymuştur.

Bakınız:
"Anadolu Partisi Programı'nda Avrupa Birliği maddesi"
http://aliserdarbolat.blogspot.com.tr/2014/12/anadolu-partisi-programnda-avrupa.html



*********

AB taraftarı olmanın ve KKTC'yi AB'ye hediye etme programının mantıki sonucu, NATO ve ABD taraftarı olmaktır. NATO demek, ABD demektir.

Gerçekten de, programın ULUSAL GÜVENLİK POLİTİKASI maddesinde şöyle deniliyor:

"Anadolu Partisi Türkiye’nin NATO ile olan ilişkilerini sürdürürken devamlı olarak fayda-karşılıklı yarar analizi ve değerlendirmesi içinde olur."

"NATO ile ilişkileri sürdüreceğiz" demek, "NATO üyesi olarak kalmaya devam edeceğiz" demektir.

"NATO üyesi olmaya devam edeceğiz" demek, "ABD ile müttefik olarak kalmaya devam edeceğiz" demektir.

Ülkemizden koparacağı toprakları İran, Irak ve Suriye'den koparacağı topraklar ile birleştirerek Büyük Kürdistan kurma hedefi ile Büyük Ortadoğu Projesi'ni yapan, haritasını da ABD ordu dergisinde yayımlamaktan, NATO toplantılarında subaylarımızın gözüne sokmaktan çekinmeyen, bu amaçla da ordumuza karşı Ergenekon, Balyoz, Casusluk ve Fuhuş kumpasları kuran ABD ile müttefik olmaya devam etmek nasıl savunulabilir? 

Bakınız:
"ABD ordusunun Türkiye'yi bölen haritaları"

*********
ABD'nin, dolayısıyla NATO'nun esas müttefikinin Barzani ve PKK olduğunu bilmeyen var mı? O halde Atatürkçü, ulusalcı olarak tanıdığımız Sayın Tarhan ve Sayın Ertürk niçin kurucusu oldukları partinin programına Avrupa Birlikçi, NATO'cu olduklarını yazmak gereğini duymuşlardır? 

Bir Atatürkçünün Avrupa Birlikçi, NATO'cu (yani Amerikancı) olması mümkün olmadığına göre, bu durumu nasıl açıklayabiliriz? 

Acaba "AB'ye ve NATO'ya karşı olduğumuzu programa yazarsak oy alamayız. İşte İşçi Partisi'nin durumu ortada" diye mi düşünmüşlerdir?

Halkımız gerçekten Avrupa Birlikçi, NATO'cu ve Amerikancı mıdır? Halkımız KKTC'yi Avrupa Birliği'ne vermek taraftarı mıdır? Halkımız Kıbrıs'ı ikinci bir Girit mi yapmak istemektedir? Böyle olsa bile (ki değildir) oy almak uğruna bu ülkemizin çıkarlarına aykırı durumu kabul etmek doğru bir siyaset olabilir mi? Devrimcilerin görevi halkı aydınlatmak, AB, NATO ve ABD'nin çıkarları ile ülkemizin çıkarlarının birbirine tamamen zıt olduğunu anlatmak değil midir?

Anadolu Partisi (ANA Parti) kurucularından eski ANAP'lı Yunus Yunusoğlu:
"Tarhan için bu zamana kadar hep "Ulusalcı" vurgusu yapıldı. Ama Tarhan merkezde bir parti kurdu. Bu "Ulusalcı" söylemini yapanlar bugün ne diyecekler çok merak ediyorum."
demişti. (15 Kasım 2014)

Bakınız:
"ANA Parti: Ulusalcı değil, merkez partiyiz"

Sayın Tarhan ve Sayın Ertürk, 5 hafta önce yapılan bu açıklama karşısında bugüne kadar sessiz kalmışlardır. 

Acaba Sayın Tarhan ve Ertürk "Ulusalcılar nasıl olsa parti programını okumazlar, bugüne kadar hangi partinin programını okuyup da oy vermişler ki?" diye düşünüp Atatürkçülerden oy beklerken, partinin ANAP ve diğer kökenden gelen kurucuları da "Ulusalcı değil, merkez partiyiz" söylemi ile mi oy avcılığına çıkacaklardır? 

Bir partinin programı ne ise, iktidara geldiğinde uygulayacağı program da odur. Bu programla iktidara gelecek olan Anadolu Partisi'nin Atatürkçü, ulusalcı bir program izlemesi mümkün değildir. Çünkü partinin ve Milletvekillerinin bileşimi programa uygun olarak şekillenecektir.

*********

Anadolu Partisi Programı'nın ULUSAL GÜVENLİK POLİTİKASI maddesi şöyle devam etmektedir:

"Ayrıca Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu’da bulunan ülkelerin merkezi hükümetleri ile güvenlik ve istikrarın korunmasını hedefleyen işbirliği içinde olur."

Programı yapanlar, halkımızla dalga geçmektedirler.

Bir yandan AB taraftarı ve NATO üyesi olup diğer yandan Rusya, İran, Irak ve Suriye Hükumetleri ile güvenlik konusunda işbirliği yapmak mümkün değildir.

Çünkü Rusya Federasyonu'nda Çeçen ayrılıkçıları, Türkiye'de PKK ayrılıkçılarını, İran'da PKK uzantısı PJAK'ı, Suriye'de PKK uzantısı PYD'yi, Irak'ta Bölücübaşı Barzani'yi destekleyerek bu ülkelerin bölünmesi, bölgede istikrarsızlığın hakim olması için çalışanlar ABD, NATO ve AB değil midir?

Hem ABD, NATO ve AB ile birlik içinde olacaksınız, hem de bunların bölmeye çalıştığı bölge ülkeleri ile güvenlik konusunda işbirliği yapacaksınız. Siz bu milleti toptan avanak mı sanıyorsunuz? Bu laf salatalarının benzerlerini söylemekte olan yandaş muhalefet ile ne farkınız kaldı?

*********

Madde şöyle devam ediyor:

"Diğer taraftan ülkemizin güvenliğini en üst seviyede sağlamak için tarihsel bağlarının bulunduğu Asya ve onun yükselen gücü Çin’le işbirliğini ticaretin yanında siyasi alanda da geliştirir ve Şangay İşbirliği Örgütü’nün aktif izleyicisi olmaya çalışır."

"Aktif izleyici" olmak ne demektir? Siyasette böyle bir tarif yok. Bu cümlenin hiç bir anlamı yok. 

Ayrıca, NATO üyesi kalarak, NATO'nun düşman kabul ettiği Asya ile siyasi alanda nasıl işbirliği yapabilir ve bunu nasıl geliştirebilirsiniz? 

*********
Paragrafın son cümlesi:

"Anadolu Partisi Türkiye’nin Batı ile Doğu, Kuzey ile Güney arasında bir çatışma alanı olarak değil, küresel ve bölgesel güvenlik, istikrar ve işbirliğinin örtüştüğü bir alan olması için gereken her türlü tedbiri alır."

Türkiye Batı ile Doğu, yani emperyalizm ile gelişmekte olan ülkeler arasında bir çatışma alanı değildir. Emperyalizm ve gelişmekte olan ülkeler arasında Türkiye'yi paylaşmak için bir çatışma yoktur. Gelişmekte olan ülkeler emperyalist değiller ki (zaten isteseler de olamazlar) Türkiye'yi sömürmek, Türkiye üzerinde hakimiyet kurmak  için emperyalizmle çatışsınlar. Olmayan bir şeyi varmış gibi programa yazmak, emperyalizmi gizlemekten başka bir şey değildir.

Gelişmekte olan Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkeleri Türkiye'yi sömürmeye, bölmeye, Büyük Kürdistan kurmaya çalışmıyorlar. Aksine, onlar da Türkiye gibi emperyalizmin pençesinden kurtulmak, kurtulmuş olanlar da tekrar emperyalizmin pençesine düşmemek için çabalıyorlar. 

Bu bakımdan Doğu ve Batı diyerek emperyalizm ile gelişmekte olan ülkeleri aynı sepete koymak ve ABD emperyalizmi ile AB emperyalizmini gözlerden gizlemek ülkemizin yararına bir tutum değildir.

Atatürk, emperyalizme ve kapitalizme karşı olduğumuzu söylemişti. Anadolu Partisi Programı'nda bir kez bile emperyalizm sözcüğü geçmemektedir.

*********

2006 yılında İşçi Partisi tarafından kabul edilen Milli Hükümet Programı ise, bu konularda şöyle demektedir:


Milli Hükümet Programı Madde15. 
Yabancı Üs ve Askere Son 
Topraklarımız üzerinde yabancı üs ve asker bulunmasına izin verilmeyecek, güvenliğimizi ve komşularımızı tehdit eden ikili antlaşmalar kaldırılacaktır. Türkiye, NATO’dan çekilecek, emperyalist askeri ittifaklara katılmayacaktır. 

Milli Hükümet Programı Madde 16. 
ABD’nin “Büyük Ortadoğu Projesi”ne Hayır
Millî Hükümet, ABD’nin bölgemize ve Avrasya’ya yönelik müdahale ve saldırı eylemlerinde rol almayacak, “Büyük Ortadoğu Projesi”nin engellenmesi için bölge ve dünya devletleriyle işbirliği yapacaktır.

Milli Hükümet Programı Madde17. 
Bölge İttifakı 
Bölgeye yabancı müdahaleleri ve terörü önlemek, bölge ülkelerinin toprak bütünlüğünü savunmak, güvenliğini ve kalkınmasını sağlamak ve barışı korumak için, Suriye, İran, Irak, Azerbaycan ve KKTC ile bölge ittifakı gerçekleştirilecektir. 

Milli Hükümet Programı Madde 18. 
Avrasya’da İşbirliği ve İttifak 
Türkiye, dünyada ve bölgemizde güvenlik ve barış için, başta Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti, Orta Asya Cumhuriyetleri, Hindistan, Pakistan olmak üzere Avrasya ülkeleriyle işbirliği ve dayanışmasını güçlendirecek, dünya dengelerini değerlendirecektir. Türkiye, Şanghay İşbirliği Örgütü içindeki bağımsız yerini alacaktır. Böylece ülkemizin ABD ve AB ile ilişkilerini normalleştireceği ve karşılıklı yarar esasına oturtacağı koşullar da yaratılmış olacaktır.

Bakınız:

*********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder