21 Ağustos 2014 Perşembe

Atatürk ile demokrasi arasında bir seçme yapmak zorunda kalınırsa...

Kurtuluş Savaşımız sırasında İstanbul'da İngilizlerle işbirliği yapan
bir sosyal demokrat parti vardı ama, zaferle birlikte karabatak gibi 
suyun altına girdi.
Çünkü Kemalist Devrim döneminde emperyalizmin işbirlikçilerinin 
ortalarda dolaşmasına izin verilemezdi.

Ve... 1960'larda sosyal demokrasi CHP içinde zuhur etti.
Atatürk ile dövüşe dövüşe, İsmet Paşa'nın gözlerinin önünde...
Ecevit Kemalizm'e tekmeyi attı ve önce "Ortanın Solu" sonra 
"Demokratik Sol" kılıfı altında sosyal demokrasi CHP yönetimine
çöreklendi.

"Sol" maskeli sağcılık CHP'ye kancayı işte böyle attı.

***********

CHP içinde bir "Mülkiye Cuntası" vardı 1960'larda. 
Prof. Dr. Turan Güneş liderliğindeki bu gurupta Deniz Baykal, 
Besim Üstünel gibi isimler vardı.
Bülent Ecevit, bu gurubun fikirlerini benimsedi ve ateşli bir şekilde
savunmaya başladı.


Usta gazeteci Kurtul Altuğ anlatıyor:

1965'ten sonra bir gün CHP Parti Meclis İsmet Paşa'nın başkanlığında
toplantı halinde iken, Genel Sekreter Bülent Ecevit'in "Mustafa Kemal 
bir üstyapı devrimcisidir" sözü üzerine ... 

27 Mayıs devrimcilerinden Orhan Kabibay ve Orhan Erkanlı: 
"Ne demektir bu, yoksa Atatürk'ü de mi inkar edeceksin?" dediklerinde,
Ecevit'in cevabı kısa ve kesin olmuştu: 
"Elbette, gerekirse onu da yaparız."

***********

Ve yaptı...
İşte sosyal demokrasinin Atatürk'e reddiyesi:
Ecevit'in Temmuz 1970'de yazdığı "Atatürk ve Devrimcilik" 
adlı kitaptan bölümler:



"Atatürk Devrimleri altyapı devrimleri değildir; üstyapı değişiklikleridir.
Bu değişiklikler yüzeysel gelişme ve biçimsel çağdaşlaşma getirmiştir."
(sayfa 41,43)

"Türk halkı Cumhuriyet döneminde yapılan devrimlere karşı değildi; 
ama devrimlerden yana da değildi. O devrimlere ilgisizdi ve ilgisiz 
kalmakta da kendi açısından haklı idi." (s.74)

"Bu devrimler köylüyü, halkı doğrudan ilgilendirmiyordu, etkilemiyordu... 
Bu devrimler genellikle halkın üzerinden geçiyordu. Ve daha çok, 
yaşayışı ve davranışlarıyla halkın gücüne giden kimseleri yararlandırır
görünüyordu." (s. 86)

"O zamana kadar yapılan devrimlerden kendi yaşamına bir şey 
gelmediğini gören halk, "1946 ruhu" denen şeyi yarattı." (s. 87)

"Atatürk dönemindeki tek parti yönetimini gerçek demokrasi 
sayanlar, halkçı devrimlerin, altyapı devrimlerinin ancak böyle bir 
yönetimde, öyle bir "demokrasi"de yapılabileceğini ileri sürenler, 
yazanlar var..." (s.47)

"Günün birinde Atatürk devrimleri ile demokrasi arasında bir 
seçme yapmak zorunda kalınırsa, demokrasiden vazgeçmek 
pahasına Atatürk devrimlerini seçecek aydınlarımız var." (s.51)

***********

Ecevit'in şairane cümlelerini düz cümleler haline getirirsek:
  

Atatürk dönemindeki tek parti yönetimi gerçek demokrasi değildir.
Halkçı devrimler böyle bir tek parti yönetimi altında yapılamaz.

Atatürk dönemindeki devrimler halkçı devrimler değil, üstyapı 
değişiklikleridir ve bunların halka bir faydası olmamıştır.

Halk Atatürk'ün yaptığı devrimlere karşı çıkmadı, destek de vermedi. 
Çünkü bu devrimler halkı ilgilendirmiyor ki, halkı etkilemiyor ki, bu 
devrimler halkın hayatında bir değişiklik meydana getirmiyor ki, halk 
bu durumda neden karşı çıksın, neden desteklesin. (Halk bu devrimlere
 öküzün trene baktığı gibi bakıyordu sadece.)

Atatürk devrimlerinden halkın sevmediği kişiler ve 
zümreler faydalanıyordu.

Ve halk, Atatürk'ün yaptığı devrimlerin kendisine bir faydası olmadığını
görünce, "1946 ruhu"nu, yani Demokrat Parti'yi yarattı.

Artık, Atatürk devrimleri ile demokrasi arasında bir seçim yapmanın 
zamanı gelmiştir.

Demokrasiden vazgeçmek pahasına, yani demokrasi yerine hala daha
 Atatürk devrimlerini savunan aydınlar vardır. Biz bunlardan değiliz.

***********

Görüldüğü gibi, sosyal demokrasi, demokrasinin Atatürkçü, devrimci
tanımını değil, emperyalistler tarafından yapılan sahte tanımını 
benimsemiştir.

Dolayısıyla: Hem Atatürkçülük, hem sosyal demokrasi olmaz.

Kılıçdaroğlu, bir başlangıç değil, bir sonuçtur. Sosyal demokraside 
ısrar edildiği sürece yalnız ve yalnız yeni Kılıçdaroğlular ortaya çıkar.

ABD işbirlikçiliği, NATO köleliği, Avrupa Birliği mandacılığı, emperyalizmin
bölücü "Kürt Açılımı" planı destekçiliği ve benzerleri hep sosyal demokra-
sinin olmazsa olmaz hediyeleridir.

***********

Faydalanılan kaynak:


***********
arşiv:
Beş maddede sosyal demokrasi 20 Ağustos 2014

Nihat Genç Halk TV'den kovuldu 19 Ağustos 2014

ABD'nin 2008 tarihli CHP Raporu: "Baykal gitsin Kemal gelsin" 18.8.14

PKK'yı yasallaştırma cinayetinin suç ortakları 17 Ağustos 2014

Yılmaz Özdil kumpası can damarından vurdu 16 Ağustos 2014

Hulki Cevizoğlu, YURT gazetesinden kovuldu 15 Ağustos 2014

YURT gazetesinin ekseni kaydı 14 Ağustos 2014

 CHP bölücülük yolunda tam gaz 13 Ağustos 2014

***********

1 yorum:

  1. ATATÜRKÇÜLER “Ne olduğunu Sn.Erdoğan'dan öğrendiğimiz Topçu Kışlası meğer bizim Potemkin Zırhlı'mızmış! Keşke o zırhlıda çıkan isyanı bastıracak bir Rus MK Paşa çıksaydı da, dünya komünizm illetine dûçâr olmasaydı” diye bir ortak deklarasyon yayımlasınlar; Amerika Erdoğan'ı bitirir, yerine YILMAZ BÜYÜKERŞEN'i getirir. Her şeyin bir bedeli var kısacası.

    YanıtlaSil