30 Ocak 2014 Perşembe

Cemaat - MİT - PKK - Türksolu ortak saldırısı

Aydınlık’ın, 10 gün süren “İmralı’daki Apo anlatıyor” yazı dizisi ve Paris cinayetiyle birlikte yeniden gündeme gelen MİT-PKK ilişkisini ortaya koyan yayınları, hem MİT’i hem PKK’yı rahatsız etti.

PKK’nın yayın organı ANF, “Aydınlık’tan Kaçanlar” kitabındaki psikolojik savaş malzemelerini yeniden piyasaya sürdü.

Fethullah Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı Erkam Tufan Aytav’ın imzasını taşıyan ve döneklerin anlatımlarından oluşan "Aydınlık’tan Kaçanlar" kitabı yaklaşık 3 ay önce yayımlanmıştı. Kitabın üst başlığı "Ayrılanların gözü ile Maocu Aydınlık hareketi". Dönekleşip Fethullah'a ve AKP'ye biat eden sözde aydınlar, eskiden içinde oldukları Aydınlık gurubu hakkında yakası açılmadık iftiraları bu kitapta anlatıyorlar.


PKK’nın yayın organı ANF, "Perinçek JİTEM elemanı mı?" başlıklı yazıda, Cengiz Çandar'ın bu kitaptaki iddiasını tekrarlıyor. Çandar 2004 yılında dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un kendisine "Perinçek JİTEM'in sözleşmeli personeli" dediğini iddia ediyor. Sabri Uzun bu iddiayı yalanladı ama duyan kim.

Cengiz Çandar, eskiden Aydınlık hareketi içinde yer alan, ancak daha sonra dönekleşen ve “Pentagon’a giren ilk Türk gazeteci” olmakla övünen bir sözde aydın.

Fethullah Cemaati ve PKK saldırır da MİT durur mu? O da kamuoyunda, yüzlerine Atatürk maskesi tutan ve "Genç Türk" olarak bilinen guruba ait "Türksolu" dergisini kullanarak saldırdı.

TürkSolu Ocak 2014

İşçi Partisi içinde MİT'e bağlı bir hücre yapılanması kurma girişimi tespit edilen Gökçe Fırat Çulhaoğlu, 2000 yılında partiden atılmıştı. Daha sonra CHP içinde Deniz Baykal'ın etrafında ve ADD içinde yuvalanma girişimleri İşçi Partisi'nin uyarıları ile önlenen Gökçe Fırat gurubu, MİT'in desteği ile Türk Solu dergisini çıkarmaya başladı.

Varlık gerekçesi İşçi Partisi ve Perinçek düşmanlığı olan Türksolu adlı dergide Gökçe Fırat, komplo teorisi bile denemeyecek saçmalıkta “Apo, Tayyip, Perinçek kumpas üçgeni” başlıklı bir yazı yayımladı.

Bu gurubun en büyük eylemi, 25 Ekim 2003 günü Ankara'da üniversitelerin düzenlediği "Cumhuriyete Saygı" mitinginde açtıkları "Ordu Göreve" pankartı olmuştu. Dergilerinin kapağına da "Ordu Göreve" yazmışlardı.

Onbinlerce kişinin katıldığı bu mitingde yandaş medya sadece bu pankartı öne çıkardı. Sanki onbinler yürümemiş, sadece bu bir avuç provokatör orduya darbe çağrısı yapmıştı.

Mitingin düzenleyicileri olan Rektörler Kemal Alemdaroğlu, Ferit Bernay, Mustafa Yurtkuran ve Fatih Hilmioğlu, bu pankartı açtırmakla suçlandılar ve Ergenekon tertibinde tutuklandılar. Azılı Atatürkçü ve Kürt düşmanı TürkSolu ekibi, görevini yerine getirmiş oldu.

TürkSolu Ekim 2003

Bu pankart MİT talimatı ile açılmıştı. "Cumhuriyet mitinglerinde Ordu Göreve pankartı açarak darbe çağrısı yaptıkları" gerekçesi ile Ergenekon tertibinden tutuklamalar yapılmış, ancak kimliği belli olan bu provokatör guruptan hiç kimse yakalanmamıştı. Aydınlık dergisi pankartı ve pankartı açanların fotoğraflarını "Provokatörün Portresi" kapağı altında yayımladığı halde, MİT koruması altındaki bu provokatörler ellerini kolarını sallayarak Amerikan Atatürkçülüğü yapmaya devam ettiler.

Aydınlık 2 Kasım 2003

Türksolu dergisi, 2013 Ekim sayısında Gökçe Fırat imzalı "Hakan Fidan: Kimin adamı?" başlıklı bir yazı yayımladı. Yazıya göre yabancı basın Hakan Fidan'ı hedef alıyordu. AKP, ABD güdümünde değildi. Hakan Fidan da ABD denetiminde değildi ve onun yönetiminde MİT de ABD denetiminden çıkmıştı. AKP, MİT ve Hakan Fidan onun için hedefteydi. Tayyip Erdoğan BOP Eşbaşkanı değildi. BOP'un amacı da Şii Hilali kurmaktı. Dergi, İran düşmanlığına böylece teorik bir kılıf uydurmuş oluyordu. Suriye konusunda Tayyip Erdoğan'ın savaş yanlısı politikaları da böylece kolayca desteklenebliyordu. Derginin Nisan 2012 sayısında Tayyip Bey Napolyon'a benzetiliyordu.


TürkSolu - GençTürk gurubu, 29 Ekim 2012 günü İstiklal Caddesi'ndeki eylemlerinde "Erdoğan Göreve" pankartı açarak Tayyip Erdoğan'ın Suriye'ye saldırmasını istedi. Rus Ayısı, İran Mollası ve Çin Emperyalizmine karşı açtıkları mücadelede Suriye'nin ezilmesi bu güruh için birinci derecede önem taşıyordu. 


Son günlerde, sokaklardaki bilbord denen reklam panolarında görülen "Herkes susar Türksolu susmaz" ilanlarının parasını kim ödüyor? Cumhuriyet, Sözcü, Milliyet, Akşam ve Vatan'da çarşaf çarşaf basılan reklamların parasını kim ödüyor?


"Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" sloganının yaratıcısı Gökçe Fırat imiş. AKŞAM, SÖZCÜ, Cumhuriyet, VATAN ve Milliyet gaz tenekelerine verdikleri ilanda böyle yazıyorlar. Bu sloganın İP'e ait olduğunu bütün dünya biliyor.

Kapı kapı dolaşıp "Biz TGB'den geliyoruz" diyerek bağış topluyorlar, dergi ve kitap satıyorlar. Uyanık olalım, bu güruha para kaptırmayalım.

Bu güruh "Ulusal Parti" adıyla bir de parti kurdu. Parti Başkanı Gökçe Fırat Çulhaoğlu'nun özgeçmişi okunduğunda, yaşamının üç senesi görünmüyor. Ne İşçi Partisi üyesi olmuş, ne de İşçi Partisi'nin gençlik örgütü olan Öncü Gençlik'in yönetiminde bulunmuş. Bir insan niçin geçmişini gizler? Çünkü bilinse, partiden niçin ayrıldığı sorgulanabilir ve MİT ajanı olduğu anlaşıldığı için atıldığı öğrenilebilir. Böylece sahte Atatürkçü maskesi düşer. Onun için, kedi mokunu gizler gibi geçmişini gizliyor. Buyrun okuyun, işte o özgeçmiş:

***********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder