24 Haziran 2013 Pazartesi

Faiz lobisinin içyüzü

Faiz lobisini en anlaşılır şekilde açıklayan kişi Yeditepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Emrullah Cemil Tarhan oldu.

Açıklamanın tamamını grafiklerle Naci Kaptan'ın sitesinde bulabilirsiniz. 
Bu çalışma, 2002-2006 arasındaki 4 yılı kapsıyor.

Emrullah Cemil Tarhan
Özetliyorum:
 
Aralık 2002'de 130 milyar dolar olan toplam dış borcumuz (devletin ve özel sektörün dış borçları toplamı), tam 91 milyar dolar artarak Aralık 2006'da 221 milyar dolara ulaşmış.
(Düşünün: Cumhuriyet döneminde 80 yılda 130 milyar dolara ulaşan borcumuz, AKP döneminde sadece 4 yılda 91 milyar dolar artıyor)

Çizelgeyi büyütmek için üzerine tıklayınız:


 91 milyar dolar artış şöyle meydana geliyor:
Özel sektörün Aralık 2002'de 44 milyar dolar olan dış borcu tam 94 milyar dolar artarak Aralık 2006'da 138 milyar dolara ulaşıyor.
 

Devletin dış borcu ise, aynı zaman dilimi içinde 86 milyar dolardan 84 milyar dolara düşüyor. Yani özel sektör dış borç alırken, devlet dış borç ödüyor.

Bu şöyle oluyor: Özel sektör dışarıdan düşük faizle aldığı parayı devlete yüksek faizle veriyor, devlet de yüksek faiz ödeyerek aldığı bu para ile düşük faizli dış borcunu ödüyor.
İşte faiz lobisi bu...


"IMF'ye borcumuzu ödedik, faiz lobisi harekete geçti" aldatmacalı övünmesinin arkasında yatan, işte bu faiz vurgunu...
 
2006 yılında devlet
174 milyar dolar iç borcuna karşılık 30 küsur milyar dolar faiz öder (%17,6 faiz)
191 milyar dolar dış borcuna karşılık 5 milyar dolar faiz öder (% 2,5 faiz)
 
Peki, devlet niçin %2,5 faizli dış borcunu öder de, %17,6 faizle iç borç alır? İşte faiz lobisi burada.
 
Özel sektör, "kredi" adı altında dışardan %2,5 faizle aldığı parayı sanayiye, ticarete yatırmaz. Ya ne yapar? %17,6 faizle devlete borç olarak verir. Böylece %15 faiz kazancı olur.
 
Devlet, dışarıdan %2,5 faizle borç alabilecek iken almaz, faiz lobisinin dışardan %2,5 ile aldığı parayı %15 fazla faiz ödeyerek %17,6'ya faiz lobisinden alır.
 
Buradan anladığımız kadarı ile,  devleti 2002-2006 yılları arasında AKP yönettiğine göre, bu vurgunu da AKP planlamış ve uygulamıştır. Var mı bunun başka bir izah tarzı? Bu durumda, faiz lobisi Tayyip bey'in kendisinden başka bir şey değildir.  Şimdi, "Faiz lobisi beni devrimeye çalışıyor" diye feryat ediyor. Yukarıdaki hesabı bilmeyenleri aldatabiliyor sadece.


Dışarıdan düşük faizle bu kadar yüksek miktarda para alma operasyonu ancak Hükümet ile işbirliği içinde yapılabilir. Adamlar düşük faizle aldıkları parayı yüksek faizle Hükümete kakalayacaklarından o kadar eminler ki, gözlerini kırpmadan o borcun altına giriyorlar.
 
Şimdi işin püf noktasına gelelim:
Devlet, iç borcu TL olarak almaktadır. Yani faiz lobisi, dışarıdan dolar olarak aldığı borcu TL'ye çevirerek devlete satar.
Eğer borç süresi içinde doların değeri %15 artarsa, faiz lobisi devletten geri ödeme olarak aldığı TL'yi dolara çevirince ancak borç verdiği kadar dolar kalır elinde. Bu durumda hiç kar edemez.
 
Örnek: faiz lobisi 1,000 doları 1,50TL kurdan bozdurdu, 1,500 TL olarak devlete borç verdi. Borç süresi sonunda dolar 1.50 x %15 = 1.72 oldu. Lobi devletten 1,500 x %17,6 = 1,764 TL aldı bunu dolara çevirince 1,764 / 1.72 = 1025 dolar olur ki, bunun %2,5'u olan 25 doları faiz olarak dışarıya ödeyince hiç kar etmemiş olur.
 
Faiz lobisinin kar etmesi için yani vurgun vurması için, doların değerinin çok az artması gerekir. Dolar faiz süresi içinde % 2 arttı diyelim. Yani 1,50 x %2 = 1,53TL oldu. Faiz lobisi 1,764TL'yi dolara çevirince 1,764 / 1.53 = 1,152 dolar geçer eline. 25 doları dışarıya faiz olarak öder, elinde 1,127 dolar kalır. Yani %12,7 net kazanç elde eder. İşte, dövizin değerlenmemesinin altında yatan neden de budur. Hükümet doları baskı altında tutuyor. Niçin? Faiz lobisi bu vurgunu vursun diye. Yani dışardan borç alıp Hükümete borç veren lobi, doların değerinin artmayacağından emin.
 
Hatta, AKP döneminde dolar değerlenmediği gibi, değer kaybediyor. 2002'de 1,54 TL olan dolar, 2006'da 1.27 TL'ye düşüyor.

Hesabı buna göre baştan yapalım: 1,000 doları 2002'de 1.54 TL kurdan bozdurdu, 1,540 TL olarak devlete borç verdi. 4 sene sonra %17.6 x 4 = %70.4 faizle 1,540 x %70.4 = 2,624 TL olarak geri aldı ve 1.27 TL kurdan bozdurdu. 2,556  / 1.27 = 2,066 TL eline geçti. Dışarıya 4 yılda %2,5 tan %10 faiz verdi yani 100 TL. Elinde kalan net para 1,966 TL. Yani kazancı 4 yılda %96.6. Yılda dolar bazında %24 faiz almış oluyor. Böyle vurgun dünyada görülmüş mü?


Demek ki, iç piyasada faizlerin düşmesi ve buna bağlı olarak doların değerlenmemesi, hatta değerinin düşürülmesi hep faiz lobisinin bu vurgunu yapması için Hükümet tarafından sağlanmaktadırFaizlerin düşmesi, vatandaşın bankadaki 3 kuruşuna aldığı faizin azalmasına yol açarken, dışardan borç aldığı parayı devlete yüksen faizle veren faiz lobisinin vurgun vurmasına neden oluyor. 
 
Vatandaşa düşük faiz, Hükümet yandaşı faiz lobisine süper faiz. İşte Tayyip Bey'in "Faizleri düşürdük, faiz lobisi o yüzden bizi düşürmeye çalışıyor." aldatmacasının içyüzü bu. İnsanlar bu aldatmacaya inanıyorlar, çünkü milyonlarca hesap sahibi, bankaların verdiği faizlerin düştüğünü görüyor, ama bir avuç haramzadenin aldığı süper faizden haberleri yok.
 
Bu işten devletin zararı, yani faiz lobisine fazladan %12,7 faiz ödemesi toplamı:
2003 :   7 milyar dolar
2004 : 11 milyar dolar
2005 : 17 milyar dolar
2006 : 25 milyar dolar
Toplam: Sadece 4 senede 60 milyar dolar faiz lobisinin cebine haksız kazanç (vurgun) olarak akmıştır.
Bu operasyonun başında ise Tayyip Bey vardır. Ondan başka kim olabilir? Devleti yönetenin gözünün içine baka baka, ondan habersiz böyle bir vurgun nasıl kotarılabilir?
 
2006'dan bugüne bu vurgun misli ile artmış olmalıdır. 2006'da 138 milyar dolar olan özel sektör dış borcu 2010'da 178 milyar dolara fırlamıştır. Yani devlete 40 milyar dolar daha borç vermişler. %13 faiz farkından hesaplayın vurgunun büyüklüğünü.
 
Şimdi bu tatlı vurgunun sonu geliyor gibi görünüyor.
Amerikan Merkez Bankası FED sıfır faiz verdiği için, küresel para, bizim gibi ülkelere %2.5 gibi düşük bir faizle verilebiliyordu. Adam parasını Amerika'da tutarsa hiç faiz alamayacak. Aptal olmadığına göre, sana düşük faizle veriyor.
Ancak FED, sıfır faiz uygulamasına son vereceğini açıkladı. Yavaş yavaş faizleri arttıracak. Bu durumda, bizim gibi geri kalmış ülkelere risk alarak gelen para, hiç risk olmayan Amerika'ya geri dönmeye başlayacak. Bol borç para alma dönemi kapanacak gibi.

Bizim gibi sıcak paraya bağımlı olan ülkeler çok zor duruma düşecekler. Borçlarını taze borç alarak ödemeye alışmış olan ülkeler, bu olanak ortadan kalkınca vergileri arttırmak, halkın ümüğüne basmak zorunda kalacaklar. Halkın ümüğüne basan hükümetler ise er geç tekerlenir.

Acaba Amerikan Merkez Bankası, Tayyip Bey'i iktidardan düşürmek için mi bu kararı aldı? Türkiye taze borç alamasın, krize girsin, Tayyip Bey tekerlensin. Vallahi bunu da söylerler. Megalomaninin sınırı yok. Ama FED'in kararı sadece Türkiye'yi değil, tüm geri kalmış ülkeleri etkileyecek. Ama gel de anlat. Tayyip Bey'i Dünya Lideri olarak gören zihniyet asla laf anlamaz.
 
********

1 yorum:

  1. İşin özeti: Bu işten devletin zararı, yani faiz lobisine fazladan %12,7 faiz ödemesi toplamı:
    2003 : 7 milyar dolar
    2004 : 11 milyar dolar
    2005 : 17 milyar dolar
    2006 : 25 milyar dolar
    Toplam: Sadece 4 senede 60 milyar dolar faiz lobisinin cebine haksız kazanç (vurgun) olarak akmıştır.
    Bu operasyonun başında ise Tayyip Bey vardır. Ondan başka kim olabilir? Devleti yönetenin gözünün içine baka baka, ondan habersiz böyle bir vurgun nasıl kotarılabilir?

    2006'dan bugüne bu vurgun misli ile artmış olmalıdır. 2006'da 138 milyar dolar olan özel sektör dış borcu 2010'da 178 milyar dolara fırlamıştır. Yani devlete 40 milyar dolar daha borç vermişler. %13 faiz farkından hesaplayın vurgunun büyüklüğünü.

    YanıtlaSil