9 Aralık 2011 Cuma

Cemaat ile PKK'nın Said-i Kurdi kavgası

Nüfustaki adı Said Okur olan Said-i Nursi'yi sahiplenen Fethullahçılar, filmini bile çektiler.
Said-i Nursi, son dönemde, PKK tarafından da Said-i Kurdi olarak sahiplenilmeye başlandı.
Ancak bu sahiplenme yarışı artık kavgaya dönüşmüş durumda!
 
PKK’ye yakın Fırat Haber Ajansı’nda geçen hafta, Zana Zanyar imzasıyla
   “Fethullah Gülen’e göre ‘Said-i Kurdi’nin mezarını sormak küstahlık’” 
                                                                              başlıklı bir makale yayımlandı.
 
Makalede şöyle deniyor:
"Fethullah Gülen, 14 Kasım 2011 tarihli röportajında, Said-i Kurdi’nin talebelerine: "Benim mezarımı bir-iki kişiden başkası bilmesin” dediğini savunuyor, ve fetvayı veriyor: “Onu delmek ne demektir, o bir küstahlıktır.”
Yani F. Gülen, "Said-i Nursi'nin mezar yerini devlet açıklasın" diyenlerin, Said-i Nursi'nin isteğine karşı geldiklerini, küstahlık yaptıklarını söylemiş oluyor.
 
Zanyar, makalede daha sonra:
"F. Gülen, daha Said-i Kurdi yaşarken, ‘Kürt olduğu için onun yanına gitmeyi Türklük gururum kabul etmedi’ diyebilecek kadar ırkçı bir tavır sergilemişti”
diyor, ve F. Gülen’i, "Said-i Kurdi’nin Risale-i Nurlarında tahrifat yapmakla"suçluyor.
 
Zana Zanyar, makaleye şu iddia ve suçlamayla devam ediyor:
"Said-i Kurdi’nin "mezarının bilinmesini istemediğine" dair bir sözü olmadığı gibi, tam tersine Van’daki Horhor medresesine gömülmeyi vasiyet etmişti”
"Dolayısıyla, Said-i Nursi'yi gömdürdüğü yeri açıklamayan dönemin 2. Ordu Komutanı Cemal Tural ile, mezarın yerinin bilinmesini istemeyen Fethullah Gülen, birlikte hareket etmektedirler"
 
(23 Mart 1960’ta Urfa’da ölen Said-i Kurdi, Halilülrahman Camisi'ne gömüldü. Ancak camideki mezarı, adeta bir tapınma merkezine dönüştü. 27 Mayıs yönetimi bunun üzerine, Said-i Kurdi’yi, kardeşinin de izniyle, 12 Temmuz 1960 gecesi camiden çıkarıp bilinmeyen bir yere defnetti.)
 
PKK ajansı bundan dolayı F. Gülen'i 27 Mayıs'çı ilan ediyor...
 
 
Gülen 27 Mayısçı değil, Amerikancıdır
++++++++++++++++++++++++++++++++
 
Ancak Zana Zanyar’ın devamında verdiği bilgiler, Gülen’i 27 Mayısçı değil, tersine Amerikancı ve Süper NATO’cu yapmaktadır:
(Bilindiği gibi, Özel Harp Dairesi, o dönemde, NATO'nun üye ülkelerde kurduğu gizli örgüt -gladyo- görevi görmekte idi)
 
İşte Zanyar'ın makalesinin o bölümü:
“Fethullah Gülen, 1961 yılında askere gider. Acemi birliğini Özel Harp Dairesi Elemanı Kurmay Başkanı Reşad Taylan’ın yanında yapar.
Acemi birliğinde sadece istihbarat elemanlarının görevlendirildiği büyük telsiz eğitimini alır.
Gülen’in Özel Harp Dairesi yani istihbarat ilişkisi 1957 yılına dayanıyordu.
Daha 16 yaşındayken, Erzurum’da Özel Harp Dairesi elemanlarından Üsteğmen Esad Keşafoğlu tarafından yetiştirilir ve Nur Cemaati’ne özel harp elemanı olarak sokulur.
Bundan dolayıdır ki gittiği her yerde istihbarat işini yapar.
Acemi birliğinde büyük telsiz eğitimine alınmasının nedeni, çok yetkin bir istihbaratçı olarak yetiştirilmesinin amaçlanmasıdır.
 
“Aynı görevlendirme zinciri usta birliğinde de olur.
Gülen, usta birliğini İskenderun’da 2. Ordu Karargâhı’nda, Org. Cemal Tural’ın yanında büyük telsizci -istihbarat elemanı- olarak yapar.
Askeri kanuna göre bir askerin vaaz vermesi yasakken Gülen istihbaratçı olduğu için özel harp temelinde vaazlar verir.
Gülen, Küçük Dünyam adlı kitabında bu durumu şöyle itiraf eder:
       ‘Askeri elbisenin üzerine cübbe giyilmezken, ben böyle bir kıyafetle vaaz ediyordum.’”
 
Düşman Nur postuna bürünmüş
++++++++++++++++++++++++++++
 
Zanyar’ın makalesini Said-i Kurdi’nin “Düşman nur postuna bürünmüş” sözleriyle bitirmesi ise artık kılıçların çekildiğini göstermektedir!
 
+++++++++
Mehmet Ali Güller'in 28 Kasım günlü Aydınlık köşe yazısından özetlenmiştir.
Yazının tümü için:
+++++++++

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder