7 Kasım 2011 Pazartesi

"Türk Milleti" hukuk dışına sürülüyor

22 Ekim 2011






ABD emperyalizminin dayattığı karşıdevrim anayasasının
                           en yıkıcı, en karanlık planı,
    "Türk Milleti" kavramının hukuk dışına sürülmesidir.
Evet hukuk dışına!
Anayasa dışına attınız mı, hukuk dışına sürülmüş olur.
O zaman Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ün 91 yıllık hasetleri gerçek olur.
Ne diyordu Tayyip Erdoğan:
“Etnik unsurlar vardır.
Kürt’ü vardır, Laz’ı, Çerkez’i, Gürcü’sü, Arnavut’u, Boşnak’ı, Türk’ü vardır.
Bunlar ülkemizde bir alt kimliktir. Bunun bir tek üst kimliği vardır;
                                                      o da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır.”
Abdullah Gül’ün Türk milletini reddeden lafları da arşivlerde duruyor.
Kılıçdaroğlu’nun Neo-CHP yönetiminin de bu sinsi plana dahil olması, durumun çok ciddi olduğuna işaret ediyor.
"Yurttaşlar topluluğu", "Vatandaşlar topluluğu", millet değildir
Ahali ile millet, çeşitli etnik kalabalıklar ile millet bir tutulamaz; aralarında çağ farkı vardır.
Millet, çağımızın toplumudur.
Aynı ekonomik pazarda, vatan denen toprak parçası üzerinde
                             millet bilincine sahip olan insan topluluğundan söz ediyoruz.
           Millet olmaktan vazgeçer, yurttaş kalabalığı olursak ne olur?
Bugünün dünyasında millet kavramını hukuk dışına sürmenin bir tek sonucu vardır:
       Millet yoksa, devlet de yoktur. Zaten yürütülen planın hedefi de budur.
Türk Milleti olmazsa, Türkiye Cumhuriyeti hiç olmaz.


"Yurttaşlar topluluğu" çok aldatıcı, sahte bir kavramdır. 
Milleti olmayan yurttaş, neyin yurttaşı olacak? Devletsizliğin yurttaşı mı?
O nedenle “TC yurttaşlığı”, aslında yurttaşlık değildir.
Çünkü Türk milleti olmazsa, Türkiye Cumhuriyeti de olamaz.
                                              Olmayan Cumhuriyetin yurttaşı da olamaz.


“TC yurttaşlığından” söz edenler, 
    tarih bilinci olmayan cahiller ile  
Türkiye Cumhuriyetini yıkmakla görevlendirilmiş hainlerdir.


Çağımızda devletin insan unsuru millettir. 
Hiç kimse, günümüz dünyasında, 
          milleti olmayan bir devlet gösteremez.
Çağımızda, insan unsurunu “yurttaşlar” diye tanımlamış bir devlet varsa, 
                            haritada yerini göstersinler, biz de öğrenelim. 
Her devletin bir milleti vardır. 
Yurttaş ise o millet mensubu olan bireyin devletiyle olan bağını ifade eder.
Devrimle millet olmuştuk
Türk milletini, Atatürk, 1930’da Medeni Bilgiler kitabında çok güzel tanımlamıştı:
“Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.”
Atatürk'ün elyazısı

Devrimci Cumhuriyetin Anayasasına yazılacak tanım budur.
 Atatürk, Türkiye halkının Cumhuriyeti birlikte kurarak, devrim yaparak Türk milletini oluşturduğunu saptamıştır. Tarihsel gerçek budur. Biz, Mazlumlar Dünyasına örnek bir devrimle Türk milleti olduk, bu süreçte büyük bir atılım gerçekleştirdik.






"Türk Milleti"nden vazgeçerek birlik sağlanmazEğer ABD’nin tezgâhladığı Anayasa yapılır ve "Türk Milleti" hukuk dışına sürülürse, bunun sonucu bölünme değil, dağılmadır.
Eğer Kürdümüz emperyalist planın içinde yer alacaksa,
       onların “hatırı” için Türk Milleti kavramını Anayasa dışına sürmek, kabul edilemez.
Kürtlerimizi birlikte yaşamaya ikna etmek gerekçesiyle Türk Milleti kavramı hukukun dışına atılamaz.
Tarihten silemeyeceğiniz bir kavramı, anayasadan silmeye kalkarsanız, o anayasa sizin başınıza yıkılır.
Türk milletinin anayasadan çıkarılması planı, bölünmeyi değil dağılmayı Türkiye’nin önüne koyuyor.
Türkiye’ye bölünme veya dağılma seçeneklerini dayatanlar, devrimi dayatıyorlar.
+++++++++++++++
Doğu Perinçek'in 22 Ekim günlü Aydınlık köşe yazısından kısaltılarak derlenmiştir
Yazının aslı için:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder