19 Temmuz 2011 Salı

Balbay ve Haberal'a karşılık Yeni Anayasa

 
Yorumlardan geçilmiyor.
"Yeni CHP teslim oldu", "Kılıçdaroğlu tükürdüğünü yaladı" vesaire.
Hepsi palavra. İşin özü bu değil.
 
"Aman CHP'liler rencide olur" baskısı yetti artık.
Gerçeği yazacağım, ne olursa olsun, kim kızarsa kızsın, kim rencide olursa olsun :
 
Kılıçdaroğlu, Fetrullahçı çetenin yaptığı bir operasyonla CHP'nin başına getirilmişti.
Ama bunu bilmezden gelerek, Gandi Kemal'i Kemalist saflara çekme uğraşına giriştik.
Aydınlık ve Ulusal Kanal'da kendisi ile söyleşiler yapıldı, AB aleyhine söylediği bazı sözler cımbızla çekilerek öne çıkarıldı.
"Liboşlar sana kucak açıyor, aman tuzağa düşme" diye uyarılar yapıldı, ama hiçbiri fayda etmedi.
 
Son bir gayretle seçimlerden önce güçbirliği teklif ettik.
İP, ADD temsilcileri, Cumhuriyet Güçbirliği temsilcileri defalarca kendisini ziyaret etti.
Ancak CHP yönetiminden cevap bile gelmedi.
CHP'nin teslim olduğu, güçbirliğini reddetmesi ile herkes tarafından görüldü.
 
Neden güçbirliği yapmayı reddetti Kılıçdaroğlu?
Çünkü o zaman bölücüleri, Fetullahçıları aday gösteremeyecekti.
Yeni Anayasa (Federasyon Anayasası) için AKP'ye destek olamayacaktı.
 
Diyeceksiniz ki, Balbay ve Haberal'ı neden aday gösterdi?
Çünkü, Yeni Anayasa'ya destek vermesini mazur gösterecek bir olaya ihtiyacı vardı.
Balbay ve Haberal'ı aday göstererek bir taşla iki kuş vurdu.
Seçimlerden önce:
-- Bölücülerin ve Fetocuların parti yönetimine getirilmesi ve Milletvekili adayı gösterilmesine karşı parti içinde yükselen muhalefeti dizginledi
Seçimlerden sonra:
-- "Anlaşma yaptık, AKP Balbay ve Haberal'ı hapisten çıkaracak, biz de karşılık olarak Yeni Anayasa'yı destekleyeceğiz" dümenine yatmanın yolunu açtı.
 
Yani Kılıçdaroğlu, AKP'nin Yeni Anayasa'sına destek vermek için Balbay ve Haberal'ı bahane olarak kullandı.
 
AKP-CHP arasında imzalanan "İrade Beyanı"nın şu satırları, olayı olanca çıplaklığı ile yansıtmaktadır:
 
"Tüm Milletvekillerinin TBMM'de olmaları gereğine inanıyoruz...
Anayasa dahil tüm mevzuatın... özgürlükleri genişletici bir anlayış ile yorumlanması gerektiğine inanıyoruz...
Ortaya çıkan bu fırsat toplumsal sözleşme tanımına uygun bir Anayasa yapılması hedefi için kullanılmalıdır"
 
Yani ne tükürdüğünü yalama var, ne de teslim olma...
Olay başından beri planlı. Balbay ve Haberal'ın aday gösterilmesinden sonra olanların hepsi önceden planlı.
Gözümüzün önünde "Federasyon Anayasası"nı elbirliği ile çıkarmak için bir danışıklı dövüş, bir kayıkçı dövüşü yapılıyor.
Bundan maksat, CHP'nin Atatürkçü üyelerini AKP ile işbirliğine razı etmek.
Kılıçdaroğlu diyecek ki: "Ne yapalım arkadaş, hapistekileri kurtarmak için Türkiye'nin bölünmesine razı olduk"
MHP'nin bu oyuna katılıp katılmayacağını göreceğiz.
 
İşte söyledim. Kim kızarsa kızsın, kim rencide olursa olsun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder